Examples of using "Moeilijk" in a sentence and their turkish translations:
Onlar mücadele etti.
- Tom arkadaş edinmekte zorluk çekiyordu.
- Tom arkadaş bulmakta sıkıntı yaşadı.
- Uyumada problem yaşıyor musun?
- Uyumada sorun yaşıyor musun?
- Uyumada problem yaşıyor musunuz?
- Uyumada sorun yaşıyor musunuz?
- Uyku probleminiz mi var?
Bu zor olacak işte.
gerçekten çok zordu.
- Zor.
- Zormuş.
Fransızca zordur.
Matematik zordur.
Her başlangıç zordur.
- İngilizcenin zor olduğunu düşünüyor musun?
- Sence İngilizce zor mu?
- Öğrenmek zor.
- Bunu öğrenmek zor.
İngilizce zordur, değil mi?
İngilizce konuşmak zordur.
- O çok zordu.
- Çok zordu.
Bu görev zordur.
Bilim çok zordur.
Latince zor değil.
İngilizceye hakim olmak zordur.
- Dil bilgisi çok zordur.
- Gramer çok zordur.
Fransızca zor, değil mi?
İtalyanca zor değildir.
Korece öğrenmek zordur.
Fransızca öğrenmek zordur.
İslam zor değildir.
Yutkunmakta güçlük çekiyorum.
İngilizce öğrenmek zor değil.
İngilizceyi iyi konuşmak zordur.
orasını bilemiyorum...
Söylemesi zor.
Matematik zor bir konudur.
İnanması zor.
Tarif etmek zor.
Bu cümle çok zordu.
İnanması güç.
Matematik benim için zordur.
Her başlangıç zordur.
Fransızca telaffuz zor mu?
Neden Fransızca bu kadar zordur?
İngilizce çok zor, değil mi?
Çok zor değildi.
İş gerçekten zordu.
Esperanto aslında zor değil.
O zor olmayacak.
O kadar da zor değil.
Yılanları fark etmek zor olabilir.
Yunanca öğrenmek zordur.
Anlaması zor.
Hollandaca öğrenmek zor değildir.
Tom'u yenmek zor.
Fransızca o kadar da zor değil.
Güç bir sınavdı.
Hep mücadele etmek zorundaydık.
Tom'u değiştirmek zor olacak.
O, zor iş midir?
İngilizce konuşmak benim için zordur.
Ne düşünüyorsunuz? İkisi de çok zor.
tedavisi aşırı zor şeyler.
İnsanlar zorluk ve acı çekiyordu,
Bu yüzden onları bulmak epey zor.
- Rusçayı öğrenmek çok zordur.
- Rusça, öğrenmek için çok zordur.
Onun fikirlerini anlamak zordur.
Felsefe genelde zor olarak değerlendirilir.
Yabancı bir dil öğrenmek zordur.
Onunla konuşmak zor.
Tercüme etmesi zor olan bazı şeyler vardır.
Bu ay biraz zordu.
Herkesin içinde konuşmak zordur.
Uzaklığı belirlemek zor.
O çok zor değildi, değil mi?
Tom kararlar vermede zorluk çekiyor.
Son sınav çok zordu.
Yunanca, öğrenmek için zor mudur?
Bu zor.
- Bu kitabın anlaşılması zordur.
- Bu kitabı anlamak zordur.
Meşakatli olduğunu biliyorum.
Tom zor biridir.
Mutluluğa ulaşmak zor.
Bu anlaması zor değildi.
Bu onlar için son derece zordur.
Anlamak zordur.
Bu ödev benim için zordur.
- Hâlâ nefes almakta zorlanıyor.
- Hâlâ zor nefes alıyor.
Bana göre buna inanmak zor.