Translation of "Liedje" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Liedje" in a sentence and their turkish translations:

- Ken je dit liedje?
- Kent u dit liedje?
- Kennen jullie dit liedje?

- Bu şarkıyı biliyor musunuz?
- Bu şarkıyı biliyor musun?

Zing alsjeblieft een liedje.

Lütfen bir şarkı söyle.

Wie zingt dit liedje?

Bu şarkıyı kim söylüyor?

Iedereen kende dit liedje.

Herkes bu şarkıyı biliyordu.

Ze neuriede een liedje.

O bir şarkı mırıldandı.

Speel dat liedje opnieuw.

O şarkıyı tekrar çal.

Dit is mijn liedje.

Bu benim şarkım.

We kennen dit liedje.

Bu şarkıyı biliyoruz.

Dit liedje klinkt droevig.

Bu şarkı üzücü görünüyor.

Ik wil een liedje zingen.

Ben bir şarkı söylemek istiyorum.

Laten we een liedje zingen.

Bir şarkı söyleyelim.

Ik hou van dit liedje.

Bu şarkıyı severim.

Dit liedje heet "Only You".

Bu şarkının ismi "Only You" dur.

Het is je favoriete liedje.

Bu senin en sevdiğin şarkın.

Vind je dat liedje leuk?

O şarkıyı seviyor musun?

Ik heb geen favoriet liedje.

Sevdiğim bir şarkı yok.

Zing een liedje met mij.

Benimle birlikte bir şarkı söyle.

- Dit liedje doet me denken aan thuis.
- Dat liedje doet me aan thuis denken.

O şarkı bana yuvamı hatırlatıyor.

Laten we het Engelse liedje zingen.

İngilizce şarkı söyleyelim.

Hungry Spider is mijn favoriete liedje.

En sevdiğim şarkı Hungry Spider'dır.

Ik luister altijd naar dit liedje.

Ben her zaman bu şarkıyı dinlerim.

Laten we dat Engelse liedje zingen.

O İngilizce şarkıyı söyleyelim.

Ik zing dat liedje liever niet.

O şarkıyı söylememeyi tercih ederim.

We willen dat je dit liedje zingt.

Şarkıyı söylemeni istiyoruz.

Het liedje is heel bekend bij iedereen.

Şarkı herkes tarafından iyi bilinmektedir.

Ik schrijf een liedje in het Frans.

Fransızca bir şarkı yazıyorum.

Ik wil dat je een liedje zingt.

Bir şarkı söylemeni istiyorum.

Dat liedje blijft in je hoofd zitten.

O şarkı akılda kalıcı.

Ik wil dat hij een liedje zingt.

Onun bir şarkı söylemesini istiyorum.

Ik luister naar het nieuwste liedje van Björk.

Björk'ün en son şarkısını dinliyorum.

- Laten we een liedje zingen.
- Laten we zingen!

Şarkı söyleyelim!

- Tom zong een lied.
- Tom zong een liedje.

Tom bir şarkı söyledi.

De titel van dit liedje is "Only You".

Bu şarkının adı "Only You" dur.

Dat liedje klinkt mij bekend in de oren.

O şarkı bana tanıdık geliyor.

Ik heb de Franse versie van dit liedje gehoord.

Bu şarkının Fransızca versiyonunu duydum.

Ik hou van het trage ritme van dat liedje.

Ben bu şarkının yavaş ritminden hoşlanıyorum.

Ze heeft nog nooit een liedje met hem gezongen.

O, onunla birlikte asla bir şarkı söylemedi.

Het is niet waarschijnlijk dat Tom dat liedje kent.

Tom büyük olasılıkla o şarkıyı bilmeyecek.

Ik wist dat Tom dat liedje niet zou zingen.

Tom'un o şarkıyı söylemeyeceğini biliyordum.

Tom speelde een oud Iers liedje op zijn nieuwe hoorn.

Tom yeni Fransız kornasında eski bir İrlanda şarkısını çaldı.

We zouden het leuk vinden als je een liedje zong.

Biz size bir şarkı söylemek istiyoruz.

- Ik vind dit nummer niet leuk.
- Ik vind dit liedje niet leuk.

- Ben bu şarkıyı beğenmiyorum.
- Bu şarkıdan hoşlanmıyorum.

Wat denk je ervan om dat liedje nog een keer voor me te zingen?

O şarkıyı benim için tekrar söylemeye ne dersin?

Als je op de tekst van het liedje let, dan gaat het eigenlijk nergens over.

Eğer şarkı sözlerini dinlersen, bir şey söylemediklerini anlayacaksın.

Elke keer als ik dat liedje hoor denk ik aan terug aan de dagen in het middelbare onderwijs.

O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.