Translation of "Glimlach" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Glimlach" in a sentence and their turkish translations:

Glimlach niet.

- Gülümseme.
- Gülümsemeyin.
- Gülümsemeyiniz.

Glimlach je?

Gülümsüyor musun?

- Jouw glimlach vrolijkt me altijd op.
- Jouw glimlach maakt me altijd gelukkig.
- Jouw glimlach maakt me altijd blij.

Gülüşün beni hep mutlu ediyor.

- Ze groetten me met een glimlach.
- Ze ontvingen me met een glimlach.

Onlar beni tebessümle selamladı.

Je hebt een mooie glimlach.

Güzel bir tebessümün var.

Tom hield zijn glimlach in.

Tom gülümsemeye direndi.

Zij verwelkomde ons met een glimlach.

Onlar bizi bir gülümsemeyle karşıladılar.

Ze groetten me met een glimlach.

Onlar beni bir tebessüm ile selamladılar.

Hij begroette me met een glimlach.

- O bir tebessümle beni selamladı.
- O, beni tebessümle selamladı.

Ze was betoverd door zijn glimlach.

Onun küçük kahkahasıyla büyülenmişti.

Ik mis de glimlach van Tom.

Tom'un gülümsemesini özlüyorum.

Hij verborg zijn verdriet achter een glimlach.

Tebessümün arkasında üzüntüsünü sakladı.

Tom had een glimlach op zijn gezicht.

Tom'un yüzünde bir gülümseme vardı.

Had ik mijn gebruikelijke glimlach op mijn gezicht.

her zamanki gülümsememi takındım.

"Heel erg bedankt," zei ze met een glimlach.

O bir gülümseme ile "çok teşekkür ederim" dedi.

Met een treurige glimlach begon ze te praten.

O, hüzünle gülümseyerek konuşmaya başladı.

Ik glimlach elke keer als ik haar zie.

Onu her gördüğümde gülümserim.

Op zijn gezicht zag ik een blije glimlach.

Onun yüzünde mutlu bir gülümseme gördüm.

Een glimlach is de mooiste ronding op het lichaam van een vrouw.

Bir tebessüm bir kadının vücudunda en güzel kıvrımdır.

Huil niet omdat het voorbij is maar glimlach omdat het is gebeurd.

Ağlama çünkü bitti. Gülümse çünkü oldu.

Ik zou de oceaan oversteken, alleen om je glimlach weer te zien.

Gülümsemeni tekrar görebilmek için, okyanusları aşardım.