Translation of "Meestal" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Meestal" in a sentence and their turkish translations:

"Meestal

''Çoğu zaman

Was hun antwoord meestal:

cevap genellikle şöyle,

...meestal achterin de nek...

...bir tanrısı olduğunu unutmayalım.

Wachtwoorden zijn meestal hoofdlettergevoelig.

Parolalar genellikle küçük harfe duyarlıdırlar.

Ik lunch meestal daar.

Ben öğle yemeğini genellikle orada yerim.

- Wat doe je meestal met Kerstmis?
- Wat doet u meestal met Kerstmis?
- Wat doen jullie meestal met Kerstmis?

Genellikle Noel için ne yaparsın?

- Wat voor alcohol drinkt u meestal?
- Wat voor alcohol drink je meestal?

Genelde ne tür içki içiyorsunuz?

- Hoe lang duren uw migraines meestal?
- Hoe lang duren je migraines meestal?

Migren ataklarınız genelde ne kadar sürüyor?

Welke krant lees je meestal?

Genellikle hangi gazeteyi okursun?

Meestal zweet ik niet zo.

Ben genellikle böyle terlemem.

Hoe laat lunch je meestal?

Genellikle ne zaman öğle yemeği yersin?

Duitse herders zijn meestal loyaal.

Alman çoban köpekleri sadık olma eğilimindedir.

- Wat doe je meestal op Eerste Kerstdag?
- Wat doet u meestal op Eerste Kerstdag?
- Wat doen jullie meestal op Eerste Kerstdag?

Noel gününde genellikle ne yaparsınız?

Wat je zegt is meestal waar.

Senin söylediğin çoğunlukla doğru oluyor.

Ze is meestal thuis op zondag.

O Pazar günleri genellikle evdedir.

Die meneer draagt meestal een hoed.

Şu beyefendi genellikle bir şapka giyer.

Koreaans eten is meestal erg gekruid.

Kore yemekleri genelde çok baharatlıdır.

Hier is waar ze meestal dineren.

İşte onların genellikle akşam yemeği yedikleri yer.

Meestal slaapt Tom in deze kamer.

Tom genellikle bu odada uyur.

Tom verliest meestal bij het eenentwintigen.

Tom yirmibir oyununda genellikle kaybeder.

Ik eet meestal rijst met stokjes.

Pirinç pilavını genellikle çubuklarla yerim.

Deze grote apen slapen meestal in bladernesten.

Genelde bu büyük maymunlar yapraklardan oluşan yuvalarında uyur.

Zijn geschreven , meestal in het verre IJsland.

sonra, çoğunlukla uzaktaki İzlanda'da yazılmışlar .

Meestal staan er taxi's voor het station.

Tren istasyonunun önünde genellikle taksiler var.

Ik sta meestal om acht uur op.

Genellikle saat sekizde kalkarım.

Naar wat voor muziek luister je meestal?

Genellikle ne tür müzik dinlersiniz?

Kinderen staan meestal vroeg op met Kerstmis.

Çocuklar genellikle Noel'de erken kalkarlar.

Ik stop meestal champignons in mijn spaghettisaus.

Genellikle spagetti sosuma mantarları koyarım.

- Wat eten jij en je familie meestal op kerstdag?
- Wat eten u en uw familie meestal op kerstdag?
- Wat eten jullie en jullie familie meestal op kerstdag?

Sen ve ailen noel gününde genellikle ne yersiniz?

Meestal is de schijf anders dan de planeet

Çoğu zaman disk, gezegenden farklıdır

Toch blijven deze gebeurtenissen meestal onzichtbaar voor ons.

Ancak bunların çoğu bizlerin görebildiği olaylar değil.

Dit alles is echter meestal onzichtbaar voor ons.

Ancak bunların büyük bölümü çoğunlukla bize görünmezdir.

Was meestal het meest controversiële onderwerp in Amerika,

Amerika'daki yaşamın en kutuplaştırıcı konusuydu.

Meestal is er in een kerk een orgel.

Bir kilisede genellikle org bulunur.

Iris, wat eet je meestal voor het ontbijt?

İris, genellikle kahvaltı için ne yersiniz?

Ik ga meestal om elf uur naar bed.

Ben genellikle yaklaşık on birde yatmaya gitmek zorundayım.

Tom gaat meestal met de fiets naar school.

Tom genellikle okula bisikletle gider.

Zij veranderen soms van school, meestal haken ze af.

Okullarını değiştirebiliyorlar, bırakabiliyorlar.

In de natuur is dat meestal een slecht teken.

Doğada, bu genellikle kötü bir işarettir.

Het avondeten is meestal niet voor zes uur klaar.

Akşam yemeği genellikle saat altıya kadar hazır değildir.

