Translation of "Briefly" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Briefly" in a sentence and their turkish translations:

Ants briefly

karıncalara kısaca

They spoke briefly.

Kısaca konuştular.

We spoke briefly.

Kısaca konuştuk.

Tom smiled briefly.

Tom kısaca gülümsedi.

We chatted briefly.

Biz kısaca sohbet ettik.

Tom paused briefly.

Tom kısa bir süre durakladı.

State your case briefly.

Durumunuzu kısaca açıklayın.

We kissed very briefly.

Çok kısa öpüştük.

Tell me, briefly, what happened.

Bana kısaca ne olduğunu anlat.

Tom talked to Mary briefly.

Tom kısaca Mary ile konuştu.

Can you explain it briefly?

Onu kısaca açıklayabilir misin?

I saw Tom briefly today.

Bugün Tom'u kısaca gördüm.

Tom closed his eyes briefly.

Tom kısa süre gözlerini kapattı.

She glanced briefly at the newspaper.

Gazeteye kısaca göz attı.

She looked up at Tom briefly.

O kısaca Tom'a baktı.

Dan only talked briefly to Linda.

Dan sadece Linda'yla kısaca konuştu.

She told me briefly what happened.

O bana kısaca ne olduğunu anlattı.

Could you please briefly introduce yourself?

Lütfen kısaca kendini tanıtır mısın?

Let's look briefly at the virus shortly

kısaca bir de virüse bakalım kısa bir şekilde

The speaker treated the subject very briefly.

Konuşmacı konuyu çok kısa bir sürede işledi.

Let me briefly tell you about the money

Paraları size kısaca şöyle biraz bahsedeyim

To put it briefly, he lacks musical ability.

Kısaca anlatmak gerekirse, onun müzik yeteneği yok.

To put it briefly, I do not agree.

Kısacası, ben aynı fikirde değilim.

Consider briefly the story of human civilization on Earth.

Dünya'daki insan uygarlığının hikâyesini kısaca düşünün.

But let me listen to the music briefly before

Ama size kısaca bir önce müziğini dinleteyim

To put it briefly, she turned down his proposal.

Kısaca söylemek gerekirse, o, onun önerisini geri çevirdi.

She looked up briefly then returned to her sewing.

O kısaca baktı ve dikişine geri döndü.

Fadil agreed to let the detectives briefly search his house.

Fadıl, dedektiflerin evinde kısaca arama yapmasına izin vermeyi kabul etti.

But briefly we got the information that is important to us

ama kısaca bizim için önemli olan bilgileri aldık

The professor briefly and clearly described the topic of his study.

Profesör, çalışmasının konusunu kısa ve açık bir biçimde anlattı.

Can you briefly sum up what was said at the meeting?

Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?

Tom briefly left his store to go get a sandwich for lunch.

Tom öğle yemeği için bir sandviç almaya gitmek için kısa bir süreliğine dükkanından ayrıldı.

Not army command, as he well knew. When he briefly  inherited command of the Army of Italy in 1797,  

, personel işi ve idaresi içindi . 1797'de kısa bir süre İtalya Ordusu'nun komutasını devraldığında,