Translation of "الأشخاص" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "الأشخاص" in a sentence and their turkish translations:

الأشخاص المهمون يموتون

Mühim olan insanların ölüyor olması

في دعم الأشخاص الصغار

destekleyerek harcayacaktım

على الأشخاص و الظروف.

insan ve koşullardan bağımsız hale getirmektir.

يسأل الأشخاص الأقوياء أنفسهم:

dayanıklı insanlar kendilerine

ويعرف جميعنا الأشخاص المحطمين.

Kalbi kırık olan insanları biliyoruz.

نموذج يستبعد مليارات الأشخاص

Öyle bir model ki... milyarlarca insanı bir kenarda bırakıp

الأشخاص الذين يسافرون بالطائرة

Uçak yolculuğu yapan insanlar

الأشخاص الذين رفعوا معنوياتنا،

moralimizi yüksek tutmamızı,

جميع الأشخاص خلقوا متساويين.

Tüm insanlar doğuştan eşittir.

بغض النظر عن الأشخاص والظروف.

mutlu olabiliriz.

هل الأشخاص ذوو الخبرة جيدون؟

Deneyimli insan mı iyidir?

- وكما يبدو، هؤلاء الأشخاص موجودون -

ve belli ki böyle kişiler var --

أخبر هذا الفيلم الأشخاص المهتمين

çıkarcı insanları anlattı yine bu film

الأشخاص الذين نربطهم بأحفاد العبيد،

kölelerin soyundan geldiğini söylediğimiz insanlar

- من هؤلاء الأشخاص؟
- من هؤلاء ؟

- Şu kişiler kim?
- O insanlar kim?

قتل فاضل العديد من الأشخاص.

Fadıl birkaç kişiyi öldürdü.

أي نوع من الأشخاص أنت؟

- Sen ne biçim bir insansın?
- Nasıl birisin?

والذي يضم عشرات الآلاف من الأشخاص.

e-Vatandaşlık adlı bir program başlattık.

من قبل نفس الأشخاص الذين اغتصبوها؟

ve doğum yapmak zorunda olmasından sonra mı?

التحليق مروراً بكل هؤلاء الأشخاص الكبار

tüm o büyük insanların yanından hızlıca geçmek

الآن، هل الأشخاص عديمو الخبرة جيدون؟

Şimdi, deneyimsiz insan mı iyidir?

فهو قصة قرر بعض الأشخاص حكايتها؛

bazı insanların anlatmayı tercih ettiği bir öykü

التي تُفيد بعض الأشخاص وتُضر بالآخرين.

ekonomik, politik ve sosyal sistemleri desteklemek için bir araç.

وزاد عدد الأشخاص المصابين والمتوفين باستمرار،

hastalık bulaşan ve ölen insan sayısı artmaya devam etti.

ويتم التخلي عن الكثير من الأشخاص.

Çok fazla kişi geride bırakılıyor.

نرافق فقط الأشخاص الذين يفكرون مثلنا

Bizim gibi düşünen insanlarla vakit geçiriyoruz

ونلغي صداقتنا مع الأشخاص على فيسبوك،

Facebook'ta insanları arkadaşlıktan çıkarıyoruz

هي: كم عدد الأشخاص الذين تحبهم؟

Ne kadar insanı seviyorsun?

يوجد الكثير من الأشخاص المصابين بالفاس

başı fesli bir sürü insanlar var

إذا ركب هؤلاء الأشخاص الجميلون القوارب

o güzel insanlar kayıklara binip gittilerse

الأشخاص الذين يحتاجون حقًا إلى العلاج

Gerçekten tedaviye ihtiyaç olan insanlar

أو الأشخاص الذين يؤدون العمل اليدوي.

veya doğal doğum yapmış insanlar.

يقول الأشخاص الذين زاروا هذه المنطقة

Bu bölgeyi daha önce ziyaret etmiş olanlar,

وهؤلاء الأشخاص، أي المُبدعون والمتبنون الأُول،

Ve bu kişiler, yenilikçiler ve erken kullanıcılar,

وسعادة ونجاح الأشخاص عند إنهائهم لعملهم،

arasında güçlü bir bağ olduğunu ortaya koymaya çalışıyorlar,

فقد ملايين الأشخاص حياتهم أثناء الحرب.

Milyonlarca insan savaş sırasında hayatını kaybetti.

للتأكد من استفادة عدد أقل من الأشخاص

sığınma yasalarında köklü değişiklikler yapıyor.

انظروا، هؤلاء الأشخاص خلقوا منطقة راحة لأنفسهم

Bakın bunların hepsi kendi popolarını sağlama almak için

بمجرد أن نفهم أن الأشخاص الذين يشبهوننا

Irkçılık düşüncesinin en başta bizim gibi görünen

لا ينتقص الأشخاص المرنون من الأفكار السلبية،

Dayanıklı insanlar olumsuzlukları azaltmaz

ولذا فوجود هؤلاء الأشخاص السيئين على الإنترنت،

Bu internetteki iğrenç, rezalet insanlar

كل ما أمكنني أن أراه هم الأشخاص.

