Translation of "Smiled" in Turkish

0.073 sec.

Examples of using "Smiled" in a sentence and their turkish translations:

- No one smiled.
- Nobody smiled.

Kimse gülümsemedi.

- Tom smiled humbly.
- Tom smiled shyly.

Tom alçakgönüllülükle güldü.

- Tom smiled sympathetically.
- Tom smiled affably.

Tom sempatik olarak gülümsedi.

- Tom seldom smiled.
- Tom rarely smiled.

Tom nadiren gülümsedi.

Mike smiled.

Mike gülümsedi.

She smiled.

O gülümsedi.

He smiled.

O gülümsedi.

It smiled.

O gülümsedi.

Everyone smiled.

Herkes gülümsedi.

They smiled.

Onlar gülümsedi.

Everybody smiled.

Herkes gülümsedi.

I smiled.

Ben gülümsedim.

Sita smiled.

Sita gülümsedi.

Alice smiled.

Alice gülümsedi.

We smiled.

Biz gülümsedik.

- The two smiled.
- Both of them smiled.

Onların ikisi de gülümsedi.

- Everybody but Tom smiled.
- Everyone smiled but Tom.

- Tom dışında herkes gülümsedi.
- Tom hariç herkes gülümsedi.

Tom smiled at Mary, and she smiled back.

Tom Mary'ye gülümsedi ve o ona geri gülümsedi.

I smiled at her and she smiled back.

Ben ona gülümsedim ve o geri gülümsedi.

Tom smiled at Mary and she smiled back.

Tom Mary'ye gülümsedi ve Mary de geri gülümsedi.

- I smiled at everybody.
- I smiled at everyone.

Herkese gülümsedim.

Sita smiled pleasantly.

Sita kibarca gülümsedi.

The professor smiled.

Profesör gülümsedi.

Nancy smiled happily.

Nancy mutlu şekilde gülümsedi.

She smiled sadly.

O, hüzünlü olarak gülümsedi.

Even Tom smiled.

Tom bile gülümsedi.

Tom seldom smiled.

Tom nadiren tebessüm etti.

Tom also smiled.

Tom da gülümsedi.

Tom smiled back.

Tom geri gülümsedi.

Tom smiled amiably.

Tom candan gülümsedi.

Tom smiled uncomfortably.

Tom rahatsız edici bir şekilde gülümsedi.

Tom smiled halfheartedly.

Tom gönülsüzce gülümsedi.

Tom smiled awkwardly.

Tom beceriksizce gülümsedi.

Tom smiled inwardly.

Tom içten gülümsedi.

Tom smiled politely.

Tom kibarca gülümsedi.

Tom smiled bravely.

Tom cesaretle gülümsedi.

Tom smiled appreciatively.

Tom minnettar olarak gülümsedi.

Tom smiled briefly.

Tom kısaca gülümsedi.

Tom smiled admiringly.

Tom hayranlıkla gülümsedi.

Tom smiled approvingly.

Tom onaylayarak gülümsedi.

Tom smiled knowingly.

Tom kasten güldü.

Tom smiled guiltily.

Tom suçlu bir biçimde gülümsedi.

Tom smiled skeptically.

Tom şüpheci bir şekilde gülümsedi.

Tom smiled hopefully.

Tom umutla gülümsedi.

Tom smiled gratefully.

Tom minnetle gülümsedi.

Tom smiled thoughtfully.

Tom saygılı bir biçimde gülümsedi.

Tom smiled warmly.

Tom samimi bir şekilde gülümsedi.

Tom smiled eagerly.

Tom hevesle gülümsedi.

Tom smiled helplessly.

Tom çaresizce gülümsedi.

Tom smiled slightly.

Tom hafifçe gülümsedi.

Tom smiled triumphantly.

Tom muzaffer bir şekilde gülümsedi.

Tom smiled expectantly.

Tom umutla gülümsedi.

Tom smiled hesitantly.

Tom tereddütle gülümsedi.

Tom smiled innocently.

Tom saf saf gülümsedi.

Tom smiled faintly.

Tom hafifçe gülümsedi.

She smiled happily.

O, mutlu şekilde gülümsedi.

Tom smiled again.

Tom yine gülümsedi.

Tom smiled apologetically.

Tom özür dilercesine gülümsedi.

Tom hardly smiled.

Tom neredeyse hiç gülümsemedi.

Only Tom smiled.

Sadece Tom gülümsedi.

Tom almost smiled.

Tom neredeyse gülümsedi.

Tom finally smiled.

Tom sonunda gülümsedi.

Tom just smiled.

Tom az önce gülümsedi.

They all smiled.

Onların hepsi gülümsediler.

They both smiled.

Onların ikisi de gülümsedi.

The twins smiled.

İkizler gülümsedi.

The two smiled.

İki kişi gülümsedi.

I just smiled.

Sadece gülümsedim.

He just smiled.

Sadece gülümsedi.

She just smiled.

Sadece gülümsedi.

Kim smiled sweetly.

Kim tatlı tatlı gülümsedi.

Tom smiled reassuringly.

Tom rahatlatıcı şekilde tebessüm etti.

Mary smiled demurely.

Mary cilvelice gülümsedi.

Tom smiled affably.

Tom içtenlikle gülümsedi.

Tom smiled sadly.

Tom üzüntülü bir şekilde gülümsedi.

I almost smiled.

Neredeyse gülümsüyordum.

Tom smiled shyly.

Tom mahcupça gülümsedi.

- He smiled and said goodbye.
- She smiled and said goodbye.

O, gülümsedi ve hoşça kal dedi.

- They smiled at each other.
- They smiled at one another.

Onlar birbirlerine gülümsediler.

- Tom leaned back and smiled.
- Tom sat back and smiled.

Tom arkasına yaslandı ve gülümsedi.

- Tom and Mary both smiled.
- Both Tom and Mary smiled.

Tom ve Mary her ikisi de gülümsedi.

- Tom smiled for the camera.
- Tom smiled at the camera.

Tom kamera için gülümsedi.

- Both Tom and I smiled.
- Tom and I both smiled.

Tom ve ben ikimiz de gülümsedik.

He smiled at me and then I smiled at him.

O bana gülümsedi, sonra ben de ona gülümsedim.

Tom smiled at Mary and then she smiled at him.

Tom Mary'ye gülümsedi ve sonra o ona gülümsedi.

She smiled at me.

Bana gülümsedi.

He smiled and left.

O, gülümsedi ve ayrıldı.

Sadako smiled at them.

Sadako, onlara gülümsedi.

The other boys smiled.

Diğer çocuklar gülümsedi.

She smiled at him.

O ona gülümsedi.

Fate smiled upon me.

Kader bana gülümsedi.

Everybody but Tom smiled.

Tom'dan başka herkes gülümsedi.

The professor smiled slightly.

Profesör hafifçe gülümsedi.