Examples of using "Toekomst" in a sentence and their turkish translations:
Geleceğin hakkında düşün.
Geleceğe bak!
aheste aheste bahsetmiş olmalı.
sürücü koltuğundayız.
Benim bir geleceğim yok.
Hiç kimse geleceği bilmiyor.
Senin geleceğin bugün başlıyor.
Parlak bir geleceğin var.
Geleceğin olasılıklarla dolu.
Siz geleceği tahmin etmiyorsunuz;
hayal ediyorsunuz.
Ben gelecekten geliyorum.
Geleceği bilmek ister misin?
Bizim ülkemizin geleceği yoktur.
Tom geleceğini düşünüyor.
Çocuklar bizim geleceğimiz.
Parlak bir geleceğin var.
Ben geleceğe odaklanmak istiyorum.
Gelecek için planlarınız nedir?
Gelecek buna değer.
Ben gelecek hakkında endişeliyim.
Mazisiz gelecek olmaz.
Kendini geleceğe hazırla.
Onun için gelecek yok.
Tom geleceği okumaya çalışıyor.
Gelecek beş dakika önceydi.
- Geleceği umurumda değil.
- Geleceğimi umursamıyorum.
Gelecek ne getirir, kim bilir?
Ama biz geleceğin şehrine dönelim.
Böylece dijital gelecek hisse senetlerine dönüştü.
Geleceğin şehirlerini tasarlarken...
Onun işinde gelecek yok.
Gelecek için hazırlanmalısın.
Tom geleceği hakkında endişeli.
Bilimsiz gelecek yoktur.
Latince geleceğin dilidir!
Edebiyat bir milletin geleceğidir.
Gelecek senin düşündüğünden daha yakın.
Geleceğinize dair bir umudunuz yok mu?
Bazen geleceği anlamak için okuruz.
ne olacağını düşünmek üzerine ağırlıklarını koydular.
Ve burada geleceğin getireceklerinin ışığını şimdiden görüyorsun.
zaman çizelgesinde ileriye bakmak için var.
geleceklerinde ne yattığını tahmin etmek imkânsızlaşıyor.
Yakın gelecekte tekrar görüşebiliriz.
Bazen gelecek ile ilgili huzursuzlanıyorum.
Gelecekte ne yapmak istiyorsun?
Bazı rüyalar geleceğin bir belirtisidir.
Tahmin çok zordur, özellikle gelecek hakkında.
İnsanın geleceği, kadındır.
ve gelecek için iyi olan icatları göz ardı etmek çok kolay.
Yavrularının geleceğiyse... ...çok daha belirsiz.
neredeyse süper ötesi geleceğine peleriniyle uçarak süzülen bir kahraman.
Bu problemler yakın gelecekte çözülmüş olacak.
Sanırım gelecek hakkında düşünmelisin.
Onun tembelliği, gelecek için kötü bir işaretti.
Tom geleceği tam olarak tahmin edebildiğini iddia ediyor.
Belki de geleceğin sosyal medyası daha iyi olacaktır.
Gelecek için önemli olan şeyleri ölçmüyoruz.
ve daha iyi ve parlak bir gelecek görüşümüzü karartmasına izin verdik.
Bu ülkenin geleceği hakkında çok endişeliyiz.
Jules Verne'in romanları adeta gelecekten haberler vermiştir.
Tom Mary'ye geleceği tahmin edebileceğini söyledi.
Bu seçim, bu ülkenin geleceği için önemlidir.
Gelecek şimdi yarattığımız ve inşa ettiğimiz şeyden devam ediyor.
Gelecekle ilgili şeyler bu kadar rekabete dayandığında ise
Geleceğin hastane yatağı kendi evlerimizde olacak.
Japonya'nın geleceğinden çok senin hakkında endişeliyim.
Neden yakın gelecekte evime gelmiyorsun?
Fakat daha iyi bir gelecek vizyonuna ihtiyacımız var.
ve yiyeceğimizin geleceğinin ne olacağını düşünmemize olanak sağlıyor.
sürekli büyüyen bir uğraşın altında sıkışıp kalıyorlar Bir insan olarak geleceği olmayan.
Gelecek neler gösterir bilemeyiz.
geleceğin şehrini resmetmek için çok zaman harcadım.
Ben bir anneyim, bu yüzden çocuğumun geleceğini önemsiyorum.
Gelecek, rüyalarının güzelliğine inananlara aittir.
Erkek arkadaşım Japonya'da yaşıyor. Ben Almanya'da yaşıyorum.Bizim ilişkimizin bir geleceği var mı?
Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
Kilometrelerce yol yapıp geleceği biçimlendirecek olanlara ulaşmaya çalışıyorum.
Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
Zevk geçmişte ya da gelecekte değil bulunduğumuz andadır.
Biz kendimiz ve gelecek kuşaklar için güvenli bir gelecek talep etme hakkına sahibiz.
O artık iyi bir adam, bu yüzden gelecekte iyi bir koca olacak.
Sanırım yakın gelecekte Tom'un Boston'a gitmesi muhtemel.