Examples of using "Deeper…" in a sentence and their turkish translations:
iyice dibe doğru gitmiştim,
Bu ondan daha derin.
Bundan daha derin bir mesele var:
çıkarmak için kazdı kazdı daha da derine gidiyor
- Çukurları daha derin yaptın.
- Çukurları daha derinleştirdin.
Daha derin kazmamız gerekir.
Daha derine kazmak zorundasın.
ve o kadar derine batarım.
ve daha derine batıyorum.
Pekala, hadi biraz daha derinlere inelim...
Onun sözlerinin daha derin bir anlamı vardır.
Tom mağarada daha derine gitti.
Ne kadar derin ve büyük olursa o kadar iyi!
Yazmak ölümden daha derin bir uyku.
Derine daldıkça, su da soğudu.
Kar sandığımdan çok daha derin!
Oyuk ne kadar derin olursa çapa da o kadar kuvvetli olur.
Ama daha gözü pek olanlar şehrin içlerine kadar giriyor.
Daha derine daldığımız zaman su soğur.
Daha derinlerde, bir şey bilinçaltınıza işlemiş,
Geceleri ormanın derinlikleri çok tehlikeli olduğu için
Bu sadece daha derin bir sorunun bir belirtisidir.
ve toplumun, daha derin bir sorumluluk seviyesine gelinmesine,
Ancak kitaplarıma daha derinden bakmayı öğrendikçe,
Üst okyanus derin katmanlardan çok daha fazla ısındı.
Ah, gelgitler arttıkça çamur daha da derinleşiyor.
Daha derin bakmaya başladığınızda onu kendiniz bulacaksınız.
Mağaranın derinliklerindeki kurt izlerini mi takip edelim?
Bazı yerlerde, okyanus en yüksek dağların yüksekliğinden daha derindir!
Bir kelime ile gelen bir darbe, bir kılıçla gelenbir darbeden daha derin vurur.
Bacağınızı her çekişinizde, daha da derine doğru emiyor.
yepyeni bir gelişme yaşamaya başladım. Güzel, sakin, berrak bir gündü.
İnsanın ruhu gökyüzünden daha büyük ve okyanustan daha derindir.
İki ülke arasında kültürel değişim devam ederken, onların karşılıklı anlayışı daha da derinleşti.
Bu süreçte kültürümle daha derin bir şekilde, yeniden bağlantı kurabildim.
Grande Armée, Rusya'nın derinliklerine doğru ilerlerken, Ney her zaman aksiyona yakındı
Her zaman olduğu gibi, bu konuda daha derin araştırma yapmak isteyenler, aşağıda