Translation of "Cart" in Turkish

Jessie strolled along beside the cart.

Jessie arabanın yanında yavaş yavaş gezindi.

Tom got in the golf cart.

Tom golf arabasına bindi.

Can I use this shopping cart?

- Bu alışveriş sepetini kullanabilir miyim?
- Bu alışveriş arabasını kullanabilir miyim?

I saw a horse pulling a cart.

Ben araba çeken bir at gördüm.

Tom pushed the shopping cart for his mother.

Tom, annesi için alışveriş sepetini itti.

There was a mule cart on the road.

Yolda bir katır arabası vardı.

Let's not put the cart before the horse.

Her şeyi sırasıyla yapalım.

Tom drove his golf cart into a sand trap.

Tom golf arabasını bir kum kapanına sürdü.

That would be putting the cart before the horse.

Bu, işi tersinden yapmak olurdu.

Tom burst into the grocery store, pushing a wobbly cart.

Tom titrek bir alışveriş arabası iterek bakkala dalıverdi.

Tom put a bag of shredded cheese into his shopping cart.

Tom alışveriş sepetine bir kutu parçalanmış peynir koydu.

Go out to any site, shop up, put it in your cart.

Herhangi bir siteye gidin, sepetinize ekleyin

Planning the wedding before proposing is putting the cart before the horse.

Evlilik teklif etmeden önce düğün planlamak arabayı atın önüne koymaktır.

She hits for the cart, gets the med and goes towards the patient's bed.

ilaç arabasına gidiyor, ilacı alıyor ve hastanın yatağına yöneliyor.

The horse began to protest as soon as it was hitched to the cart.

At arabaya bağlanır bağlanmaz protesto etmeye başladı.

When you speak of a pay-raise before recognition, I am inclined to think you are putting the cart before the horse.

Tanınmadan önce maaş zammından bahsedersen senin işleri ters yaptığını düşünme eğiliminde olurum.