Examples of using "Vloer" in a sentence and their turkish translations:
- Zemini parlatın.
- Yerleri cilala.
suyun yerlere aktığını,
Zemin kaygan.
Yer lav.
Yere bir şey atma.
Dennis yere uzanıp yattı.
- Zemin kanla kaplanmıştı.
- Yer kana bulandı.
Ona yeri süpürttüm.
- Dikkatli ol. Zemin kaygan.
- Dikkat et. Yer kaygan.
Onlar sık sık evime uğrarlar.
Gözlüğün yere düştü.
Tom yerdeki bir şey üzerinde dengesini kaybetti.
Cep telefonum yere düştü.
Yüzme havuzu zeminin altında gizlidir.
ayak tabanlarınız yere değecek şekilde olsun ,
ve bu beni soğuk zeminden koruyacaktır.
ve bu beni soğuk zeminden koruyacak.
Zemini ve mobilyayı parlattım.
Tüm çocuklar yerde bir daire içinde oturuyorlardı.
Kabinlerin zeminine bakıyordum ve
İlk yıl evimize birkaç farklı terapist geldi gitti
Zeminde pencereler; tavanda kapılar var.
Yağ, zemini kayganlaştırdı ve onun aniden düşüşüne neden oldu.
Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.
Çocuklar yerde uyumak zorunda kalacaklar gibi.
Ellerimin avuç içlerini dizlerimi bükmeden yere değdirebilirim.
okyanus kapıları kırıp evin alt kısmını doldururdu.
Yere bakıp göz kontağı kurmazken