Tek gördüğüm insanlardı.

أن الأشخاص نفسهم الذين تم التخلي عنهم

Daha önce kendilerinden vazgeçilen kişiler

لكن ما علاقة الأمر بعمل هؤلاء الأشخاص؟

fakat bunun, bu insanların yaptıkları eserlerle ne ilgisi var?

أي نوع من الأشخاص اللطيفين يفعل هذا؟

Nasıl bir insan bunu yapar ki?

يقوم Facebook بتسجيل هؤلاء الأشخاص ، ثم يواجهك

Facebook bu kişileri kayıt ediyor, daha sonra sizin karşınıza face de

حضر هذه الدورة معي الكثير من الأشخاص.

Benimle birlikte bir sürü kişi kursa katıldı.

بعض الأشخاص المتدينين قد يكون سريعي الأحكام.

Bazı dindar insanlar yargılayıcı olabilir.

دربنا مئات الأشخاص على إختيار وظيفة حقيقية.

gerçek mesleki kararların nasıl alınacağı hakkında yüzlerce insana koçluk yaptık.

توم لا يحب الأشخاص الذين يغضبون بسهولة.

Tom kolayca sinirlenen insanlardan hoşlanmaz.

وأن الطريقة الوحيدة لأكتسب فيها قبول الأشخاص البِيض

ve beyazlar tarafından kabul görmenin tek yolu

على سبيل المثال: "أنا لا أحب الأشخاص النحيفين"،

bir ön yargınız olduğunu fark ettiğiniz zaman

ربطت هذه الرموز الأشخاص من ذوي التفكير المماثل،

Bu semboller, benzer düşünen insanları birbirine bağladı

وما أقوم به هو من أجل هؤلاء الأشخاص.

İşte bu arkadaşlarım için.

طريق جمع أفكار الأشخاص الذين فكروا حتى الآن.

bir araya getirerek yazılar yazabileceğimi anlıyorum.

لا يقتصر الإبداع على مجموعة محددة من الأشخاص.

Yaratıcılık belirli bir grup insana ait değildir.

الذي من شأنه أن يحسن خيارات تحوّل الأشخاص،

endokrin sistemini anlamaya yönelik ilerlemeler kaydetsek?

وترك فرصة التقارب بين الأشخاص بين يدي الحظ.

ve konuklar arasındaki etkileşimin nasıl işleyeceğini şansa bırakır.

بأن الأشخاص الذين مثلي لم ينجحوا في هوليوود.

benim gibilerin iş yapmadığına dair uyarmıştı.

نحتاج دليلًا جديدًا ينظر إلى الأشخاص من جديد.

Tekrar insanlara önem veren

دربنا المئات والمئات من الأشخاص على الصناعة المُتقدمة.

yüzlerce kişiye ileri üretim alanında eğitim verdik.

لكن بعض الأشخاص يجيدون تحدث لغة المساواة بطلاقة،

Ama bazı insanlar eşitlik hakkında çok iyi konuşabiliyorken

وافق معظم الأشخاص الذين تواصلت معهم على مقابلتي.

Yaklaştığım insanların büyük çoğunluğu benimle buluşmayı kabul etti.

لكن لمعظم الأشخاص، ليست هذه هي القيم المهيمنة.

ama çoğu insanda, bunlar baskın değerler.

يمكننا استعادة الديمقراطية من الأشخاص الذين استولوا عليها.

Onu ellerine alan insanlardan demokrasiyi kurtarabiliriz.

وتشبه كثيرًا الأشخاص المصابون بالقلق الرياضياتي الذين أدرسهم.

Matematik endişesi olanlarınkine benzer.

بدلًا من ذلك، استخدمها للوصول وتحديد الأشخاص المحتملين

Aradığınızı bulacak bir kaynak gibi kullanın

ولكن كلما زاد عدد الأشخاص الذين بدأوا مدحني

Muhafazakârlarla geçinebilen bir liberal olduğum için

الكره الذي نشعر به نحو مجموعة من الأشخاص

Kimlikleri veya inançları yüzünden

ولكن عندما ذهبت متخفيا وجدت بعض من الأشخاص

Tebdil-i kıyafet hayatımda bir sürü farklı karakter gördüm,

أعتقد أن الأشخاص المرتبطين بالجمارك يجب أن يغيبوا

zannediyorum gümrükle bağlantılı kişilerin kaçırması lazım

لذا‏، رجع بعض الأشخاص إلى نمتشي والأشجار المقطوعة‏.

