Translation of "Fell" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Fell" in a sentence and their turkish translations:

- Tom fell down.
- Tom fell.

Tom düştü.

- She fell asleep.
- He fell asleep.

O uykuya daldı.

They fell.

Onlar düştü.

I fell.

Ben düştüm.

Tom fell.

Tom düştü.

Who fell?

Kim düştü?

- Tom fell asleep right away.
- Tom fell asleep immediately.
- Tom immediately fell asleep.

Tom hemen uyuyakaldı.

- Tom fell asleep immediately.
- Tom immediately fell asleep.

Tom hemen uyuyakaldı.

- Tom quickly fell asleep.
- Tom fell asleep quickly.

Tom hızla uykuya daldı.

- Tom suddenly fell ill.
- Tom suddenly fell sick.

Tom birden rahatsızlandı.

- I soon fell asleep.
- I fell asleep soon.

Yakında uyudum.

- He fell off the horse.
- He fell from the horse.
- He fell from his horse.
- He fell off his horse.

O, attan düştü.

Sales fell markedly.

Stocks fell hard.

Hisse senetleri sert düştü.

The leaves fell.

Yapraklar düştü.

He fell backward.

O geriye düştü.

I fell asleep.

Uyuyakaldım.

The apple fell!

- Elma düştü.
- Elma düşmüş.

Susie fell down.

Susie düştü.

A raindrop fell.

Bir yağmur damlası düştü.

Tom fell silent.

Tom sustu.

The curtain fell.

- Her şey bitti.
- Perde düştü.
- İşte bu kadardı.
- Hepsi bu kadardı.

The government fell.

Hükümet düştü.

Everyone fell asleep.

Herkes uyudu.

Tom fell apart.

Tom'un hayatı karardı.

Tom fell asleep.

Tom uykuya daldı.

Tom fell backwards.

Tom geriye düştü.

We fell asleep.

Uykuya daldık.

The temperature fell.

Sıcaklık düştü.

Production fell rapidly.

Üretim hızla düştü.

Tom fell down.

Tom düştü.

I fell backwards.

Geriye düştüm.

Sami fell ill.

Sami hasta düştü.

I almost fell.

Neredeyse düşüyordum.

Sami fell down.

Sami düştü.

Tom fell behind.

- Tom geride kaldı.
- Tom geri kaldı.

- Tom fell into the pool.
- Tom fell in the swimming pool.
- Tom fell in the pool.

Tom havuza düştü.

- Tom fell off his chair.
- Tom fell off the chair.

Tom sandalyesinden düştü.

- Tom fell off his horse.
- Tom fell from his horse.

Tom atından düştü.

- I fell down the stairs.
- I fell down the steps.

Basamaklara düştüm.

- I fell off the chair.
- I fell off my chair.

Sandalyemden düştüm.

- I fell off my bike.
- I fell off my bicycle.

Bisikletimden düştüm.

I fell into depression,

Bunalıma girdim.

Only as darkness fell.

ancak karanlık çöktüğünde

It fell to pieces.

O, parçalara ayrıldı.

The baby fell asleep.

Bebek uykuya daldı.

Her joke fell flat.

Onun şakası ilgi görmedi.

Her jokes fell flat.

Onun şakaları işe yaramadı.

He suddenly fell ill.

Aniden hastalandı.

Paris fell in 1940.

Paris, 1940 yılında düştü.

He fell asleep immediately.

O derhal uyudu.

Stock prices fell quickly.

Hisse senedi değerleri çabucak düştü.

My foot fell asleep.

Ayağım karıncalandı.

She suddenly fell silent.

O, aniden sessizleşti.

Stock prices fell sharply.

Hisse senedi fiyatları keskin bir şekilde düştü.

The prices fell suddenly.

Fiyatları aniden düştü.

Tom tripped and fell.

Tom tökezledi ve düştü.

Tom slipped and fell.

Tom kaydı ve düştü.

We both fell asleep.

İkimiz de uykuya daldık.

We fell in love.

Biz aşık olduk.

What fell on me?

Üzerime ne düştü?

Suddenly, the rain fell.

Sıkça yağmur yağdı.

The crowd fell silent.

Kalabalık sustu.

I fell for it.

Ona bayıldım.

I fell in love.

Âşık oldum.

They both fell asleep.

Her ikisi de uyudu.

She fell into unconsciousness.

O bayıldı.

We all fell asleep.

Hepimiz uykuya daldık.

Harry fell seriously ill.

Harry ağır hasta oldu.

Many trees fell down.

Birçok ağaç yıkıldı.

She finally fell asleep.

O nihayet uyudu.

Tom soon fell asleep.

Tom kısa sürede uyudu.

The joke fell flat.

Şaka çuvalladı.

A heavy rain fell.

- Bir sağanak yağdı.
- Şiddetli bir yağmur yağdı.

I finally fell asleep.

Sonunda uykuya daldım.

Tom almost fell down.

Tom neredeyse düşüyordu.

Tom staggered and fell.

Tom sendeledi ve düştü.

Tom stumbled and fell.

Tom tökezledi ve düştü.

Tom fell back asleep.

Tom yine uykuya daldı.

Tom fell asleep crying.

Tom ağlayarak uyudu.

Maybe I fell asleep.

Belki uykuya daldım.

- I fell.
- I crashed.

Ben düştüm.

He fell in battle.

O savaşta düştü.

The tree fell down.

Ağaç düştü.

Tom finally fell asleep.

Tom nihayet uykuya daldı.

Tom nearly fell overboard.

Tom neredeyse denize düşüyordu.

I slipped and fell.

Kaydım ve düştüm.

I tripped and fell.

Sendeledim ve düştüm.

I staggered and fell.

Ben sendeledim ve düştüm.

I stumbled and fell.

Ben tökezledim ve düştüm.

Layla's life fell apart.

- Leyla'nın hayatı parçalandı.
- Leyla'nın hayatı dağıldı.

Sami's hair fell out.

Sami'nin saçları dökülüyor.

Ipek fell jumping rope.

İpek ipe takılıp düştü.

Tom fell in love.

Tom aşık oldu.

I almost fell down.

Neredeyse yere düşüyordum.