Translation of "Pulling" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Pulling" in a sentence and their turkish translations:

- We're pulling out.
- We're pulling back.

Çekiliyoruz.

- Stop pulling my hair!
- Stop pulling my hair.

- Saçımı çekmeyi bırak.
- Saçımı çekmekten vazgeç!

We're pulling back.

Biz geri çekiliyoruz.

- I'm just pulling your leg.
- I'm only pulling your leg.

Ben sadece seninle dalga geçiyorum.

I'm pulling the plug.

Fişi çekiyorum.

Stop pulling my hair!

Saçımı çekmeyi bırak!

Folks are pulling together.

Halk birlik içinde çalışır.

- Tom is not pulling any punches.
- Tom isn't pulling any punches.

- Tom lafını esirgemiyor.
- Tom sözünü sakınmıyor.

Tom is pulling Mary's hair.

Tom Mary'nin saçını çekiyor.

Tom isn't pulling his weight.

Tom üzerine düşeni yapmıyor.

Tom, stop pulling my hair!

Tom, saçımı çekmeyi kes!

You're just pulling my leg.

Sen sadece benimle dalga geçiyorsun.

Stop pulling your sister's hair.

- Kız kardeşinin saçını çekmeyi bırak.
- Kız kardeşinin saçını çekmeyi durdur.

Sami admitted pulling the trigger.

Sami tetiği çekmeyi kabul etti.

- I know who is pulling the strings.
- I know who's pulling the strings.

İpleri kimin tuttuğunu biliyorum.

- I'm just pulling your leg.
- I'm just kidding you.
- I'm only pulling your leg.

Ben sadece seninle dalga geçiyorum.

He is just pulling your leg.

O, sadece seninle şaka yapıyor.

I am pulling my own hair!

Ben kendi saçımı çekiyorum!

I was just pulling your leg.

Sadece seninle dalga geçiyorum.

Tom is just pulling your leg.

Tom seninle dalga geçiyor.

I'm not pulling out their teeth.

Ben onların dişlerini çekmiyorum.

The horses are pulling the harrow.

Atlar tırmığı çekiyor.

The horse is pulling the carriage.

At arabayı çekiyor.

You're pulling my leg, aren't you?

Benimle dalga geçiyorsun, değil mi?

Tom is just pulling your chain.

Tom seninle dalga geçiyor.

I'm not pulling out her teeth.

Onun dişlerini çekmiyorum.

- I think Tom is pulling your leg.
- I think that Tom is pulling your leg.

Sanırım Tom seninle alay ediyor.

- You're pulling my leg.
- You're kidding me.
- You are pulling my leg.
- You’re fucking with me.

- Benimle dalga geçiyorsun.
- Benimle kafa buluyorsun.

I saw a horse pulling a cart.

Ben araba çeken bir at gördüm.

We're pulling back to a safe distance.

Biz güvenli bir mesafeye geri çekiliyoruz.

Tom is in the garden, pulling weeds.

Tom bahçede otları çekiyor.

Who's pulling the strings behind the scenes?

Arkada ipler kimin elinde?

The girl is pulling her mom's hair.

Kız annesinin saçını çekiyor.

Sami was pulling away from that friendship.

Sami o arkadaşlıktan uzaklaşıyordu.

We spent most of the day pulling weeds.

Günün çoğunluğunu çim biçerek geçirdik.

When the neighbors were screaming, pulling her parents down,

anne ve babasını tavandan indirmeye çalışmalarını hatırlamıyor

Ah, that's better. I'm pulling the leg out now.

Bu daha iyi. Bacağımı çekiyorum.

My grandmother was pulling up weeds in her backyard.

Büyükannem avlusundaki otları çekiyordu.

Tom is pulling into the parking lot right now.

Tom şimdi otoparka çekiyor.

- Are you pulling my leg?
- Are you mocking me?

Benimle alay mı ediyorsun?

- Are you pulling my leg?
- Are you teasing me?

Benimle alay mı ediyorsun?

- Are you pulling my leg?
- Pull the other one.

- Benimle dalga mı geçiyorsun?
- Sen benimle dalga mı geçiyorsun?

I was in the garden all afternoon, pulling weeds.

Tüm öğleden sonra bahçede yabani otları çekiyordum.

Because we have become quite good at pulling out balls,

Çünkü, topları çıkarmakta çok iyi hâle geldik

The police say there's someone pulling string behind the scenes.

Polis, sahnenin arkasında sicim çeken biri olduğunu söylüyor.

I need a tool for pulling weeds in my garden.

Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var.

Tom checked his rearview mirror before pulling out into traffic.

Tom trafiğe çıkmadan önce dikiz aynasını kontrol etti.

Tom does oil pulling every morning before brushing his teeth.

- Tom her sabah dişlerini fırçalamadan ağzını yağ ile çalkalar.
- Tom her sabah dişlerini fırçalamadan önce yağ çekme yapıyor.

Sami and Layla seemed like two magnets pulling towards each other.

Sami ve Leyla birbirlerine doğru çeken iki mıknatıs gibi görünüyorlardı.

It's pulling against all of this snow and ice and it will hold me.

Kara ve buza karşı çekiyor ve bu da beni tutacaktır.

Crossing the frozen Dnieper River at night, personally pulling men from the river when

düşman topraklarında şaşırtıcı bir zorunlu yürüyüşe yönlendirdi . nehir

Tom arrived at the train station just as his train was pulling away from the platform.

Tom treni tam perondan ayrılıyorken istasyona geldi.

It never occurred to me to take a picture of how the garden looked before we started pulling weeds.

Yabani otları çekmeye başlamadan önce bahçenin nasıl göründüğüne dair bir resim çekmek hiç aklıma gelmedi.

- I am only joking.
- It's merely a joke.
- I'm just kidding.
- I'm only joking.
- I'm just joking.
- I'm only kidding.
- I am just kidding.
- Only joking.
- I'm only pulling your leg.

Sadece şaka yapıyorum.