Examples of using "Zuurstof" in a sentence and their turkish translations:
Yeterince oksijen alıyor musunuz?
Su hidrojen ve oksijen içerir.
Su oksijen ve hidrojenden oluşur.
Oksijensiz yaşayamazsınız.
Oksijen olmadan hiçbir şey yakamazsınız.
Oksijensiz yaşayamayız.
Muhtemelen fazla oksijen olmadığından.
Su, hidrojen ve oksijenden oluşur.
Ayda oksijen yok.
Atmosfer, çoğunlukla azot ve oksijenden oluşur.
Odada neredeyse hiç oksijen yok.
Sorun şu ki daha az oksijen almaya başladığıızda, zihniniz sizinle oyunlar oynamaya başlar.
Güneş ışığı olmayınca yosunlar oksijen üretmeyi bırakıyor.
Tekenin, oksijen tamamen bitmeden yemek bulması gerek.
Yumurtalara sifonuyla oksijen veriyor, onlara göz kulak oluyordu.
Oksijenimiz azaldığında esneriz.
Tropik yağmur ormanları oksijen üretir karbondioksit tüketir.
Tom oksijensizlik yüzünden öldü.
Plankton ve mikroorganizmalar atmosfere oksijen bırakıyorlar,
Soluduğumuz hava, oksijen ve azottan oluşur.
Büyümek ve karmaşık hale gelmek için yaşam oksijene ihtiyaç duyar.
Hidrojen, karbon, azot, fosfor, oksijen, sülfür ve selenyum ametallerdir.
Su olmadan ve oksijen olmadan yaşamak olanaksızdır.
Düşük hava basıncı insanların nefes almasını ve yeterli oksijen almasını daha zor hale getirir.
Doğrudan havadan oksijen çekebilmek için kendini dışarı atıyor. Nihayet. Güneş yüzünü gösteriyor.
Bizim atmosferimiz nefes almamız için gerekli olan % 21 oksijen, % 78 azot ve % 0,9 argon içermektedir. Diğer % 0.1 ise su buharı, karbon dioksit, neon, metan, kripton, helyum, ksenon, hidrojen, azotlu oksit, karbon monoksit, azot dioksit, kükürt dioksit ve ozondan oluşur.