Translation of "Begin" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Begin" in a sentence and their turkish translations:

- Begin!
- Begin.

Başla!

Begin!

- Başla!
- Başlayın!

- Begin te rennen.
- Begin te lopen.

Koşmaya başlayın.

Begin nu.

Şimdi başla.

Begin hier.

Buradan başla.

Mooi begin.

Güzel başlangıç.

Begin opnieuw.

Tekrar başla.

- Ik begin deze namiddag.
- Ik begin vanmiddag.

Bu öğleden sonra başlıyorum.

Ik begin pas.

Ben sadece başlıyorum.

Begin met schrijven.

Yazmaya başlayın.

Begin met zingen.

Şarkı söylemeye başlayın.

Begin met tellen.

Saymaya başla.

Ik begin morgen.

Yarın başlarım.

Wanneer begin ik?

Ben ne zaman başlarım?

- Al het begin is moeilijk.
- Alle begin is moeilijk.

Her başlangıç zordur.

begin je te zweten

terlemeye başlıyorsunuz

Vanaf het prille begin

En başından beri,

Ik begin Duits te leren.

Ben Almanca öğrenmeye başlıyorum.

Ik begin moe te worden.

- Yorulmaya başlıyorum.
- Ben yorulmaya başlıyorum.

Al het begin is moeilijk.

Her başlangıç zordur.

Ik begin benieuwd te worden.

Meraklanmaya başlıyorum.

Dat is een goed begin.

Bu iyi bir başlangıç.

Ik begin Frans te leren.

Fransızca öğrenmeye başlıyorum.

Dat is slechts het begin.

Bu sadece başlangıç.

Ik begin het te begrijpen.

Anlamaya başlıyorum.

Ik begin kaal te worden.

Kel olmaya başlıyorum.

Het is slechts het begin.

Bu sadece başlangıç.

Het officiële begin is op zaterdag.

Resmî açılış cumartesi günü.

Hij wist het vanaf het begin.

O, onu başından beri biliyordu.

Ik begin mijn vriendin te missen.

Kız arkadaşımı özlemeye başlıyorum.

Morgen begin ik met het dieet.

Yarın diyete başlıyorum.

Dat was nog maar het begin.

Bu sadece başlangıçtı.

Tom had vanaf het begin gelijk.

Tom başlangıçtan beri haklıydı.

- Ik start morgen.
- Ik begin morgen.

Yarın başlarım.

Dit verhaal gaat terug naar het begin,

Hikaye ta en baştan,

Een scheur is genoeg voor een begin.

Başlamak için tek gereken bir çatlak.

Gesprekken zijn het begin van een land,

konuşarak ülke kurulur,

In het begin lijkt het allemaal hetzelfde.

Başta her şey aynı gibi görünüyor.

In het begin geloofden ze hem niet.

İlk olarak, onlar ona inanmadılar.

Begin augustus is hij naar Engeland afgereisd.

- Ağustos başında İngiltere'ye yola çıktı.
- Ağustos ayının başında İngiltere'ye hareket etti.

Vandaag begin ik een raplied te schrijven.

Bugün bir rap şarkısı yazmaya başlıyorum.

Het kan verwarrend zijn in het begin.

O ilk başta kafa karıştırıcı olabilir.

- Ga door.
- Ga verder.
- Begin!
- Blijf doorgaan.

Devam et.

Een goed begin is het halve werk.

Başlamak bitirmenin yarısıdır.

Dat heb ik vanaf het begin gezegd.

Başından beri söylediğim bu.

In het begin is het een vormeloze vlek,

İlk başta şekilsiz bir leke oluşturuyorlar.

We stonden echter duidelijk nog aan het begin,

Açıkçası yolun başındayız,

Ze zal aankomen in Tokio begin volgende maand.

Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya gidecek.

We wisten dat al van in het begin.

Biz onu başından beri biliyorduk.

Dit is het begin van een nieuw tijdperk.

Bu yeni bir çağın başlangıcıdır.

- Ik begin dorst te krijgen.
- Ik krijg dorst.

Ben susuyorum.

Ik denk dat dit een goed begin is.

Ben bunun iyi bir başlangıç ​​olduğunu düşünüyorum.

Dat is wat ik in het begin dacht.

Başlangıçta düşündüğüm şey bu.

Ik had vanaf het begin al mijn twijfels.

En başından beri şüphelerim vardı.

Ik denk dat ik met een flesje bier begin.

Sanırım bir şişe birayla başlayacağım.

In het begin wist ik niet wat te doen.

İlk başta, ne yapacağımı bilmiyordum.

Mijn broer heeft haar van in het begin geminacht.

Erkek kardeşim başından beri ona katlanamadı.

Ik heb de wedstrijd van begin tot eind bekeken.

Oyunu başından sonuna kadar izledim.

