Translation of "Along" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Along" in a sentence and their turkish translations:

- Move along, please.
- Move along, please!

İlerleyin, lütfen!

Sing along.

Şarkıya eşlik et.

Come along.

Bizimle gel.

- We get along well.
- We get along fine.

Biz iyi geçiniriz.

Let's get along.

İyi geçinelim.

Move along now.

Şimdi ilerleyin.

I'll play along.

Eşlik edeceğim.

Now run along.

Şimdi lütfen git.

Now move along.

Şimdi ilerle.

Bring Tom along.

Tom'u yanında getir.

I'm coming along.

İlerliyorum.

Please move along.

Lütfen ilerleyin.

Don't sing along.

Birlikte şarkı söylemeyin.

Bring them along.

Onları yanında getir.

I played along.

- Uyum içinde davrandım.
- Ben uyumlu davrandım.

- Tom gets along with everyone.
- Tom gets along with everybody.

Tom herkesle geçiniyor.

- I'll come along.
- I will come along.
- I'll come with.

Birlikte geleceğim.

- Tom and I get along fine.
- Tom and I get along well.
- Tom and I get along.

Tom ve ben iyi geçiniriz.

And bring them along.

olduklarını görebiliyoruz.

Bring along your friend.

Arkadaşını yanında getir.

A fox came along.

Bir tilki birlikte geldi.

I am limping along.

Ben topallıyorum.

We got along great.

Biz çok iyi geçindik.

We'd better move along.

İlerlesek iyi olur.

Tom took Mary along.

Tom Mary'yi yanında götürdü.

Who invited Tom along?

Tom'u kim buraya davet etti?

OK, people, move along.

Tamam millet, devam edin.

We get along great.

Biz harika geçiniriz.

Come along with us.

Bizimle birlikte gel.

Bring your children along.

Çocuklarınızı yanınızda getirin.

Get along with you!

- Hadi canım!
- Amma da yaptın!
- Yok devenin nalı!

We got along famously.

Biz mükemmel bir biçimde geçindik.

I'm not coming along.

Ben gelmiyorum.

Not everyone got along.

Herkes birbiriyle geçinemiyordu.

Tom helped me along.

Tom ilerlememe yardımcı oldu.

I'll pass that along.

Bunu ileteceğim.

Tom will be along.

Tom yanında olacak.

I'll get along somehow.

Bir şekilde geçineceğim.

They didn't get along.

Onlar geçinmediler.

Tom started singing along.

Tom şarkıya eşlik etmeye başladı.

Tom brought Mary along.

Tom yanında Mary'yi de getirdi.

Move it along, Tom.

İlerle, Tom.

They don't get along.

Onlar birbirleriyle geçinmiyorlar.

Are you going along?

İlerliyor musun?

We all get along.

Biz hepimiz geçiniriz.

We all got along.

Biz hepimiz anlaştık.

I'll be along soon.

Yakında birlikte olacağız.

Is he coming along?

O da mı geliyor?

I'm definitely going along.

Kesinlikle destekliyorum.

They get along great.

Onlar çok iyi anlaşıyorlar.

- Are you two not getting along?
- Don't you two get along?

Siz ikiniz geçinmiyor musunuz?

- I cannot get along with him.
- I can't get along with him.

Ben onunla geçinemiyorum.

- We can't get along without him.
- We can't get along without her.

Biz o olmadan geçinemeyiz.

Hopping along the yellow road..."

Sarı yol boyunca sekiyor... "

But somewhere along my journey,

Ama yolculuğum esnasında bir yerde

And somewhere along the way,

ve yolun bir yerlerinde,

The teacher is coming along.

Öğretmen birlikte geliyor.

I've known it all along.

Bunu başından beri biliyordum.

We met along the way.

Biz yol boyunca buluştuk.

An old man came along.

Yaşlı bir adam çıkageldi.

Go along with the crowd.

Kalabalık ile birlikte gidin.

Some other boys came along.

Diğer bazı çocuklar birlikte geldi.

How are you getting along?

Nasıl geçiniyorsun?

I got along with everybody.

Herkesle iyi geçindim.

She will be along soon.

O yakında gelecek.

They strolled along the beach.

Onlar sahil boyunca gezdiler.

We walked along the street.

Biz cadde boyunca yürüdük.

We knew it all along.

Biz onu başından beri biliyorduk.

He went along with her.

O, onunla birlikte gitti.

I walked along the street.

Ben cadde boyunca yürüdüm.

We walked along the beach.

Sahil boyunca yürüdük.

He walked along the shore.

Kıyı boyunca yürüdü.

We walked along the river.

Nehir boyunca yürüdük.

They don't get along together.

Onlar birlikte geçinemezler.

He knew it all along.

O, onu başından beri biliyordu.

I'd like to come along.

Birlikte gelmek istiyorum.

Bring along something to read.

Yanında okuyacak bir şey getir.

We'll stop along the way.

Biz yol boyunca duracağız.

You were right all along.

Başından beri haklıydın.

Tom was right all along.

Tom başından beri haklıydı.

Tom walked along the shore.

Tom kıyı boyunca yürüdü.

I think we'll tag along.

Sanırım peşini bırakmayacağız.

You've been right all along.

Başından beri haklıydın.

Let's try to get along.

Geçinmeye çalışalım.

I walked along the footpath.

- Ben patika boyunca yürüdüm.
- Ben yaya kaldırımı boyunca yürüdüm.
- Yaya yolu boyunca yürüdüm.

He walked along the river.

O, nehir boyunca yürüdü.

I get along with everybody.

Ben herkesle iyi geçiniyorum.

I've been worried all along.

Başından beri endişeliydim.

I'm sure we'll get along.

Geçineceğimizden eminim.

Tom walked along the sidewalk.

Tom kaldırım boyunca yürüdü.

I'll go along with that.

- Buna itirazım yok.
- Bana uyar bu.

Do you guys get along?

Siz çocuklar iyi geçiniyor musunuz?

We walked along the road.

Biz yol boyunca yürüdük.

I knew it all along.

Ben başından beri bunu biliyordum.

He took his sister along.

O, kız kardeşini yanında götürdü.

He walked along the street.

O, cadde boyunca yürüdü.

We drove along the coast.

Sahil boyunca arabayla gezdik.

How are things coming along?

İşler nasıl gidiyor bakalım?