Translation of "Throat" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Throat" in a sentence and their turkish translations:

- I have a sore throat.
- My throat hurts.

Boğazım ağrıyor.

My throat burns.

Boğazım yanıyor.

My throat hurts.

Boğazım ağrıyor.

- Tom has a sore throat.
- Tom's got a sore throat.

Tom'un boğazı ağrıyor.

My throat feels dry.

Benim boğazım kuru.

He cleared his throat.

Boğazını temizledi.

Does your throat hurt?

Boğazın acıyor mu?

I have throat cancer.

Gırtlak kanseri oldum.

Tom slashed Mary's throat.

Tom, Mary'nin boğazını kesti.

My throat is dry.

Boğazım kuru.

Tom slit Mary's throat.

Tom, Mary'nin boğazını kesti.

Tom cleared his throat.

Tom boğazını temizledi.

I cleared my throat.

Boğazımı temizledim.

His throat was cut.

Boğazı kesilmişti.

- My throat is a bit dry.
- My throat is a little dry.

Boğazım biraz kuru.

The doctor examined my throat.

Doktor boğazımı muayene etti.

Tom has a sore throat.

Tom'un boğazı ağrıyor.

Tom is clearing his throat.

Tom boğazını temizliyor.

Mary is clearing her throat.

Mary boğazını temizliyor.

Tom cleared his throat nervously.

Tom gergin biçimde gırtlağını temizledi.

The speaker cleared his throat.

Spiker boğazını temizledi.

My throat has dried up.

Boğazım kurudu.

I am clearing my throat.

Boğazımı temizliyorum.

Tom had a sore throat.

Tom'un boğazı ağrıyordu.

I have a sore throat.

Boğazım ağrıyor.

Mary cleared her throat nervously.

Mary gergin biçimde boğazını temizledi.

Tom's got a sore throat.

- Tom'un boğazı ağrıyor.
- Tom'un boğaz ağrısı var.

Tom slit his own throat.

Tom kendi boğazını kesti.

Fadil slashed his own throat.

Fadıl kendi boğazını kesti.

I had a sore throat.

Boğazım ağrıyordu.

A bone stuck in my throat.

Boğazımda bir kemik sıkıştı.

Put your finger in your throat.

Parmağını boğazına koy.

My throat hurts when I swallow.

Yutarken boğazım ağrıyor.

Whenever I swallow, my throat hurts.

Ne zaman yutkunsam boğazım ağrıyor.

Tom didn't have a sore throat.

Tom'un boğazı ağrımıyordu.

My throat is a bit dry.

Boğazım biraz kuru.

I don't have a sore throat.

Boğazım ağrımıyor.

Sami grabbed Layla by the throat.

Sami, Leyla'yı boğazından yakaladı.

Tom held a knife to Mary's throat.

Tom Mary'nin boğazına bir bıçak dayadı.

I've got a frog in my throat.

Boğazımda gıcık var.

Like a thorn stuck in your throat.

Boğazında sıkışmış bir diken gibi.

He put a knife to my throat.

Boğazıma bir bıçak dayadı.

Tom put a knife to my throat.

Tom boğazıma bir bıçak soktu.

How long has your throat been hurting?

Ne kadar süredir boğazın ağrıyor?

I have a frog in my throat.

Boğazımda gıcık var.

Tom felt a lump in his throat.

Tom boğazında bir yumru hissetti.

My throat really hurts when I swallow.

Yutkunduğum zaman boğazım gerçekten acıtıyor.

Sami tried to cut his own throat.

Sami kendi boğazını kesmeye çalıştı.

I cleared my throat and started speaking.

Boğazımı temizledim ve konuşmaya başladım.

You have an infection in your throat.

Boğazınızda enfeksiyon var.

- I have a sore throat and runny nose.
- My throat is hurting and my nose is runny.

Boğazım ağrıyor ve burnum akıyor.

Their throat and blood vessels are uniquely adapted

Boğazları ve kan damarları öyle eşsiz adapte olmuş ki

And then the horn section is the throat.

ve boru kısmını da boğaz olarak düşünebilirsiniz.

I cleared my throat, but no words came.

Boğazımı temizledim ama hiç kelime gelmedi.

I have a sore throat from a cold.

Soğuktan dolayı boğaz ağrım var.

You have a temperature and your throat hurts?

Ateşin var mı ve boğazın ağrıyor mu?

Tom cleared his throat and continued to speak.

Tom boğazını temizledi ve konuşmaya devam etti.

Tom cleared his throat and began to speak.

Tom boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.

I use a flashlight to inspect my throat.

Boğazımı incelemek için bir el feneri kullanırım.

