Examples of using "Apart" in a sentence and their turkish translations:
Biz ayrı dünyalarız.
O dağıldı.
Onlar ayrı yaşarlar.
Tom'un hayatı karardı.
Biz ayrı büyüdük.
Tom saati parçalara ayırdı.
Onu sökelim.
Hiç ayrı kalmadık.
İşler bozuluyor.
Şimdi ruhsal çöküntü yaşama.
Ülke parçalara ayrılıyor.
- Leyla'nın hayatı parçalandı.
- Leyla'nın hayatı dağıldı.
O, kitabı parçaladı.
Onlardan uzaklaştım.
O, bir saati parçalara ayırdı.
İnsanlar bizi ayırt edemez.
Bir daha asla ayrılmayalım.
Tom'un hayatı kararmaya başladı.
Gerekirse onu sök.
Hayatım kararıyor.
Motordan anlarım.
Köpekler renkleri ayıramazlar.
Tom'un ailesi parçalandı.
Bunu sökmeme yardım et.
Kariyeri beklenmedik bir şekilde bozuldu.
- Evlilikleri ayrı düşüyordu.
- Evlilikleri dağılıyordu.
Fadıl'ın ailesi dağılıyordu.
Sami ve Leyla ayrı yaşıyordu.
- İlişkileri çatırdıyor.
- İlişkileri sallanıyor.
Onun evi eski ve parçalanıyor.
Tüm saçmalıklar ve gülüşmeleri çıkarırsak
Çocuk radyoyu parçalara ayırdı.
İkizleri birbirinden ayırtedebilir misin?
Biz sadece iki haftayı ayrı geçirdik.
Kediler hariç, hayvanları severim.
O, ailesinden ayrı yaşıyor.
O, ebeveynlerinden ayrı yaşıyor.
O, İngilizcenin dışında Almanca konuşur.
Onu sökmek istiyorum.
Bizi şimdi kimse ayıramaz.
Tom ve Mary ayrıldılar.
- Onları birbirinden nasıl ayırıyorsun?
- Onları nasıl ayırt edersin?
İspanyol ekonomisi parçalanıyor.
Onları birbirinden ayırmak kolay.
Ne yazık ki bütün şey parçalara ayrıldı.
Şu ikizleri birbirinden ayırabiliyor musun?
Ben ikizleri ayırt edemedim.
Onları nasıl ayırt edebiliyorsun?
Bu ikizleri birbirinden ayırt edemezsin.
Onlar kolaylıkla parçalamadı.
Tom onu parçalara ayırma kararı verdi.
Bizi parçalara ayırmaya çalışıyorlar.
Tom ve ben ayrı ayrı geliştik.
ve sürekli düşme tehlikesi altındayız.
Erkek kardeşler on iki yıl arayla doğmuş.
Ayakları ayrık durdu.
Bacakları ayrık durdu.
Onun ikiz kız kardeşlerini ayırt edemiyorum.
Elektrikli cihazları parçalarına ayırmayı seviyor.
Mola ver, yoksa hayatın kararacak.
Anne baban bizi sonsuza kadar uzak tutamazlar.
Tom eşinden ayrı yaşıyor.
Bundan başka bir şey bilmiyorum.
Bu yer Tom olmadan ayrı düşerdi.
Onları sadece bir uzman ayırt edebilir.
Onlardan ikisi ayrıldılar.
Onun dışında herkes soruyu cevapladı.
Ev, diğerlerinden ayrı duruyor.
Anne ve babaları onları ayrı tutmaya çalıştılar.
Biz aylarca ayrıyız.
Eşinden ayrı yaşıyor.
Tom ve John'u ayırt edebiliyor musun?
Jackson ikizlerini ayırt edebilir misin?
Bizi ayrı tutacak bir şey yok.
İngilizcenin dışında, aynı zamanda matematik öğretir.
Tom iki ikizi birbirinden ayıramadı.
Fadıl ve Leyla ayrı düşmeye başladılar.
Evim eski ve parçalanıyor.
Leyla ve Sami'nin evliliği dağılıyordu.
Babam ve ben altmış yıldır ayrıyız.
Sami ve Leyla altı yıl arayla öldüler.
Seni çıplak ellerimle parçalayabilirim.
Tamir etmek için radyoyu parçalara ayırdım.
O sadece eğlenmek için parçalara ayırdı.
1970 yılında bir ay arayla doğdu.
Bazen ikizleri ayırmak zordur.
O ondan ayrı kalmaya katlanamadı.
- Onu kardeşinden ayıramıyorum.
- Onu kardeşinden ayırt edemem.
Ayrı olmamızı istemiyorum.
Anlaşma son dakikada bozuldu.
Tom ve Mary'nin evliliği dağılmaya başladı.
Biraz meyve dışında hiçbir şey yemedi.
İkizleri ayırt edebilirim, sorun değil.
Ev tornado tarafından paramparça edildi.
Sonunda Jackson'un ikizlerini ayırabiliyorum.
İkiz Jackson kardeşleri birbirinden ayırt etmek imkânsız.