Examples of using "Blink" in a sentence and their turkish translations:
Gözünüzü kırpmayın.
Tom'un göz kırptığını gördüm.
Onun göz kırptığını gördüm.
Onun göz kırptığını gördüm.
Dan göz bile kırpmadı.
Ne yaparsan yap, göz kırpma.
Göz açıp kapayana kadar,
Televizyon doğru düzgün çalışmıyor.
Annelerimiz bize nasıl göz kırpacağımızı öğretti.
Göz açıp kapayıncaya kadar oldu.
Tom'un göz kırptığını gördüm.
Bu, göz kırpmanızdan bile daha kısa bir süre.
Eğer kaçırmak istemiyorsanız göz kırpmayın.
Dışarısı eksi altı derece ve ısıtma sistemi de sizlere ömür.
O göz açıp kapayıncaya kadar mükemmel yemekler yapar.
Ortalama bir kişi bir dakikada kaç kez göz kırpar?
Göz açıp kapayıncaya kadar, tenis topu büyüklüğünde meyveli börek kaybolmuştu.
Tom gözünü bile kırpmadı.