Translation of "يسير" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "يسير" in a sentence and their turkish translations:

- يستطيع طفلك أن يسير.
- يستطيع طفلكم أن يسير.

Bebeğin yürüyebilir.

- يستطيع طفلهم أن يسير.
- يستطيع طفلهن أن يسير.

- Bebekleri yürüyebilir.
- Bebekleri yürüyebiliyor.

يستطيع طفلي أن يسير.

Bebeğim yürüyebiliyor.

يستطيع طفله أن يسير.

Onun bebeği yürüyebilir.

ناسا تقول إن القمر كان يسير

Ay'a gidildiğini söyleyen NASA

وأن بينيجسن كان أيضًا يسير من دريسدن.

ve Bennigsen Dresden'den yürüyüşe başlamıştı.

آمل أن يسير كل شيء على ما يرام

Umarım her şey iyi gider.

كل شيء يسير حتى الآن بين الشذوذ والحياة الطبيعية

Buraya kadar her şey anormallikle normallik arasında geçerken

عندما أجلس مع متبرع ما، فالأمر يسير على هذا النحو.

Bir bağışçı ile oturduğumda şöyle bir şey oluyor.

كان طياره الكبير إد وايت ، أول أمريكي يسير في الفضاء.

Kıdemli pilotu, uzayda yürüyen ilk Amerikalı olan Ed White'dı.

‫في هذه المواجهة،‬ ‫وحيد قرن يستهدف قروياً هندياً‬ ‫يسير عبر حقل أرز.‬

Bu karşılaşmada, saldıran gergedan pirinç tarlasından geçen Hintli bir köylüyü hedef alıyor.

وبحلول نهاية فترة التراجع ، كان يسير على قدميه ، وقد أصيبت أصابعه بالصقيع. عندما

Geri çekilmenin sonunda parmakları donmuş halde yürüyerek yürüyordu.

أنتم لا تجمعون وتولدن الأفكار والآراء حول كيفية جعل الأمر يسير في الاتجاه الصحيح.

İşlerin nasıl yoluna koyulacağına dair düşünce ve fikir üretmiyorsun.