Examples of using "Lives" in a sentence and their turkish translations:
Elvis yaşıyor!
Burada kimse yaşamıyor.
O yalnız yaşıyor.
- Tom tek başına yaşıyor.
- Tom yalnız yaşıyor.
- O yalnız yaşıyor.
- O tek başına yaşar.
O Yokohama'da yaşıyor.
O, Kyoto'da yaşıyor.
Hiç kimse sonsuza kadar yaşamaz.
Nakiller hayat kurtarırlar.
Doktorlar hayatlar kurtarır.
O tutumlu bir şekilde yaşıyor.
Orada kimse yaşamıyor.
Tom yakında yaşıyor.
O yakında yaşıyor.
O konfor içinde yaşamaktadır.
O burada yaşıyor.
Tom şehir merkezinde yaşıyor.
Tom burada yaşıyor.
Tom orada yaşıyor.
Burada kim yaşıyor?
O burada yaşıyor.
O yalnız yaşıyor.
O yalnız yaşıyor.
Tom tutumlu bir şekilde yaşar.
Biz hayat kurtarıyoruz.
Hayatlarımız değişti.
O ekonomik biçimde yaşar.
O tutumlu bir şekilde yaşar.
Tom yurt dışında yaşamaktadır.
Sami yalnız yaşıyor.
Sami şehir merkezinde yaşıyor.
Mennad burada yaşıyor.
Jani üst katımda ve Mari alt katımda yaşıyor.
Tom tamamen tek başına yaşıyor.
Tom benim üstümde ve Mary benim altımda yaşıyor.
Tom bir karavanda yaşıyor.
Tom kırsal bir alanda yaşıyor.
O, şehirde yaşıyor.
O bir apartman dairesinde yaşıyor.
Tom şimdi Boston'da yaşıyor.
O, apartmanda yaşıyor.
Onun nerede yaşadığını biliyorum.
O, sahile yakın yaşıyor.
Kuzeni Amerika'da yaşıyor.
Tom benim üzerimdeki katta yaşıyor.
O, New York'ta yaşar.
O, kazandığından çok para harcıyor.
Tom'un annesi Boston'da yaşıyor. Babası Şikago'da yaşıyor.
Tom şu anda Boston'da yaşıyor.
Tom annesi ile birlikte yaşıyor.
O sofu bir yaşam tarzı yaşar.
Tom da Boston'da yaşıyor.
Tom bir kamp arabasında yaşıyor.
Kitap okuyan biri hayatı boyunca bin farklı hayat yaşarken, hiç kitap okumayan biri sadece tek bir hayat yaşar.
O, büyük bir evde yaşıyor.
ve hatta hayat kurtarabilir.
can kaybına sebep olabiliyor.
Ve orada can veriyor
O benim üst katımda yaşıyor.
Yana Londra'da yaşıyor.
Tony Kobe'de yaşıyor.
Onların harika hayatları vardı.
O lüks içinde yaşıyor.
O dilenerek yaşıyor.
- Boston'da yaşıyor.
- O, Boston City'de yaşıyor.
Buraya yakın yaşıyor.
O kampüs dışından yaşıyor.
Ne yazık ki o yurt dışında yaşıyor.
O Cardiff'te yaşar.
O, Fas'ta yaşıyor.
Tom Galler'de yaşıyor.
- O yalnız yaşıyor.
- O tek başına yaşar.
Kimse benimle yaşamıyor.
Tom Detroit'te yaşar.
- Tom Boston'da yaşıyor.
- Tom Boston'da yaşar.
Laurie Melbourne'da yaşıyor.
Casey, Tiver'de yaşıyor.
O, Tokyo'da yaşıyor.
O, Nagasaki'de yaşıyor.
Tom Gangnam'da yaşıyor.
Kediler dokuz canlıdır.
Hayatlarımızı kurtardın.
Kısacası, Sherlock yaşıyor.
- Tom refah yaşıyor.
- Tom refah içinde yaşıyor.
Tom üst katımda yaşıyor.
Tom yakında yaşıyor.
Tom geçimini kampüsten sağlıyor.
Leanne Leicester'de yaşıyor.
- Santa Rovaniemi'de yaşıyor.
- Noel Rovaniemi'de yaşıyor.
O hayatlarımızı kurtardı.