Examples of using "Meg" in a sentence and their turkish translations:
Meg heyecanlıdır.
Meg kahvaltı hazırlıyor.
Meg kendi masasını temizledi.
Meg resmi boyadı.
- Meg bazen Ken'i sıkıyor.
- Meg bazen Ken'in canını sıkar.
- Meg çok fazla konuşuyor.
- Meg çok fazla konuşur.
Meg çok konuşur.
Onun sözleri Meg'i incitti.
Meg her zaman cömertçe davranıyor.
Merhaba, Meg, nasılsın?
Meg birçok yeni arkadaş edindi.
Meg heyecanla dolu.
Meg bir davul çalıyor.
Meg'in güzel bir yüzü var.
Meg çalışmalarına devam etmek zorunda.
Mary masasını düzenledi.
Merhaba, Meg, nasılsın?
Meg Ken'in planını kabul etti.
İlk başta, Meg vatan hasreti çekti.
Masa Meg için çok küçük.
O çalışma masası Meg için çok küçük.
Sen yokken Meg seni aradı.
Meg bana bakmadı bile.
Meg bir kutu domates satın aldı.
Meg Ken kadar uzun boylu.
Margaret'e kısaca Meg denir.
Meg tam annesine benziyor.
Mayuko Meg'le tanışamadı.
- Merhaba, Meg, nasılsın?
- Merhaba, Meg. Nasılsın?
Meg dört yapraklı yonca buldu.
Meg'in diller için bir yeteneği var.
Linda Meg kadar iyi dans edebilir.
Meg'i partiye davet etmeye ne dersin?
Meg'in bir evcil hayvan olarak bir kedisi var.
- Meg Tom'la tekrar buluşmaktan mutlu oldu.
- Meg Tom'la tekrar buluşmaktan mutluydu.
Meg ve Ken bankta oturdu.
Mayuko okuyor ve Meg tablo yapıyordu.
Meg'in diller için doğal bir yeteneği vardır.
Geçen hafta Kyoto'da Meg ile karşılaştım.
Meg yeni elbisesinden memnun görünüyor.
Meg kot giyen tek kızdı.
Meg ile benim aramda oturuyorsun.
Hem Ken hem de Meg benim arkadaşlarım.
Bana haberleri anlatan Meg ile tanıştım.
Meg Japonya hakkında her şeyi bilmeye meraklı.
Geçen gün Kyoto'da Meg'le buluştum.
Bu tam Meg'in o şekilde davranması gibi.
Meg Ken ile yaklaşık aynı boydadır.
Meg kot pantolon giyen tek kızdı.
Onun söylediği Mary'nin hislerini incitti.
Ben yokken Meg'e işimi yaptıracağım.