Translation of "Ants" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Ants" in a sentence and their turkish translations:

Lazy ants of shepherd ants

çoban karıncaların tembel olanları

ants briefly

karıncalara kısaca

Queen ants trying to feed all ants

kraliçe karıncayı beslemek için çalışır bütün karıncalar

Shepherds have red ants There are killer ants

çobanı var kırmızı karıncalar var katil karıncalar var

But in ants

ama karıncalarda

That's why ants,

işte bu yüzden karıncalar,

ants love it

karıncalar bunu seviyor

I like ants.

Ben karıncaları severim.

Ants like sugar.

Karıncalar şeker severler.

- People look like ants.
- The people look like ants.

İnsanlar karıncalara benzer.

Think of an ants

düşünsenize bir karıncaların

Yes these ants sound

evet bu karıncaların sesi

Do ants have ears?

Karıncaların kulakları var mı?

We worked like ants.

Karıncalar gibi çalıştık.

Well that ants feed aphids

peki karıncaların yaprak biti beslediğini

ants are seen as fertility.

karıncalar bereket olarak görülür.

So, who are these ants?

peki, kim bu karıncalar?

ants work with straight logic.

karıncalar düz mantıkla çalışırlar.

These ants are very crowded

çok kalabalıktır bu karıncalar

Very strange creature these ants

çok garip yaratık bu karıncalar

ants have another unknown feature

karıncaların bilinmeyen bir özelliği daha var

Could ants be congenital rheumatism?

acaba karıncalar doğuştan romatizma hastası da olabilir mi ki?

Migration is commonplace in ants

karıncalarda göç olağan bir olay

Almost all ants nest underground

karıncaların hemen hemen hepsi yer altına yuva yapıyor

Ants work hard all summer.

Karıncalar bütün yaz çok çalışır.

The servants worked like ants.

Hizmetçiler karınca gibi çalıştılar.

Look at all those ants.

Bütün karıncalara bakın.

When an ant dives into a small group of ants, by eating those ants

küçük bir karınca grubuna karıncayiyen daldığında o karıncaları yiyerek

Here ants' eyes are not seeing

işte karıncaların gözleri görmüyor

ants really go to this world

karıncalar gerçekten bu dünayaya

This is the sound of ants

işte karıncaların çıkardığı ses bu

These ants are riding an ancestor

atamı biniyor bu karıncalar

They worked like so many ants.

Karınca sürüsü gibi çalıştılar.

He has ants in his pants.

Onun pantolonunda karıncalar var.

Ants and giraffes are distant relatives.

Karıncalar ve zürafalar uzak akrabadırlar.

Tom has ants in his pants.

- Tom'un pantolonunda karıncalar var.
- Tom'un kıçında kurt var.

The cake was crawling with ants.

Kek karıncalarla kaynıyordu.

This place is crawling with ants.

Bu yer karınca kaynıyor.

Ants and giraffes are distant cousins.

Karıncalar ve zürafalar uzak kuzenlerdir.

Termites are sometimes called white ants.

Termitlere bazen beyaz karıncalar denir.

Ants have a well-organized society.

Karıncalar iyi organize edilmiş bir topluma sahiptir.

Ants are swarming around the sugar.

Karıncalar şekerin etrafına üşüşüyorlar.

We have ants in the kitchen.

Mutfağımızı karınca basmış.

Meanwhile, bees cannot do anything to ants.

bu arada arılar karıncalara hiçbir şey yapamazlar.

ants are the enemy of the bee.

karıncalar ise arının düşmanıdır.

Another feature of ants is their communication

karıncaların bir diğer özelliği ise iletişim kurmaları

There are no creatures ants cannot kill

karıncaların öldüremeyeceği hiçbir canlı yok

Here ants love to pull this outbreak

işte karıncalar bu salgıyı çek seviyor

Again, ants have another human-like feature

yine karıncaların insana benzer bir özelliği daha var

These ants are riding on a caterpillar

bu karıncalar tırtıla biniyorlar

After a while, ants leave these nests

bir süre sonra karıncalar bu yuvalarını terk ediyor

There are many different species of ants

karıncaların yine bir çok farklı türü var

My towel is covered in red ants!

Benim havlum kırmızı karıncalarla kaplı!

Ants, termites and bees are social animals.

Karıncalar, beyaz karıncalar ve arılar sosyal hayvanlardır.

Don't think little of the ants' lives.

Karıncaların yaşamını önemsiz sayma.

Other ants continue to climb over this bridge

diğer karıncalar bu köprünün üzerinden devam ederek tırmanıyor

ants from behind are following these chemical traces

arkadan gelen karıncalar bu kimyasal izleri takip ederek ilerliyorlar

But if thousands attack ants in an instant

ama binlercesi bir anda karıncayiyene saldırırsa

ants do that too but they don't eat

işte karıncalar da bunu yapıyor fakat yemiyorlar

ants bite the soil, softening it with saliva

karıncalar toprağı ısırarak toprağı tükürüğüyle yumuşatıyorlar

ants all die after their energies run out

enerjileri tükendikten sonra ise karıncaların hepsi ölüyor

The slaves were working like so many ants.

Köleler pek çok karıncalar gibi çalışıyorlardı.

He tried to get rid of the ants.

O, karıncalardan kurtulmaya çalıştı.

He wants to get rid of the ants.

Karıncalardan kurtulmak istiyor.

Tom tried to get rid of the ants.

Tom karıncalardan kurtulmaya çalıştı.

The ants followed each other to candy bar.

Karıncalar şeker çubuğuna kadar birbirlerini izledi.

- The elephant's meal is enough to feed thousands of ants.
- The elephant's meal is enough to feed lakhs of ants.

Filin yemeği binlerce karınca doyurmaya yeter.

A grasshopper and many ants lived in a field.

Bir çekirge ve bir hayli karınca bir tarlada yaşadı.

Ants and bees are examples of industry and harmony.

Karıncalar ve arılar, çalışkanlık ve uyum örnekleridir.

In the summer, ants gather food for the winter.

Yaz aylarında, karıncalar kış için yiyecek toplarlar.

So what happens if it gets wet, sugar or ants?

peki ıslanırsa ne olur şeker mi bu karıncalar?

We crawled like so many ants along the mountain pass.

Biz dağ geçişi boyunca pek çok karıncalar gibi süründük.

- Where there is smoke, there is fire.
- Sugar draws ants.

Şeker, karıncaları çeker.

The area around the melting ice cream was crawling with ants.

Eriyen dondurmanın etrafındaki alan karıncalarla kaynıyordu.

You know, these ants had an animal feeding issue at the beginning.

yahu hani bu karıncaların hayvan besleme konusu vardı başında söylemiştik

Speaking of intelligence, the real intelligence product is the nest of ants

zeka demişken asıl zeka ürünü karıncaların yuvaları

We have ants in the kitchen. We need to call an exterminator.

- Mutfakta karıncalar var. Bir ilaçlamacıyı aramamız gerekiyor.
- Mutfağı karınca basmış. Bir ilaçlamacı çağırmalıyız.

And that's gonna take me off the ground where you get the snakes, the scorpions, the ants...

ve bu da beni yılanların, akreplerin ve karıncaların olduğu zeminden uzaklaştırır.

And that's gonna take me off the ground, where you get the snakes, the scorpions, the ants...

ve bu da beni yılanların, akreplerin ve karıncaların olduğu zeminden uzak tutar.

- An ant can lift more than 50 times its weight.
- Ants can lift things that are more than 50 times their own weight.

Bir karınca kendi ağırlığının 50 kat fazlasını kaldırabilir.