Translation of "Zingen" in Turkish

0.022 sec.

Examples of using "Zingen" in a sentence and their turkish translations:

Blijf zingen.

Şarkı söylemeye devam et.

Niet zingen.

Şarkı söyleme.

Vogels zingen.

Kuşlar öter.

Ze zingen.

Onlar şarkı söyler.

- Cicades zingen.
- Cicades zijn aan het zingen.

Ağustos böcekleri şarkı söylüyorlar.

- Laten we een liedje zingen.
- Laten we zingen!

Şarkı söyleyelim!

Begin met zingen.

Şarkı söylemeye başlayın.

Kun je zingen?

Şarkı söyleyebilir misin?

Madonna kan zingen.

Madonna şarkı söyleyebilir.

De vogels zingen.

Kuşlar şakıyorlar.

Ze kunnen zingen.

Onlar şarkı söyleyebilirler.

Wij zullen zingen.

Şarkı söyleyeceğiz.

Ik kan zingen.

Şarkı söyleyebilirim.

Stop met zingen.

Şarkı söylemeyi bırak.

Wil je zingen?

Şarkı söylemek ister misin?

Ik wil zingen.

Şarkı söylemek istiyorum.

Zal Jane zingen?

Jane şarkı söyleyecek mi?

Ga je zingen?

Şarkı söyleyecek misin?

Vier mannen zingen.

Dört adam şarkı söylüyor.

Hij kan zingen.

O şarkı söyleyebilir.

Twee vrouwen zingen.

İki kadın şarkı söylüyor.

Kan ik zingen?

Şarkı söyleyebilir miyim?

- Hij kan goed zingen.
- Hij is goed in zingen.

O şarkı söylemede iyidir.

- Ze hoorde hem zingen.
- Ze heeft hem horen zingen.

Onun şarkı söylemesini duydu.

- Ze houdt van zingen.
- Ze is dol op zingen.

O, şarkı söylemeyi seviyor.

- Hij houdt van zingen.
- Hij is dol op zingen.

- O, şarkı söylemeyi sever.
- Şarkı söylemeyi seviyor.

- Kun jij Amerikaanse volksliedjes zingen?
- Kun jij Amerikaanse folkliedjes zingen?

Amerikan halk şarkısı söyleyebilir misin?

Hij begon te zingen.

O, şarkı söylemeye başladı.

Zingen is haar ding.

- O, şarkı söylemeyi sever.
- Şarkı söylemek onun işi.

Ze houden van zingen.

Şarkı söylemeyi severler.

Ik kan goed zingen.

Güzel şarkı söyleyebilirim.

Ik kan niet zingen.

Şarkı söyleyemem.

Ik hoorde haar zingen.

Onun şarkı söylediğini duydum.

Ik hoorde je zingen.

Seni şarkı söylerken duydum.

Tom begon te zingen.

Tom şarkı söylemeye başladı.

Zingen is hun ding.

- Şarkı söylemek onların işi.
- Onlar şarkı söylemeyi sever.

Kom zingen met mij.

Gel benimle şarkı söyle.

Tom hoorde Maria zingen.

Tom Mary'nin şarkı söylediğini duydu.

Ik wil een liedje zingen.

Ben bir şarkı söylemek istiyorum.

Hij ging door met zingen.

O şarkı söylemeye devam etti.

Laten we een liedje zingen.

Bir şarkı söyleyelim.

Zij kan heel goed zingen.

Çok iyi şarkı söyler.

Ze heeft ons leren zingen.

O bize şarkı söylemeyi öğretti.

Hij kan niet goed zingen.

O iyi şarkı söyleyemez.

Zingen is haar sterkste punt.

Şarkı söyleme onun güçlü noktasıdır.

Tom kan vrij goed zingen.

Tom oldukça iyi şarkı söyleyebilir.

Je hoeft niet te zingen.

Şarkı söylemek zorunda değilsin.

Tom heeft me leren zingen.

Tom bana şarkı söylemeyi öğretti.

Je kunt een lied zingen.

Bir şarkı söyleyebilirsin.

We horen je vaak zingen.

Biz sık sık senin şarkı söylediğini duyarız.

Tom laat je niet zingen.

Tom şarkı söylemene izin vermeyecek.

Maar ik had een hobby: zingen.