Ik geloof vast dat een nieuw begin mogelijk is.

Yeni bir başlangıcın mümkün olduğuna sürekli inanıyorum.

In het begin schiep God de hemel en de aarde.

- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.

Een hoofdletter wordt gebruikt aan het begin van een zin.

Büyük harf bir cümlenin başında kullanılır.

Het is vast spannend, maar ik begin er niet aan.

Eğlenceli olduğuna eminim ama yapamam, yapmıyorum.

- Dit is nog niks.
- Dit is nog maar het begin.

- Daha bir şey görmedin ki.
- Henüz bir şey görmedin.
- Sen daha ne gördün ki?

- Als ik begin met schoonmaken, kan ik mezelf niet meer tegenhouden.
- Als ik eenmaal begin met schoonmaken, kan ik mezelf niet meer tegenhouden.

Bir kere temizliğe başladım mı kendimi durduramıyorum.

Ik begin nu wel een beetje als een zak te klinken.

Evlat, birazcık da olsa adam gibi konuşmaya başlıyor gibiyim.

De geboorte is, in zekere zin, het begin van de dood.

- Doğum bir şekilde ölümün başlangıcıdır.
- Doğum bir anlamda ölümün başlangıcıdır.

Sami vond de Koran in het begin een heel raar boek.

Sami başlangıçta Kuran'ı çok tuhaf bir kitap olarak görüyordu.

En het was al van in het begin een losjes gereguleerde markt.

Başından beri, gerçekten gevşek bir şekilde düzenlenmiş bir pazardı.

Het was het begin van een van de grootste rooftochten aller tijden.

Bu, şimdiye kadarki en büyük soygun alemlerinden birinin başlangıcıydı.

Het markeert het begin van de eigen strategische bombardementencampagne van Groot-Brittannië.

It marks the beginning of Britain's own strategic bombing campaign.

Aan het begin van elk weekeinde ben ik tegelijk moe en vrolijk.

Her hafta başında, ben hem yorgunum hem de mutluyum.

Ik begin te vermoeden dat ik de liefde van mijn leven ben.

Hayatımın aşkı olduğumdan kuşkulanmaya başlıyorum.

Zou ik je graag laten denken aan wat je in het begin hoorde,

başlangıçta duyduğunuz şey hakkında,

En het is nog maar het begin van ons onderzoek naar dit onderwerp.

ve bizim bu konu üzerine olacak çalışmalarımızın yalnızca başı.

Maar als je vanaf het begin wilt beginnen... ...kies dan 'Aflevering opnieuw afspelen'.

Ama en baştan başlamak istiyorsanız "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin.

begin je dingen op te merken zoals "Oh, mijn robot is vrij klein."

"Robotum biraz kısa sanki" gibi şeyler fark etmeye başlıyorsun.

Ze leefden ongeveer in dezelfde tijd in het begin van de 6e eeuw.

6. yüzyılın başlarında yaklaşık aynı zamanda yaşadılar.

Duits is de enige wereldtaal die hoofdletters aan het begin van zelfstandige naamwoorden heeft.

Almanca, bütün isimleri büyük harfle yazan tek dünya dilidir.

- Begin nou niet over iets anders.
- Verander niet van onderwerp.
- Verander nu niet van thema.

Konuyu değiştirme.

- Ik was van in het begin al niet van plan om in een grote stad te wonen.
- Vanaf het begin was ik niet van plan om in een grote stad te gaan wonen.

Benim başından beri büyük bir şehirde yaşamaya hiç niyetim yoktu.

Ik begin honger te krijgen. Dus wat is de beste manier om aan voedsel te komen?

Acıkmaya başladım, peki yiyecek yakalamamızın en iyi yolu nedir?

Maar als je denkt dat er een betere weg is vanaf het begin... ...kies 'Aflevering opnieuw afspelen'.

Ama en başta daha iyi bir rota seçebileceğinizi düşünüyorsanız "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin.

- Ik heb het boek van kaft tot kaft gelezen.
- Ik heb het boek van het begin tot het einde gelezen.

Kitabı baştan sona okudum.

Als je terug wilt naar het begin en een andere route... ...naar het wrak wilt nemen, kies dan 'Aflevering opnieuw afspelen'.

Başladığımız yere dönüp farklı bir yol izlemek ve enkazı o şekilde bulmak istiyorsanız "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin.

- Tom leek vroeg in de dertig te zijn.
- Tom bleek een vroege dertiger te zijn.
- Tom leek begin dertig te zijn.

Tom otuzlu yaşların başlarında gibi görünüyordu.

In het begin is het moeilijk om het water in te gaan. Het is een van de wildste, engste plekken om te zwemmen.

İlk başlarda suya girmek zor. Burası yüzmek için gezegendeki en vahşi, en korkunç yerlerden biri.