Translation of "Herinnert" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Herinnert" in a sentence and their turkish translations:

Tom herinnert zich.

Tom hatırlar.

Niemand herinnert mijn land.

Kimse ülkemi hatırlamaz.

Bedankt dat je me eraan herinnert.

- Bana hatırlattığın için teşekkürler.
- Teşekkür ederim bana hatırlattığın için.

Misschien herinnert ze zich mijn verjaardag niet.

Belki benim doğum günümü hatırlamıyor.

Het blijkt dat Tom me niet herinnert.

Tom beni hatırlıyor gibi görünmüyor.

Ik hoop dat Tom zich dit herinnert.

Umarım Tom bunu hatırlar.

Het lied herinnert me altijd aan mijn kindertijd.

Bu şarkı bana her zaman çocukluğumu hatırlatır.

Deze foto herinnert mij altijd aan mijn vader.

Bu fotoğraf bana her zaman babamı hatırlatır.

Jij herinnert je de dingen gemakkelijker dan ik.

Olanları benden daha kolay hatırlıyorsun.

Ik weet niet hoeveel hij zich nog herinnert.

Daha ne kadarını hatırladığını bilmiyorum.

Deze prent herinnert mij aan toen ik kind was.

Bu resim bana çocukluğumu hatırlatıyor.

Tom zegt dat hij zich helemaal niets ervan herinnert.

Tom bir şey hatırlamadığını söylüyor.

Waarom vertel je me niet wat je je herinnert?

Hatırladığın şeyi neden bana anlatmıyorsun?

Weet je zeker dat je je het niet herinnert?

Hatırlamadığından emin misin?

herinnert ons eraan dat we er allemaal bij betrokken zijn --

hepimizin bir bütün olduğunu hatırlatıyor--

Dit herinnert je eraan hoe gevaarlijk de woestijn kan zijn...

Bu, akıllıca kararlar vermezseniz çöl sıcağının

Deze foto herinnert me aan toen ik een student was.

Bu resim bana öğrenci olduğum zamanları hatırlatıyor.

Misschien herinnert ze me niet, maar ik herinner me haar nog.

O beni hatırlamayabilir ama ben onu hatırlarım.

- Wat herinner je je?
- Wat herinnert u zich?
- Wat herinneren jullie je?

Ne hatırlıyorsun?

Het herinnert me eraan dat dit proces me geleerd heeft risico's te nemen.

Bu sürecin bana risk almayı öğrettiğini hatırlatıyor.

- Je doet me aan jouw broer denken.
- Je herinnert me aan jouw broer.

Bana erkek kardeşini hatırlatıyorsun.

Een beet van een ratelslang herinnert je eraan... ...hoe gevaarlijk een missie als deze is.

Çıngıraklı yılan ısırığı böyle bir görevin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatan bir gösterge.

Een beet van 'n ratelslang herinnert je eraan... ...hoe gevaarlijk een missie als deze is.

Çıngıraklı yılan ısırığı böyle bir görevin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatan bir gösterge.

Ik weet niet of je me nog herinnert, maar we hebben elkaar een paar jaar geleden in Boston ontmoet.

Beni hatırlar mısın bilmiyorum ama biz birkaç yıl önce Boston'da karşılaşmıştık.

- Dat park doet mij denken aan toen ik klein was.
- Dat park doet me aan mijn kindsheid denken.
- Dit park doet me aan mijn jeugd denken.
- Dit park herinnert me aan mijn jeugd.

Bu park bana çocukluğumu hatırlatıyor.