Examples of using "يتصرف" in a sentence and their turkish translations:
O garip davranıyor.
Kusursuz bakımlı Bay Janti,
ve herkesin neden bu şekilde tepki verdiğini anlamıyor.
Tom biraz garip davranıyor.
Tom yeterince hızlı hareket etmedi.
Jamal her zaman bana karşı çok kibardır.
uygunsuz davrandığını gördüğümüzde veya duyduğumuzda
ve köpek de bunu sezerek bu davranışta bulunmayabilir.
vücudumuzda doğal östrojenler gibi faaliyet gösterirler.
Romada iken Romalılar gibi davran.
Beni en çok etkileyen ise insanların davranışlarını görmek oldu.
Temel fikri şu; herkes kendi çıkarına yönelik davranışta bulunursa
Roma'nın yeminli düşmanı olan Hannibal'in harekete geçmesi çok uzun sürmedi.
O, gecenin ortasında ormana gider ve şimdi karanlıktan korkuyormuş gibi davranıyor.