Examples of using "Fell" in a sentence and their turkish translations:
Tom düştü.
O uykuya daldı.
Onlar düştü.
Ben düştüm.
Tom düştü.
Kim düştü?
Tom hemen uyuyakaldı.
Tom hemen uyuyakaldı.
Tom hızla uykuya daldı.
Tom birden rahatsızlandı.
Yakında uyudum.
O, attan düştü.
Hisse senetleri sert düştü.
Yapraklar düştü.
O geriye düştü.
Uyuyakaldım.
- Elma düştü.
- Elma düşmüş.
Susie düştü.
Bir yağmur damlası düştü.
Tom sustu.
- Her şey bitti.
- Perde düştü.
- İşte bu kadardı.
- Hepsi bu kadardı.
Hükümet düştü.
Herkes uyudu.
Tom'un hayatı karardı.
Tom uykuya daldı.
Tom geriye düştü.
Uykuya daldık.
Sıcaklık düştü.
Üretim hızla düştü.
Tom düştü.
Geriye düştüm.
Sami hasta düştü.
Neredeyse düşüyordum.
Sami düştü.
- Tom geride kaldı.
- Tom geri kaldı.
Tom havuza düştü.
Tom sandalyesinden düştü.
Tom atından düştü.
Basamaklara düştüm.
Sandalyemden düştüm.
Bisikletimden düştüm.
Bunalıma girdim.
ancak karanlık çöktüğünde
O, parçalara ayrıldı.
Bebek uykuya daldı.
Onun şakası ilgi görmedi.
Onun şakaları işe yaramadı.
Aniden hastalandı.
Paris, 1940 yılında düştü.
O derhal uyudu.
Hisse senedi değerleri çabucak düştü.
Ayağım karıncalandı.
O, aniden sessizleşti.
Hisse senedi fiyatları keskin bir şekilde düştü.
Fiyatları aniden düştü.
Tom tökezledi ve düştü.
Tom kaydı ve düştü.
İkimiz de uykuya daldık.
Biz aşık olduk.
Üzerime ne düştü?
Sıkça yağmur yağdı.
Kalabalık sustu.
Ona bayıldım.
Âşık oldum.
Her ikisi de uyudu.
O bayıldı.
Hepimiz uykuya daldık.
Harry ağır hasta oldu.
Birçok ağaç yıkıldı.
O nihayet uyudu.
Tom kısa sürede uyudu.
Şaka çuvalladı.
- Bir sağanak yağdı.
- Şiddetli bir yağmur yağdı.
Sonunda uykuya daldım.
Tom neredeyse düşüyordu.
Tom sendeledi ve düştü.
Tom tökezledi ve düştü.
Tom yine uykuya daldı.
Tom ağlayarak uyudu.
Belki uykuya daldım.
Ben düştüm.
O savaşta düştü.
Ağaç düştü.
Tom nihayet uykuya daldı.
Tom neredeyse denize düşüyordu.
Kaydım ve düştüm.
Sendeledim ve düştüm.
Ben sendeledim ve düştüm.
Ben tökezledim ve düştüm.
- Leyla'nın hayatı parçalandı.
- Leyla'nın hayatı dağıldı.
Sami'nin saçları dökülüyor.
İpek ipe takılıp düştü.
Tom aşık oldu.
Neredeyse yere düşüyordum.