Translation of "Agent" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Agent" in a sentence and their turkish translations:

I'm an agent.

Ben bir ajanım.

- She is an estate agent.
- He is an estate agent.

O bir emlakçıdır.

Tom is Mary's agent.

Tom, Mary'nin temsilcisidir.

Tom is my agent.

Tom benim temsilcim.

I'm an FBI agent.

Ben bir FBI ajanıyım.

Who's your travel agent?

- Seyahat danışmanın kim?
- Seyahat acentan ne?

Let's ask a travel agent.

Bir seyahat acentesine soralım.

He is an FBI agent.

O, bir FBI ajanıdır.

She's a real estate agent.

O bir emlakçı.

Tom is an FBI agent.

Tom bir FBI ajanıdır.

Tom is a CIA agent.

Tom bir CIA ajanıdır.

Tom is a secret agent.

Tom gizli bir ajandır.

We have the same agent.

- Aynı ajana sahibiz.
- Aynı temsilciye sahibiz.

Tom was a double agent.

- Tom çifte ajandı.
- Tom ikili ajandı.
- Tom ikili oynayan bir ajandı.

Education is the agent of progress.

Eğitim ilerlemenin temsilcisidir.

Where is the closet travel agent?

En yakın seyahat acentesi nerede?

Tom became a real estate agent.

Tom emlakçı oldu.

Tom was a real estate agent.

Tom emlak acentesiydi.

The tax agent allowed the deduction.

Vergi ajanı indirime izin verdi.

Tom is a former CIA agent.

Tom eski bir CIA ajanı.

Mary is a real estate agent.

Mary bir emlakçıdır.

Tom is a real estate agent.

Tom gerçek bir emlakçı.

Tom is Mary's real estate agent.

Tom, Mary'nin emlakçısıdır.

Tom is a border patrol agent.

Tom sınır devriyesi ajanıdır.

Your agent has already called on me.

Senin şirketin zaten beni ziyaret etti.

Can you recommend a good travel agent?

İyi bir seyahat acentesi tavsiye edebilir misin?

The customs agent searched Tom for contraband.

Gümrük ajanı, kaçakçılık için Tom'u araştırdı.

Tom is a licensed real estate agent.

Tom lisanslı bir emlakçıdır.

Just so you know, I'm an FBI agent.

Bil diye söylüyorum, ben bir FBI ajanıyım.

He's an agent for a big insurance company.

O büyük bir sigorta şirketinin temsilcisidir.

Get in touch with your agent right away.

Derhal temsilcinle temasa geç.

A travel agent arranged everything for our trip.

Bir seyahat acentesi, gezimiz için her şeyi düzenledi.

The service agent helped me solve my problem.

Servis temsilcisi problemi çözmeme yardım etti.

EPO can be used as a blood doping agent.

Eritropoietin kan doping ajanı olarak da kullanılabilir.

Tom applied a drying agent to his weeping wound.

Tom iltihaplı yarasına bir kurutucu ajan uyguladı.

I just got off the phone with my agent.

Ben sadece temsilcimle görüştüm.

If James Bond is agent 007, who is 001?

Eğer James Bond ajan 007 ise, 001 kimdir?

He negotiated a lower price with the real estate agent.

- O emlakçı ile daha düşük bir fiyatı pazarlık etti.
- O emlakçı ile daha düşük bir fiyatı görüştü.

He is an insurance agent for a New York company.

O bir New York şirketinin sigorta acentesidir.

In case of an emergency, get in touch with my agent.

Acil bir durumda, temsilcim ile temas kurun.

Our company's agent in Rio will meet you at the airport.

Rio'daki firmamızın ajanı sizi havaalanında karşılayacak.

The travel agent suggested that we take some traveler's checks with us.

Seyahat acentesi, yanımıza biraz seyahat çeki almamızı önerdi.

In case of an emergency, get in touch with my agent right away.

Acil bir durumda, hemen temsilcimle temas kurun.

An efficient FBI agent does not make any bones about carrying out his duties.

Verimli bir FBI ajanı görevlerini yürütme hakkında bir şey söylemiyor.