Öte yandan bir hobim vardı: Şarkı söylemek.

Laten we het Engelse liedje zingen.

İngilizce şarkı söyleyelim.

Ik heb zin om te zingen.

Canım şarkı söylemek istiyor.

Ik hoorde de kinderen samen zingen.

Çocukların beraberce şarkı söylediklerini duydum.

Kun je alstublieft ophouden met zingen?

Lütfen şarkı söylemeyi durdurur musunuz?

Ik hoor je altijd graag zingen.

Şarkı söylemeni duymaktan her zaman zevk alıyorum.

De vogels zingen in de bomen.

Kuşlar ağaçlarda ötüyorlar.

Laten we dat Engelse liedje zingen.

O İngilizce şarkıyı söyleyelim.

Linda stond op om te zingen.

Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.

Tom kan enkele Franse liedjes zingen.

- Tom birkaç Fransız şarkısı söyleyebilir.
- Tom birkaç tane Fransızca şarkı söyleyebilir.

Ik hoorde enkele mensen kerstliedjes zingen.

Bazı insanların Noel şarkıları söylediğini duydum.

U kunt zingen als u wilt.

İstersen şarkı söyleyebilirsiniz.

Zo hoog kan ik niet zingen.

- O kadar ince sesle şarkı söyleyemem.
- O kadar yüksek oktavda şarkı söyleyemem.
- O kadar yüksek perdeden şarkı söyleyemem.

- Heb je Tom ooit al eens horen zingen?
- Hebt u Tom ooit al eens horen zingen?
- Hebben jullie Tom ooit al eens horen zingen?

- Tom'un şarkı söylediğini hiç duydun mu?
- Hiç Tom'un şarkı söylediğini duydun mu?

- Hoeveel kerstliederen kun je uit je hoofd zingen?
- Hoeveel kerstliederen kunt u uit uw hoofd zingen?
- Hoeveel kerstliederen kunnen jullie uit jullie hoofd zingen?

Kaç tane Noel şarkısını ezbere söyleyebilirsin?

- Vind je het leuk om kerstliedjes te zingen?
- Vindt u het leuk om kerstliedjes te zingen?
- Vinden jullie het leuk om kerstliedjes te zingen?

Noel şarkıları söylemekten hoşlanır mısın?

Ik hoop volgende keer beter te zingen.

Gelecek sefere daha iyi şarkı söylemeyi umuyorum.

Zijn hobby's zijn gitaar spelen en zingen.

Onun hobileri gitar çalmak ve şarkı söylemektir.

Ik heb hem nog nooit horen zingen.

Onun şarkı söylediğini asla duymadım.

Hij houd ervan populaire liedjes te zingen.

O popüler şarkıları söylemeyi seviyor.

Het is jouw beurt om te zingen.

Şarkı söyleme sırası senin.

- Ze houdt van zingen.
- Ze zingt graag.

- O şarkı söylemeyi sever.
- Şarkı söylemeyi seviyor.

Waarom kan ik niet zingen zoals zij?

Niçin onların söyleyebildiği gibi söyleyemiyorum?

- Hij zingt graag.
- Hij houdt van zingen.

Şarkı söylemeyi seviyor.

Ik zou je ooit graag horen zingen.

Bazen şarkı söylemeni duymak istiyorum.

Ik heb haar een lied horen zingen.

Onun bir şarkı söylediğini duydum.

Het jonge meisje is aan het zingen.

Genç kız şarkı söylüyor.

Tom heeft Mary nog nooit horen zingen.

Tom Mary'nin şarkı söylediğini asla duymadı.

- Tom zingt.
- Tom is aan het zingen.

- Tom şarkı söylüyor.
- Tom şarkı söyler.

- Ik zou willen dat ik zo kon zingen als jij.
- Ik zou willen dat ik kon zingen zoals jij.
- Ik zou willen dat ik kon zingen zoals u.

Keşke senin gibi şarkı söyleyebilsem.

Ben je van plan om hier te zingen?

Burada şarkı söyleyecek misin?

Laten we het lied in het Engels zingen.

Şarkıyı İngilizce söyleyelim.

Het zou leuk zijn als je kon zingen.

Eğer şarkı söyleyebilseydin harika olurdu.

Ik ben met mijn kinderen aan het zingen.

Ben çocuklarımla şarkı söylüyorum.