I have a sore throat and runny nose.

Boğazım ağrıyor ve burnum akıyor.

Tom cleared his throat before he started talking.

Tom konuşmaya başlamadan önce boğazını temizledi.

He cleared his throat before starting the lecture.

O, derse başlamadan önce boğazını temizledi.

Why am I smoking with this sore throat?

Neden bu ağrılı boğazla sigara içiyorum?

Kelly cleared his throat and begin to speak.

Kelly boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.

I have a sore throat and a fever.

Benim boğaz ağrısı ve ateşim var.

Is there a home remedy for dry throat?

Boğaz kuruması için ev yapımı herhangi bir ilaç var mı?

I have the flu and a sore throat.

Grip ve boğaz ağrım var.

We make throat sounds that are not in Turkish

Türkçe'de olmayan gırtlak sesleri çıkartıyoruz

I have a sore throat and a slight fever.

Boğazım ağrıyor ve hafif bir ateşim var.

I have a fish bone stuck in my throat.

Boğazıma kılçık takıldı.

I got a fish bone stuck in my throat.

Boğazımda yapışmış bir balık kılçığı var.

Tom grabbed Mary by the throat and choked her.

Tom Mary'yi boğazından yakaladı ve onu boğdu.

Do you have a headache and a sore throat?

Başın ağrıyor mu ve boğazın acıyor mu?

Dan's throat was cut almost from ear to ear.

Dan'in boğazı neredeyse kulaktan kulağa kesildi.

Do you have a sore throat and a headache?

Boğaz ve baş ağrın var mı?

He cleared his throat, and said: "I love Tatoeba!".

Boğazını temizledi ve " Ben Tatoeba'yı seviyorum!" dedi.

I have a sore throat because of too much smoking.

Çok fazla sigara içtiğim için boğazım ağrıyor.

She got a piece of bread stuck in her throat.

O, boğazına bir parça ekmek sıkıştırdı.

When air dries, the throat dries, and cough comes out.

Hava kuruduğunda boğaz kurur ve öksürük çıkar.

You have a sore throat and fever. Don't go out.

Senin boğaz ağrısı ve ateşin var. Dışarı çıkma.

They put a knife to my throat and robbed me.

Boğazıma bir bıçak dayadılar ve beni soydular.

Tom grabbed Mary by the throat and started choking her.

Tom Mary'yi boğazından yakaladı ve onu boğmaya başladı.

- The police think that Tom was stabbed before his throat was slit.
- The police think Tom was stabbed before his throat was slit.

Polisler onun gırtlağı kesilmeden önce, Tom'un bıçaklandığını düşünmektedir.

The initial symptoms of the disease are fever and sore throat.

Hastalığın ilk belirtileri ateş ve boğaz ağrısı.

I sung too many karaoke songs, and now my throat hurts.

Ben çok fazla karaoke şarkı söyledim ve şimdi boğazım ağrıyor.

I have a sore throat. Do you have a cough drop?

Boğazım ağrıyor. Pastilin var mı?

My doctor said that this sore throat is a streptococcal infection.

Doktorum bu boğaz ağrısının bir streptokok enfeksiyonu olduğunu söyledi.

I take these cough drops when I have a dry throat.

Kuru bir boğazım olduğunda bu öksürük damlalarını alırım.

- My heart was in my throat.
- I hit a curve ball.

Yüreğim ağzıma geldi.

I tried to apologize, but the words stuck in my throat.

Özür dilemeyi denedim ama sözler boğazıma takıldı.

If you do that to me, I will cut your throat.

Eğer bana böyle yaparsan boğazını keserim.

And then turn it into a vibrating air column in the throat.

ve bunu boğazda bir titreşimli hava sütununa dönüştürürüz.

Feel your own soft palate snapping against the back of the throat.

üst damağınızın gırtlağın arka tarafını kapattığını hissedebilirsiniz.

The opera singer tested her voice gingerly after recovering from throat surgery.

Opera şarkıcısı boğaz ameliyatıyla iyileştikten sonra sesini dikkatle test etti.

The pharyngeal part of the throat is behind the nose and mouth.

Yutak, boğazın ağız ve burnun arkasında kalan kısmıdır.

Every time I think of Tom, I get a lump in my throat.

Tom'u ne zaman düşünsem, boğazımda bir yumru hissediyorum.

Among the manufacturers of so-called consumer electronics, there's ruthless, cut-throat competition.

"Tüketici elektroniği" denen üreticiler arasında acımasız bir rekabet vardır.

I want to try and get a fish bone stuck in my throat.

Boğazımda takılmış bir balık kılçığını çıkarmayı denemek istiyorum.