Examples of using "يسير" in a sentence and their turkish translations:
Bebeğin yürüyebilir.
- Bebekleri yürüyebilir.
- Bebekleri yürüyebiliyor.
Bebeğim yürüyebiliyor.
Onun bebeği yürüyebilir.
Ay'a gidildiğini söyleyen NASA
ve Bennigsen Dresden'den yürüyüşe başlamıştı.
Umarım her şey iyi gider.
Buraya kadar her şey anormallikle normallik arasında geçerken
Bir bağışçı ile oturduğumda şöyle bir şey oluyor.
Kıdemli pilotu, uzayda yürüyen ilk Amerikalı olan Ed White'dı.
Bu karşılaşmada, saldıran gergedan pirinç tarlasından geçen Hintli bir köylüyü hedef alıyor.
Geri çekilmenin sonunda parmakları donmuş halde yürüyerek yürüyordu.
İşlerin nasıl yoluna koyulacağına dair düşünce ve fikir üretmiyorsun.