Examples of using "Erop" in a sentence and their turkish translations:
Kapağı üzerine kapatalım.
Tom ısrar etti.
Bu tanıdık geliyor.
Pekâlâ. Şimdi üzerindeyim.
Benim vardiyam bitti.
O, ona can atıyor.
Onun için hazırlıklı olmak zorundayız.
Senin mevcut olmanda ısrar ediyorum.
Tüm ağırlığımı veriyorum.
Tomurcukları gördünüz mü?
Sözünü kesiyor gibi görünüyorum.
Tom ağlıyor gibi görünüyor.
Ya da... Şansımı denerim... Ve atlarım.
Bu kırık gibi görünüyor.
Görünüşe göre Ann'ı tanıyor.
Herkes gitmiş gibi görünüyor.
Tom şüpheli gibi görünüyor.
Tom ilgileniyor gibi görünüyor.
Buz üzerinde yürümek için yeteri kadar kalın.
Aslında sırt çantası bile olur. Bakın, üzerine yatıyorum.
Ağırlığınızı ona bıraktığınız an.
Ve bu atkıyı kullanıp üzerine işeyeceğim.
O başka oyun oynamak için ısrar ediyor.
Part-time bir iş başvurusu konusunda ısrar etti.
Üzerine düştüğümde bileğimi kırdım.
Bize yardım etmesi için ona güvenebiliriz.
Köpeğiniz susamış gibi görünüyor.
Okul çıkışı.
Cevabı biliyorsun gibi görünüyor.
Bu kapının kilitli kaldığına emin olun.
Rüzgar güçleniyor gibi görünüyor.
Umulmayan şeyden korkma ama kendini buna hazırla.
Bağlandığıma güveniyorum.
Hiç para kalmamış gibi görünüyor.
Bir hata var gibi görünüyor.
Erkek kardeşim oraya yalnız gitmek için ısrar etti.
Benim Xbox360'ım bozuk gibi görünüyor.
Yanlış numara çevirdim gibi görünüyor.
Tom cevabı biliyor gibi görünmüyor.
Tom onu seviyor gibi görünmüyor.
Bu araba onunki gibi görünüyor.
Buz üzerinde yürüyecek kadar kalındı.
Israr edersen, bir tane daha içeceğim.
Bay Brooke dürüst bir insan gibi görünüyor.
Yanlış trene bindiler gibi görünüyor.
- Bu civarda birkaç tane Müslüman lokantası var galiba.
- Görünüşe göre bu civarda bir iki tane Müslüman restoranı var.
Bu deve herkesin onu sürebileceği kadar uysaldır.
Tony pahalı bir araba aldı gibi görünüyor.
Tom bir şey saklamaya çalışıyor gibi görünüyor.
- Borudan benzin kaçıyor gibi görünüyor.
- Borudan gaz kaçıyor gibi görünüyor.
Çıkmadan önce, ışıkların kapalı olduğundan emin olun.
Hırsız pencereden girmiş gibi görünüyor.
Odada bir piyano duruyordu, ama onu çalan kimse yoktu.
Oradan çıkabileceklerini ve dünyayı değiştirebileceklerini fark etmek de öyle.
Babam treni beklememiz konusunda ısrar etti.
Tom ne yapması gerektiğini anlıyor gibi görünmüyor.
Benim bilmediğim bir şeyi biliyormuşsun gibi geliyor.
cep telefonuna tuvalet ekleyecekleri günü bekliyorum. Âlemsin!
Kalkanıyla yaklaştı ve saldırırsa diye kalkanını havada tuttu.
Bu yaz yurt dışına gitmeyi ummuştuk.
Çocuklar yerde uyumak zorunda kalacaklar gibi.
Havuzun paten yapacak kadar donduğunu düşünüyor musun?
Bu yıl beyaz bir Noel geçireceğiz gibi görünüyor.
Benim işim bitti.
Anne akşam yedide evde olmamız gerektiğinde ısrar ediyor.
Onlar eğleniyor gibi görünüyor.
Bu bir meşale için oldukça iyidir. Bunu bir paraşüt ipiyle bağlayacağız.
-Bunlar yan yana iki ev mi? -Evet, iki tane. İki katlılar. Üst kat prefabrike.
ısrar etti. , böylece
Akşama doğru kar yağacak gibi görünüyor.
Sözünü tutması konusunda ona güvenebilirsin.
O konu tartışılmaya değer.