Translation of "Watch" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Watch" in a sentence and their turkish translations:

- Watch yourselves.
- Watch yourselves!

Kendinize göz kulak olun!

- I'll watch it.
- I'll watch him.
- I'll watch her.

Onu izleyeceğim.

- Don't watch TV.
- Do not watch television.
- Do not watch TV.
- Don't watch television.

TV izlemeyin.

- Watch your head!
- Watch your head.

Kafana dikkat!

- Watch your mouth!
- Watch your tongue.

- Sözlerine dikkat et.
- Ağzını topla.
- Lafına dikkat et.

- Watch yourselves.
- Watch yourselves!
- Be vigilant.

- Dikkatli olun.
- Uyanık olun.

- I'll watch television.
- I'll watch TV.

Ben TV izleyeceğim.

- Watch your mouth!
- Watch your mouth.

Ağzına dikkat et.

- Watch your fingers!
- Watch your fingers.

Parmaklarına dikkat et!

- I'm going to watch TV.
- I'll watch television.
- I'll watch TV.

Televizyon izleyeceğim.

Watch us.

- Bizi izle.
- Bizi izleyin.

Watch me.

Beni izle.

Watch carefully.

Dikkatle izleyin.

Watch this.

Şunu izle.

Watch yourself.

Kendine dikkat et.

Watch Tom.

Tom'u izle.

Watch them.

Onları izle.

Watch him.

Onu izle.

Watch her.

Onu izle.

- Don't watch TV.
- Do not watch TV.

TV izlemeyin.

- Watch your step.
- Do watch your step.

Adımına dikkat et.

- Where is my watch?
- Where's my watch?

Saatim nerede?

Watch the rear. I'll watch the front.

Arkayı gözle, ben önü gözleyeceğim.

- I'll watch it.
- I will watch it.

Onu izleyeceğim.

- Do you watch television?
- Do you watch TV?
- Do you watch telly?

TV izler misin?

- I have lost my watch.
- I lost my watch.
- I've mislaid my watch.
- I've lost my watch.

Saatimi kaybettim.

- I do not watch television.
- I don't watch TV.
- I don't watch television.

TV izlemem.

- I have lost my watch.
- I lost my watch.
- I lost the watch.

- Kol saatimi kaybettim.
- Saatimi kaybettim.

- It is not a watch.
- It's not a watch.
- It isn't a watch.

Bu bir kol saati değil.

- He lost his watch.
- He's lost his watch.

Saatini kaybetti.

- He lost a watch.
- He lost his watch.

Saatini kaybetti.

- Do you watch television?
- Do you watch TV?

TV izler misin?

- Someone stole my watch.
- Somebody stole my watch.

Birisi saatimi çaldı.

- Watch where you're going!
- Watch where you're going.

Gittiğin yere dikkat et.

- My watch needs mending.
- My watch needs to be repaired.
- My watch needs repairing.

- Kol saatimin tamir edilmesi gerekiyor.
- Kol saatimin onarılması gerekiyor.

Okay, watch out.

Pekâlâ, dikkat edin.

I watch television.

Televizyon izliyorum.

Let's watch TV.

- Haydi TV izleyelim.
- TV izleyelim.

Watch your toes.

Ayaklarınıza dikkat edin.

Watch the forest!

Ormanı izle!

Where's your watch?

Saatin nerede?

Watch the rear.

Arkayı izle.

Watch the front.

Ön tarafı izle.

Children watch adults.

Çocuklar yetişkinleri izlerler.

Just watch me.

Sadece beni izle.

Who's on watch?

Güvenlik kim?

I can't watch.

İzleyemiyorum.

Watch your back.

Arkanı kolla.

Watch my back.

Arkamı kollayın.

Watch and learn.

İzle ve öğren.

Watch the door.

Kapıya dikkat edin.

Watch the road.

- Yola bak.
- Dikkatinizi yola verin.

Watch your head!

Kafana dikkat!

Watch your fingers!

Parmaklarına dikkat et!

We watch television.

Televizyon izleriz

Watch my fingers.

Parmaklarımı izle.

Watch me closely.

Beni yakından izle.

- Watch out!
- Attention!

Dikkat!

Watch your language.

Dilinizi kollayın.

Watch your step.

- Adımına dikkat et.
- Dikkatli ol.

Fix the watch.

Saati tamir et.

My watch broke.

Saatim kırıldı.

We will watch.

İzleyeceğiz.

I'll watch Tom.

Tom'u izleyeceğim.

That's Tom's watch.

O, Tom'un saati.

We'll watch Tom.

Tom'u izleyeceğiz.

We watch PBS.

Biz PBS izleriz.

I'll keep watch.

Nöbet tutacağım.

Just watch this.

Sadece bunu izle.

Now watch carefully.

Şimdi dikkatli izle.

Now watch out.

Şimdi dikkat et.

Now watch this.

Şimdi bunu izle.

Please watch closely.

Lütfen yakından izleyin.

Stay and watch.

Kalın ve izleyin.

Watch me now.

Şimdi beni izle.

Watch the prisoner.

Mahkûma dikkat edin.

Watch them closely.

Onları yakından izle.

You just watch.

Sadece izle.

You keep watch.

Saati koru.

You watch it.

Sen onu izle.

You watch me.

Sen beni izle.

Watch your feet.

Adımına dikkat et.

Watch your luggage.

Bagajını izle.

We'll watch her.

Onu izleyeceğiz.

I'll watch them.

Onları izleyeceğim.

Don't watch television.

Televizyon izleme.

I watch PBS.

Ben PBS kanalını izliyorum.

They watch PBS.

Onlar PBS izliyor.

Watch TV here.

Burada TV izle.

Hey, watch yourself.

Hey, kendine dikkat et.