Examples of using "Hield" in a sentence and their turkish translations:
Ben onu sevdim.
Ben onu sevdim.
- Ben onu sevdim.
- Onu sevdim.
Seni seviyordum.
Beni bir yere bırakmadı.
O bir konuşma yaptı.
Herkes Tom'u sevdi.
O onu seviyordu.
Tom muzları sevdi.
Tom balık tutmayı seviyordu.
Tom nöbet tuttu.
Tom, Mary'yi seviyordu.
Tom bizi seviyordu.
Tom'u sevdin mi?
Tom bizi ağırlamaya devam etti.
O, Mary'yi sevdi.
Sen çikolatayı beğendin.
Tom atları severdi.
Okulu sevdim.
Tom kayak yapmayı severdi.
Avustralya'yı sevmiştim.
O, masumiyeti konusunda ısrar etti.
Sen çikolata sevdin.
ve atmosfere salınmasını önleyen
Arkadaşlığımız devam etmedi.
Ben o kitabı sevdim!
- O nefesini tuttu.
- Nefesini tuttu.
O, gözlerini kapalı tuttu.
O, okulu beğenmedi.
Hiç kimse ülkemi sevmez.
Tom gerçekten Avustralya'yı sevdi.
Tom nefesini tuttu.
Tom gülümsemeye direndi.
Tom, Mary'yi çok sevdi.
Sami kır hayatını sevdi.
Sami İslam'ı sevdi.
Seni bütün gece uyutmayan neydi?
Ve bununla da kalmadı.
kendi bakış açılarını da iyi sunmuyorlar.
O, elimden sıkıca tuttu.
O, şiir ve müzik severdi.
Onu kandırdı.
Ben kapıyı kilitli tuttum.
Tom Mary'den hiçbir şey saklamadı.
Bebek ağlamayı kesti.
Dan, Linda'yı bile sevmedi.
Yaşlı adamı sevdim.
O hâlâ onu seviyordu.
Şiddet iki hafta sürdü.
O, kolumu sımsıkı tuttu.
ve bu duvarın nasıl çocukları dışarıda tuttuğunu
Ben de ona sımsıkı tutundum.
Bu sefer de Nepal Başbakanı
Tezahürat durdu.
- O, John'un onu sevdiğini biliyordu.
- John'un kendisini sevdiğini biliyordu.
O, onlarla konuşmayı kesti.
Nefesimi tuttum ve bekledim.
Tom nefesini tuttu ve bekledi.
Yağmur bir hafta sürdü.
Tom'u sevdiğini söyledin.
Onu sevdiğini söyledin?
Tom Mary'nin kendisini sevdiğini düşünüyordu.
Herkesin sandığından daha küçük fotosentetik hücreler.
Kızımın regi sevdiği ortaya çıktı,
O onlarla konuşmak için durdu.
Hayatımı ve paramı sevdim.
Polis sorgulama için birçok şüpheliyi göz altına aldı.
Annem ağlamayı kesmezdi.
Şövalye Tristan, prenses Iseult'yu sevdi.
Muzip küçük çocuk, babasını çok sevdi.
Avustralya'yı sevdim.
Tom, Heinrich Heine'nin şiirlerini seviyordu.
Bana pizzayı sevdiğini söyledi.
Tom Mary'nin kedilerden hoşlanmadığını düşündü.
Babam ailemizin gelirini artırmak adına keçiler beslerdi.
Kıpırdamadan saklanmaya çalıştı.
- Profesör Orta Doğu hakkında ders verdi.
- Profesör, Orta Doğu üzerine bir ders verdi.
O, okuldan nefret eder.
Basketbolu sevdiğini bilmiyordum bile.
Tom sağ elinde küçük bir el feneri tutuyordu.
Tom erkek kardeşini severdi ama o da onu kıskanırdı.
Tom muhtemelen onu sevmediğimi düşündü.
Tom'a Çin yemeğini sevip sevmediğini sordum.
O yorgun olmasına rağmen, çalışmayı durdurmadı.
O, bir günlük tutardı, ama artık tutmuyor.
Tom Mary'ye onu ne kadar çok sevdiğini hiç söylemedi.
O her zaman bir şey saklıyor gibi hissettim.
Daha sonra Güney İspanya'daki Fransız işgalini denetledi.
Güneş batarken Lannes hala Rusları başarıyla tutmaya devam ediyordu
Diğer tüm kollarını yuvasına bağlı tutuyor, vantuzlarını ayırmıyordu.