Bu yüzden, bazılarımız Namche'ye dönüp odun ve kereste topladılar.

أمّا الأشخاص الذين كانوا يؤمنون بحلم الأخوين رايت

Wright kardeşlerin hayallerine inanan insanlar,

نستطيع البدء عن طريق الاهتمام بتعليم أطفال الأشخاص الآخرين...

Başka insanların çocuklarının eğitimini önemsemekle işe başlayabiliriz.

رائع، حسناً هل يمكنني رؤية الأشخاص الذين تم رفضهم؟

Şahane, peki iş başvurusundan ret cevabı alanları görebilir miyim?

ولكن برأيي تلك الثمان ثوانٍ لأجل الأشخاص ذوي الخبرة.

Ama bu sekiz saniye bence deneyimli insanlar için.

لكن الأشخاص عديمي الخبرة منفتحون على المعرفة وعلى التعاون،

Ama deneyimsiz insanlar bilgiye ve işbirliğine o kadar açıklar ki;

سيكون هناك الكثير من الأشخاص الذين يشاهدون هذا الفيديو،

Bu videoyu izleyen bir sürü insan olacak

ماذا لو لم نتمكن من إعطاء أحد الأشخاص البروبرانولول

Ya aldığı diğer ilaçlarla çatıştığından

بإمكانه تحسين نتائج الأشخاص مع السرطان أو الأمراض العقلية،

kanser ve demans hastaları için olumlu sonuçlar verdiğini düşünüyorum.

لكن هؤلاء الأشخاص، أساسًا، كانوا يعملون في نظام مُنصف

Öncelikli olarak bu insanlar bencil, hızlı ya da pratik olan yerine

هو أن الأشخاص الذين حققوا أكثر بقليل من الآخرين

başkalarından biraz daha fazla şey başaran insanlar

ولكن عند أولئك الأشخاص الّذين كانوا محرومين من النّوم،

Uyku yoksunu insanlarda ise

"ابدؤوا التعامل مع هؤلاء الأشخاص بحب واحترام.. الآن وفوراً.

"Şu an bu insanlara sevgi ve saygıyla davranmaya başlayın.

بينما يعمل على ثراء حفنة من الأشخاص بشكل خرافي؟

avuç içi kadar insanı inanılmaz zengin yapıyor.

وهذا العرض يحول الأشخاص، ولكن ليس قبل أن يحطمهم.

Bu gösteri ise insanları değiştirir, fakat önce onlar mahveder.

75 في المائة من الأشخاص في السجون المحلية الأمريكية

Yerel Amerikan hapishanelerindeki kişilerin %75'i

واحد من الأشخاص الذين يترأسون هذا هي (كريستينا بو).

Buna öncülük edenlerden birisi Christina Bu.

هؤلاء بعض أفضل الأشخاص الذين تمت دراستهم على الكوكب،

Bunlar, dünyada en iyi şekilde incelenen insanlarıdır.

أريد أن أؤكد الأشخاص الذين فقدوا الأمل مرة أخرى

Ümitsiz olan insanlara tekrar vurgulamak istiyorum

لا أستطيع أن أفهم أي نوع من الأشخاص هو

Bu kişilerden hiçbir şey anlayamıyorum.

ويحتشد في الاجتماع آلاف الأشخاص، كما هو الحال هنا.

ve mitingde de binlerce kişi toplanıyor, burada olduğu gibi.

على سبيل المثال، الأشخاص الذين يعانون من اضطراب القلق المعمّم

Örneğin, yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler

ننظر إلى الأشخاص الجميلين ونفكّر بأنّهم قد وُهِبوا كلّ شيء.

Güzel insanlara bakıyoruz ve "vay canına, her şeyleri var!" diyoruz.

أعتقد أن الأشخاص ذوي الخبرة قد خلقوا مساحة لراحة أنفسهم.

deneyimli insanların kendilerine bir konfor alanı yarattıklarını düşünüyorum.

انتقل بعض الأشخاص من أفريقيا إلى أماكن أكثر برودة وظلمة

Bazı insanlar Afrika'dan çıkıp daha soğuk daha karanlık yerlere gittiler

يميل معظم الأشخاص إلى اختيار الورقة التي أريدهم أن يختاروها،

çoğu insan genellikle benim istediğim kartı seçiyor

الأشخاص الذين لا ينامون جيدًا سيحاولون عادة النوم لفترة أطول.

Düşük kaliteli uykusu olan kişiler daha uzun süre uyumaya çalışırlar,

فهذا هو الأساس في الحصول على أفضل ما في الأشخاص،

insanlardaki gerçek iyiliği ortaya çıkarmanın anahtarıdır

وكنت مصدومًا من الطريقة التي كان يتصرف بها هؤلاء الأشخاص.

Beni en çok etkileyen ise insanların davranışlarını görmek oldu.