Examples of using "Breeding" in a sentence and their turkish translations:
Şu an üreme sezonundalar.
Çiftliğinde sığır besliyor.
Bu kimyasal mikropların üremesini engeller.
Tom yetiştirmek için bir çift tavşan besledi.
Çoğu zaman dolunaya denk gelecek şekilde ürerler.
sığır geğirme ve yem üretiminin küresel ısınmaya katkıda bulunduğu
Bu yüzden, yavrulayan ıstakozları yakalamıyorlar.
Bildiğim kadarıyla, bu kimyasal mikropların üremesini engelleyecek.