Examples of using "'laat" in a sentence and their turkish translations:
Bırak!
Onu geride bırakın.
Saat kaç?
Geç kaldın.
Bir bakayım.
- Gitmeme izin ver.
- Bırak gideyim.
- Onu serbest bırakın.
- Onu salıverin.
- Onu salın.
Bana göster.
Onlar geç kaldı.
Onu terk et.
- Boş ver!
- Önemli değil!
- Hiç düşünme!
Bizi bırak.
Onu bırakalım.
Bunu bırak!
Çok geç.
Bırak beni.
Çok geç!
Bırak kavga etsinler.
Beni yalnız bırak!
Geç oldu.
Onu yalnız bırak.
Ne kadar geç kaldın
Tom eve geç gitti.
Tom eve geç geldi.
- Beni yalnız bırakma.
- Beni yalnız bırakmayın.
Denememe izin ver.
Silahlarınızı bırakın!
Silahını bırak.
- Hadi yüzelim.
- Yüzelim.
Işıkları açık bırak.
- Onu tamir edeyim.
- Onu düzelteyim.
Lütfen yardım edeyim.
Biberonu bıraktıralım.
Geç kalma.
Geç oluyor.
Düşüneyim.
Önce ben gideyim.
- Geç olması hiç olmamasından daha iyidir.
- Geç olsun da güç olmasın.
Pekâlâ, geç oluyor.
Yaklaşık saat kaçta?
İçeri girmeme izin ver.
Onu içeriyi göster.
Onlar içeri gelsinler.
Bunu burada bırak.
Geç oldu.
Bırak öleyim.
Ben ödeyeyim.
- Bitirmeme izin ver.
- Bitireyim.
Hadi oynayalım!
- Konuşmama izin ver.
- Bırak konuşayım.
Tom'un gitmesine izin ver.
Yardım edeyim.
Bırak beni!
Kendini göster.
İçeri girelim.
Çalışalım.
Hadi konuşalım.
Öpüşelim.
Sohbet edelim.
Her şeyi bırakın.
Ben geciktim.
Sadece beni yalnız bırak.
Hadi dua edelim.
Öyle umut edelim!
Çıkarın beni!
Onu bırak.
- Bırak kurusun.
- Kurumaya bırak.
Onu kapalı bırakın.
Yürüyelim.
Gitmemize izin ver.
Tom'u serbest bırak.
- Tom'un konuşmasına izin ver.
- Tom konuşsun.
Onu burada bırakın.
Tahmin etmeme izin verin.
Uygulama yapmama izin verin.
Onları serbest bırak.
Onu serbest bırak.
Onu serbest bırak.
Onun bitirmesine izin ver.
Bob yemek pişirebilir.
Onu serbest bırakın!
- Bir düşüneyim.
- Biraz düşünmeme izin ver.