Translation of "Oil" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Oil" in a sentence and their turkish translations:

oil!

yok!

Peculiar oil.

tuhaf yağ.

On foreign oil.

yabancı petrol üzerinde

Oil this bicycle.

Bu bisikleti yağla.

Oil is expensive.

Petrol pahalı.

Oil prices plunged.

Petrol fiyatları düştü.

Oil the chain.

- Zinciri yağla.
- Zinciri yağlayın.

A ship that transports oil is called an oil tanker.

Petrol taşıyan bir gemiye petrol tankeri denir.

Huge amount of oil.

bir keşiften bahsediyoruz.

Oil floats on water.

- Yağ, su üzerinde yüzer.
- Petrol su üzerinde yüzer.

Oil is running short.

Yağ azalıyor.

Coconut oil does wonders!

Hindistan cevizi yağı mucizeler yapar!

Arabia abounds in oil.

Petrol Arabistan'da bolca bulunur.

This stove burns oil.

Bu soba gaz yağı ile çalışıyor.

Oil prices rose yesterday.

Dün petrol fiyatları yükseldi.

Tom changed the oil.

Tom yağı değiştirdi.

Tom checked the oil.

Tom yağı kontrol etti.

I like olive oil.

Zeytinyağını severim.

This oil is rancid.

- Bu yağ bayatlamış.
- Bu yağ bozulmuş.

This is engine oil.

Bu motor yağıdır.

- I should've changed the oil.
- I should have changed the oil.

Yağı değiştirmeliydim.

This oil company was involved in a massive oil corruption scandal.

Bu petrol şirketi büyük bir petrol yolsuzluğu skandalına karıştı.

- You cannot mix oil and water.
- You can't mix oil and water.

Yağ ve suyu karıştıramazsın.

- Excuse me, please check the oil.
- Would you check the oil, please?

Yağı kontrol eder misiniz, lütfen?

Water is heavier than oil.

Su yağdan daha ağırdır.

We've run short of oil.

Petrolümüz bitti.

That was cooked in oil.

O, yağda pişirildi.

Water and oil are fluids.

Su ve yağ akışkandır.

Oil will float on water.

Yağ suda yüzer.

Where did you oil them?

- Onları nerede yağladın?
- Onları nerede yağladınız?

Oil is transported by tanker.

Petrol tankerle nakledilir.

Bush isn't interested in oil.

- Bush petrolle ilgili değildir.
- Bush petrole ilgili duymaz.
- Bush petrolle ilgilenmez.

Tom checked the oil level.

Tom yağ seviyesini kontrol etti.

Japan has to import oil.

Japonya petrol ithal ediyor.

This heater runs on oil.

Bu ısıtıcı petrolle çalışır.

Oil is not everything, Charley!

Petrol her şey değildir, Charley!

The oil price is falling.

Petrol fiyatı düşüyor.

Children hate cod liver oil.

Çocuklar morino karaciğeri yağından nefret ederler.

The oil pipeline is leaking.

Petrol boru hattı sızıntı yapıyor.

Tom paints best in oil.

Tom en güzel yağlı boyayla resim yapıyor.

There's no salad oil left.

Salata yağı kalmadı.

This heating system burns oil.

Bu ısıtma sistemi petrol yakar.

Oil is extracted from olives.

Yağ, zeytinden elde edilir.

Shall I check the oil?

Yağı kontrol edeyim mi?

Arabia is rich in oil.

- Arabistan petrol zenginidir.
- Arabistan petrol bakımından zengindir.

Oil and water don't blend.

Su ve yağ birbirine karışmaz.

Give me the olive oil.

Bana zeytinyağı ver.

Who created this oil painting?

Bu yağlı boyayı kim yarattı?

I eat bread without oil.

Ben yağsız ekmek yerim.

You smell like olive oil.

Zeytinyağı gibi kokuyorsun.

The car is burning oil.

Araba yağ yakıyor.

- Oil and water won't blend with each other.
- Water and oil don't mix.

Su ve yağ karışmaz.

- Oil and water won't blend with each other.
- Oil and water don't mix.

Yağ ve su birbiriyle karışmaz.

- Japan imports a large quantity of oil.
- Japan imports great quantities of crude oil.

Japonya büyük miktarda petrol ithal eder.

Is currently coming from its oil.

gelir elde etmelerini sağlayacak.

Compared to its oil-rich neighbors?

yüksek yaşam standardını nasıl başardı?

Supplies of oil are not infinite.

Petrol arzı sınırsız değildir.

A new oil tanker was launched.

Yeni bir yakıt tankeri denize indirildi.

Oil is abundant in that country.

Şu ülkede petrol çoktur.

Keep oil away from the fire.

Yağı ateşten uzak tutun.

Oil does not mix with water.

Yağ suyla karışmaz.

She fried fish in salad oil.

Salata yağında balık kızarttı.

They intended to drill for oil.

Onlar petrol için sondaj yapmaya niyetlendiler.

He made a fortune in oil.

O, petrolde bir servet yaptı.

You can't mix oil with water.

Yağı suyla karıştıramazsın.

Water and oil are both liquids.

Su ve yağ her ikisi sıvıdır.

The water was contaminated with oil.

Su petrolle kirletilmiş.

Those oil companies pay computer engineers

Bu yakıt firmaları, yeni rezervler bulmasında

I work for an oil company.

Ben bir petrol şirketi için çalışıyorum.

Tom works for an oil company.

Tom bir petrol şirketi için çalışıyor.

Palm oil is destroying the rainforest.

Palmiye yağı yağmur ormanlarını yok ediyor.

I'll burn the midnight oil tonight.

Bu gece geç vakte kadar çalışacağım.

The oil spill polluted the bay.

Petrol sızıntısı körfezi kirletti.

Please bring me vinegar and oil.

Lütfen bana sirke ve yağ getir.

Excuse me, please check the oil.

Affedersiniz, yağınızı kontrol edin.

The water was polluted with oil.

Su petrolle kirlendi.

Tom worked for an oil company.

Tom bir petrol şirketi için çalıştı.

Bring me vinegar and oil, please.

Bana sirke ve yağ getirin lütfen.

Tom made a fortune in oil.

Tom petrolde bir servet yaptı.

Fill the bottle with oil, please.

Şişeyi yağ ile doldurun, lütfen.

This country is rich in oil.

Bu ülke petrol yönünden zengindir.

Oil is scarce in this country.

Bu ülkede petrol sınırlıdır.

This engine consumes the most oil.

Bu motor en çok yakıtı tüketiyor.

Tom's company is drilling for oil.

Tom'un şirketi petrol için sondaj yapıyor.

The price of oil went up.

Petrol fiyatı yükseldi.

The price of oil went down.

Petrol fiyatı düştü.

Tom works on an oil rig.

Tom bir sondaj kulesinde çalışıyor.

The US is rich in oil.

ABD petrol bakımından zengindir.

Cod-liver oil contains vitamin D.

Karaciğer yağı D vitamini içerir.

"What's this smell?" "It's olive oil."

"Bu koku ne?" "Zeytinyağı."

Algeria exports mostly oil and gas.

Cezayir çoğunlukla petrol ve gaz ihraç eder.

His company is drilling for oil.

- Şirketi petrol sondajı yapıyor.
- Şirketi petrol arıyor.

- Japan depends on foreign countries for oil.
- Japan is dependent on foreign countries for oil.

Japonya petrol için yabancı ülkelere bağımlıdır.

5 liters of oil was 40 liras

5 litre yağ olmuş 40 lira olmuş