Examples of using "Oosten" in a sentence and their turkish translations:
Doğuya gidiyoruz.
Uçak doğuya uçtu.
Rüzgar doğudan esiyor.
Odam doğuya bakıyor.
Doğuya, enkazı gördüğüm yere gidiyoruz.
Amcam İspanyanın doğusunda yaşar.
Yemen, Orta Doğu'da bir ülkedir.
Uzakdoğu'da bir operasyon düzenlenecek.
İsviçre, Fransa'nın doğusundaki ülkedir.
- Profesör Orta Doğu hakkında ders verdi.
- Profesör, Orta Doğu üzerine bir ders verdi.
Medeniyeti bulmak için doğuya doğru gidiyoruz.
ama sanırım enkaz dört buçuk kilometre doğuda kalıyor.
Bırakıldığımız yere göre medeniyetin doğuda olduğunu biliyorum
Panzehiri güvenli şekilde almak için doğuya gitmeli ve hızlıca ilerlemeliyiz.
Doğunun ve batının kültürü bu ülkede buluşur.
Habarovsk, Rus Uzak Doğusu'nun en büyük şehirleri arasındadır.
Güneş doğudan doğar ve batıdan batar.
Ortaya çıkan şirketlerin çoğu Orta Doğu ve Çin'den geliyor.
en büyük birliği olan Dördüncü Kolordu oldu ve Üçüncü Koalisyon'u ele geçirmek için doğuya yürüdü.
While in the Far East, former German possessions in China are handed to Japan, to China's outrage.
Çatal kullanıcıları temel olarak Avrupa, Kuzey Amerika ve Latin Amerika'da; yemek çubuğu kullanıcıları Doğu Asya'da ve parmak kullanıcıları ise Afrika, Orta Doğu, Endonezya ve Hindistan'dadırlar.