- Normaal gesproken eet ik veel.
- Ik eet meestal veel.

Genellikle çok yerim.

Toms werkstation is meestal netter dan dat van Maria.

Tom'un iş yeri genellikle Mary'ninkinden daha düzenlidir.

Tom is meestal op tijd en Maria te laat.

Tom genellikle erken gelir ve Mary genellikle geç kalır.

Mensen die 'niet goed slapen', proberen meestal langer te slapen;

Düşük kaliteli uykusu olan kişiler daha uzun süre uyumaya çalışırlar,

Rond deze tijd van het jaar eten ze meestal dennennaalden.

Yılın bu zamanında genelde çam iğnesiyle beslenirler.

Meestal is ze aan het vooruitschieten of kruipen of zwemmen.

Çoğu zaman hızla uçuyor, sürünüyor ya da yüzüyor.

- Ik doe meestal de vaat.
- Gewoonlijk doe ik de afwas.

Genellikle bulaşıkları yıkarım.

Meestal staat ze vijf minuten nadat ze wakker wordt op.

O, genellikle uyandıktan beş dakika sonra kalkar.

Dus ik deed wat ik meestal doe als ik boos ben:

Kızgınken her zaman yaptığım şeyi yaptım.

- Meestal word ik laat wakker.
- Ik kom gewoonlijk laat uit bed.

Ben genellikle geç kalkarım.

- Normaal ga ik te voet.
- Meestal loop ik.
- Normaal loop ik.

Ben genellikle yürürüm.

Tegen het eind van de maand is Tom meestal helemaal blut.

Tom ayın sonunda genellikle beş parasızdır.

Meestal houden mensen niet van dingen die ze niet kunnen begrijpen.

İnsanlar genellikle anlayamadıkları şeyleri sevmezler.

Ik neem meestal een tijdschrift mee als ik op reis ga.

Yolculuğa çıkacağımda, çoğunlukla, yanıma bir dergi alırım.

Wanneer hij het tijdschrift opent, leest hij meestal eerst zijn horoscoop.

Bir dergi açtığında, genellikle ilk olarak burcunu okur.

Het symbool x staat in de wiskunde meestal voor een onbekende grootheid.

"X" sembolü genellikle matematikte bilinmeyen sayıyı temsil etmektedir.

Sami voert meestal de isha uit vlak voordat ze naar bed gaat.

Sami yatsı namazını genellikle yatmadan hemen önce kılar.

Om naar het buitenland te reizen heeft men meestal een internationaal paspoort nodig.

- Yurt dışına seyahat edersen, genellikle bir pasaporta ihtiyacın vardır
- Yurt dışına seyahat ettiğinizde, genellikle bir pasaporta ihtiyacınız olur.

Ze ontbijten meestal om half acht en gebruiken de lunch om twaalf uur.

Onlar genellikle yedi buçukta kahvaltı yaparlar ve on ikide öğle yemeği yerler.

De Kerstman wordt meestal voorgesteld als een dikkerd. Hij is vrijwel nooit mager.

Noel baba genellikle tombul çizilir. O neredeyse sıska değildir.

Alle skeletten waren onthoofd en uit analyse bleek dat ze allemaal mannelijk waren, meestal

Tüm iskeletlerin kafaları kesilmişti ve analizler onların hepsinin erkek olduğunu, çoğunlukla

Het was een indrukwekkende prestatie, maar zijn meestal jonge dienstplichtigen moesten het opnemen tegen ervaren,

Bu etkileyici bir başarıydı, ancak çoğunlukla genç askerler deneyimli,

In de zomer gaan de meisjes meestal in de rivier of in het park zwemmen.

Yazın, kızlar genellikle ya nehirde ya da parkta yüzmeye gider.

Mijn ouders praten meestal in het Frans met elkaar, ook al spreekt mijn moeder van nature Engels.

Annemin ana dili İngilizce olmasına rağmen ebeveynlerim genellikle birbirleriyle Fransızca konuşur.

Tom speelt meestal als een schurk. Dit is de eerste keer dat hij als een magiër speelt.

Tom genellikle bir dolandırıcı olarak oynar.Bu onun sihirbaz olarak oynadığı ilk zamandır.

Pagina's zijn meestal minstens 4 KiB (4×1024 bytes) groot en systemen met grote virtuele adresbereiken of grote hoeveelheden echt geheugen gebruiken over het algemeen grotere paginagroottes.

Sayfaların boyutu genellikle en az 4 KiB (4 × 1024 bayt) büyüklüğündedir ve büyük sanal adres alanlarına ya da büyük gerçek bellek miktarlarına sahip sistemler genellikle daha büyük sayfalar kullanırlar.