Translation of "Control" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Control" in a sentence and their turkish translations:

- Control yourself.
- Control yourself!

- Kendini kontrol et!
- Kendine hâkim ol!

It's control.

Kontrol.

Control yourselves.

Kendinizi kontrol edin.

- I'm out of control.
- I lost control.

Kontrolümü kaybettim.

- Everything's under control.
- Everything is under control.

Her şey kontrol altında.

- Who's in control?
- Who is in control?

Kim denetimde?

- Try to control yourself.
- Try to control yourselves.

Kendinizi kontrol etmeye çalışın.

- Maybe you control it.
- You probably control it.

Sen muhtemelen onu kontrol ediyorsun.

- He can't control himself.
- She can't control herself.

O kendini kontrol edemiyor.

- I can't control myself.
- I cannot control myself.

Kendimi kontrol edemiyorum.

I lost control.

Kontrolü kaybettim.

We're in control.

Kontrol bizde.

Please control yourself.

Lütfen kendini kontrol et.

Control your emotions.

Duygularını kontrol et.

Tom lost control.

Tom kontrolünü kaybetti.

Control is everything.

Kontrol her şeydir.

I'm in control.

Kontroldayım.

I'm losing control.

Kontrolü kaybediyorum.

Control your kids.

Çocuklarınızı kontrol edin.

Control your fear.

Korkunuzu kontrol edin.

Sami lost control.

Sami kontrolü kaybetti.

- Tom is out of control.
- Tom's out of control.

Tom kontrolden çıktı.

- She cannot control her children.
- She can't control her children.

O, çocuklarıyla baş edemiyor.

- I have everything under control.
- I've got everything under control.

Her şey kontrolüm altında.

- Tom has everything under control.
- Tom's got everything under control.

Tom her şeyi kontrol altına aldı.

- We have everything under control.
- We've got everything under control.

Biz her şeyi kontrol altına aldık.

Because we cannot control

ve bizler insanlar ve koşulları

You must control yourself.

Kendinizi kontrol etmelisiniz.

I use birth control.

Ben doğum kontrolü kullanıyorum.

Tom has lost control.

Tom kontrolü kaybetti.

I can't control it.

Onu kontrol edemiyorum.

I can't control myself.

Kendimi kontrol edemiyorum.

She can't control herself.

O kendini kontrol edemiyor.

Tom can't control himself.

Tom kendini kontrol edemez.

You can't control everything.

- Her şeyi kontrol edemezsiniz.
- Her şeyi kontrol edemezsin.

You can't control me.

Beni kontrol edemezsin.

I can't control Tom.

Tom'u kontrol edemiyorum.

Maybe you control it.

Belki onu kontrol edersin.

- Take control.
- Take command.

- Yönetimi ele geçir.
- Kontrolü ele al.
- Kontrol altına alın.

He's a control freak.

Bu bir kontrol etme hastalığıdır.

Tom lost his control.

Tom kontrolünü yitirdi.

You control your destiny.

Sen kaderini kontrol ediyorsun.

Get control of yourself.

Kendini kontrol et.

Nobody can control us.

- Hiç kimse bizi kontrol edemez.
- Kimse bizi kontrol edemez.

You're out of control.

Kontrolden çıktın.

I was in control.

Ben denetimdeydim.

Everything's under control here.

Burada her şey kontrol altında.

Tom is in control.

Tom kontrol altında.

She's a control freak.

- O bir kontrol manyağı.
- O bir kontrol bağımlısı.
- O bir kontrol delisi.

Tom is losing control.

Tom kontrolü kaybediyor.

We don't control anything.

Hiçbir şeyi kontrol edemeyiz.

They don't control me.

Onlar beni kontrol etmiyor.

I can't control them.

Onları kontrol edemem.

I can't control him.

Onu kontrol edemem.

I can't control her.

Ben onu kontrol edemiyorum.

Try to control yourself.

Kendinizi kontrol etmeye çalışın.

We're in control here.

Burada denetimdeyiz.

I couldn't control myself.

Kendimi kontrol edemedim.

Tom couldn't control himself.

Tom kendini kontrol edemedi.

I can't control that.

Bunu kontrol edemiyorum.

We're out of control.

Biz kontrolden çıktık.

We need government control.

Hükümet kontrolüne ihtiyacımız var.

We can't control them.

Onları kontrol edemiyoruz.

I have no control.

Benim kontrolüm yok.

Just control your emotions.

Sadece duygularını kontrol et.

Sami couldn't control Layla.

Sami, Leyla'yı kontrol edemedi.

Sami was in control.

Sami kontroldeydi.

I'm out of control.

Kontrolümü kaybettim.

- I couldn't control my anger.
- I could not control my anger.

Ben öfkemi kontrol edemedim.

- Don't worry. Everything is under control.
- Don't worry. Everything's under control.

Endişelenme. Her şey kontrol altında.

- I need you to control yourself.
- I need you to control yourselves.

Kendini kontrol etmeni istiyorum.

Popularly known as Mission Control.

Halk arasında Görev Kontrolü olarak bilinir.

We must control our passions.

Tutkularımızı kontrol etmeliyiz.

They don't control their emotions.

Onlar duygularını kontrol etmiyorlar.

You're completely out of control.

Tamamen kontrolden çıktın.

Our brains control our activities.

Beynimiz faaliyetlerimizi kontrol eder.

We have everything under control.

Her şey kontrolümüz altında.

The situation is under control.

Durum kontrol altında.

This is out of control.

Bu kontrol edilemez.

No one can control him.

Kimse onu kontrol edemez.

She's taking birth control pills.

O doğum kontrol hapları alıyor.

I can't control what happens.

Ne olduğunu kontrol edemiyorum.

I can't control what'll happen.

Ne olacağını kontrol edemiyorum.

That's something I can't control.

O, kontrol edemediğim bir şey.

Stop trying to control me!

Beni kontrol etmeye çalışmayı bırak!

We've got it under control.

Biz onu kontrol altına aldık.

I've got this under control.

Bunu kontrol altına aldım.

We're not in control here.

Biz burada kontrolde değiliz.

You can't control me, Tom.

Beni kontrol edemezsin, Tom.

"Things got out of control..."

"İşler kontrolden çıktı ..."

She can't control her emotions.

O, duygularını kontrol edemez.

I had everything under control.

Her şeyi kontrol altına aldım.

I've got it under control.

Ben onu kontrol altına aldım.

I've got things under control.

Her şey kontrolüm altında.

I'll try to control myself.

Kendimi kontrol etmeye çalışacağım.

Tom left me in control.

Tom beni denetimde bıraktı.