Examples of using "قليلا" in a sentence and their turkish translations:
Biraz bekleyelim.
birazcık yakından tanıyalım
sanki biraz daha farklı gibi
Biraz açım.
Dinlendin mi?
Ben sadece biraz daha uzun kalacağım.
Tom biraz çıldırdı.
Ben bugün biraz gecikeceğim.
Biraz Slovence konuşuyorum.
- Neden böyle az?
- Neden bu kadar az?
Emisyonun azaltılması yükselmeyle bağlantılı.
gerçekten moskova biraz alçakta
Bana biraz su getir.
Biz biraz geç vardık.
Ben sadece biraz eğleniyorum.
Kendimi biraz hasta hissediyorum.
Biraz kahve iç, Jamal.
Ve şimdi her şeyi, biraz yavaşlatacağım.
biraz buna benzeyen bir şeydi.
Zoom da biraz buna benzemiyor mu?
yani kutuplardan böyle biraz basık
o zamna kafamızla şöyle biraz toplayalım mı?
Bu bana biraz tanıdık geldi
Bizim yalnızca biraz zamana ihtiyacımız var.
Sana biraz su getireceğim.
Tom biraz garip davranıyor.
Mary birkaç soğan doğradı.
Tom biraz kahve içiyor.
Tom biraz su içiyor.
Onlara biraz su al.
Fena değil, ama biraz yorgunum.
Senin için biraz çorba hazırlayacağım.
Gel ve biraz al.
biraz matematiksel olarak seksi bir şey yapıyordum.
"Tanrım!" dedim. Biraz gerildim.
Bu konu birazcık daha diğerlerinden farklı
Fiziksel olarak da erkeğe göre birazcık daha güçsüzdür
Sanırım biraz daha bekleyebilirim.
ancak bunu biraz daha fazla anlayabilirdim.
o zaman teknik özelliklerden biraz bahsedelim
İşe geri dönüp biraz para kazanacağım.
Okyanusa kireç koyma fikrini biraz açabilir misin?
Yani böyle söyleyince de biraz komik geliyor ama
matematik zihnimden çıkmama ve gerçek matematikçilerle
Platon'un söylediği şeyi, yani bunun gerçekten nerede barındığı
yani aslında daha kötüsü de var biz de biraz daha büyüdükten sonra
Biraz soğan almanız gerektiğini unutmayın.
2014 yılıydı sanırım, bazı şeyleri çok daha yakından görme şansım oldu
Biraz uykuya ihtiyacın olduğunu düşündüm.
Tom çoğunlukla hız limitinin biraz üzerinde sürer.