Translation of "Wint" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Wint" in a sentence and their turkish translations:

- Jij wint.
- U wint.

Sen kazanıyorsun.

Iedereen wint.

Herkes kazanır.

Zwart wint.

Siyah kazanır.

De aanhouder wint.

- Sabrın sonu selamettir.
- Sabreden derviş muradına ermiş.
- Meramın elinden bir şey kurtulmaz.

Ik wil dat Tom wint.

Tom'un kazanmasını istiyorum.

Ik hoop dat Tom wint.

Tom'un kazanacağını umuyorum.

Ik wil dat zij wint.

Onun kazanmasını istiyorum.

Ik wil dat hij wint.

Onun kazanmasını istiyorum.

Wie niet waagt, niet wint.

Risk yoksa ödül de yok.

Wie niet waagt, die niet wint.

Risk almazsanız bir şey kazanamazsınız.

Met haar dapperheid wint ze tijd.

Cesareti ile zaman kazandı.

Ik hoop dat ons team wint.

- Umarım ekibimiz kazanacak.
- Umarım takımımız kazanır.

Ik wil dat mijn land wint.

Ülkemin kazanmasını istiyorum.

- Jij wint!
- U wint!
- Jullie winnen!
- Je hebt gewonnen!
- U heeft gewonnen!
- Jullie hebben gewonnen!

Sen kazandın!

- Tom is aan het winnen.
- Tom wint.

Tom kazanıyor.

Wie wint de prijs? Dieren zijn niet gelijk.

Ödülü kim kazanacak? Her hayvan eşit doğmaz.

Het maakt mij niet uit wie er wint.

Kimin kazandığı umurumda değil.

- Wie niet waagt, die niet wint.
- Wie niet waagt, niet wint.
- Wie geen risico neemt, die wint niets.
- Wie angst heeft van de bladeren, die jaagt niet in het bos.

Serçeden korkan darı ekmez.

Het maakt niet uit welk team de wedstrijd wint.

Oyunu hangi takımın kazanacağı önemli değil.

Wie niet waagt, die niet wint. Je moet doortastend zijn.

Risk almazsanız bir şey kazanamazsınız. Cesur olmanız gerek.

De software vertraagt sneller dan de hardware aan snelheid wint.

Yazılım donanımın hızlanmasından daha hızlı yavaşlıyor.

In een een-op-een strijd tegen een mens wint hij zeker.

İnsanla bire birde kalırsa, insanın hiç şansı yok.

Het overwinnen van deze tegenstelling... ...en dat samenwerking het wint van egoïsme...

Ve bu çelişkiyi aşıp dayanışmayı bencilliğin üzerine çıkarmanın

...en wint een kameelspin van een adelaar die net zo statig als dodelijk is?

Ve bir deve örümceği, endamlı olduğu kadar ölümcül de olan bir kartalı alt edecek mi?

Het kleine mannetje wint zijn partner. In een lawaaiige wereld loont het soms om stil te zijn.

...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.