Examples of using "يتزايد" in a sentence and their turkish translations:
Reddedilmenin acısı içimde yükselip
Dünya'da nüfusları gitgide artmakta olan düzdünyacılar
Üşümeye başladım. Bu yüzden zaman kaybetmeyelim.
Düz dünyaya inan insanların sayıları gitgide artıyordu