Translation of "لها" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "لها" in a sentence and their turkish translations:

- اشتريت لها ساعة.
- ابتعتُ لها ساعة.

Ona bir saat aldım.

ماري لها فم ليس لها لسان.

Mary'nin ağzı var dili yok.

قلت لها:

Ona dedim ki;

لها هيكل دائري.

çember yapıya sahip.

كان تعويذة لها.

Onun tılsımıydı.

قدّم لها نصيحة.

O, ona biraz öğüt verdi.

اشترى لها فستاناً.

O, onun için bir elbise aldı.

اشتريت لها ساعة.

Ona bir saat aldım.

أشتريت مجلة لها .

Ona dergi aldım.

ماذا قلتِ لها؟

Ona ne söyledin?

- يا لها من ريح قوية!
- يا لها من زوبعة عاصفة!

Ne güçlü bir rüzgar!

لكنه شديد الاستجابة لها.

ama hislere çok fazla tepki veriyor.

‫وفّرت لها الشجاعة وقتًا.‬

Cesareti ile zaman kazandı.

‫جاره أيضًا يتربص لها.‬

Komşusu da dişiyi gözüne kestirmiş.

وروّجت لها "الولايات المتحدة"

muhalifleri tutuklamak, kaçırmak,

الخفافيش لها خصائص مختلفة

yarasaların çok değişik huyları vardır

لذلك ليس لها غرض

Dolayısıyla bir amacı yok

يا لها من مفاجأة!

- Ne sürpriz!
- Bu ne sürpriz!

لما لم تقل لها؟

Niçin ona söylemedin?

عليك أن تتأسف لها.

Ona özür dilemelisin.

يا لها من راحة

Dünya varmış!

المرأة لها خدود جميلة.

Kadınların güzel yanakları var.

يا لها من ذكرى!

Ne bellek!

يا لها من مصادفة!

Ne tesadüf!

يا لها من جملة!

Ne cümle ama!

اشتريت لها فستاناً جميلاً.

Ona güzel bir elbise satın aldım.

أنت مشتاق لها فحسب.

Sadece onu özledin.

اجلب لها بعض الماء.

Ona biraz su getir.

عزف لها جيم البيانو.

Jim, ona piyanoda eşlik etti.

هذه الكلمة لها معنيان.

Bu kelimenin iki anlamı var.

وانشأت قواعد لها في غرب ليبيا لتثبت بذلك موطئ قدمٍ لها في

bunun için Batı Libya'da üsler kurdu.Bununla Kuzey Afrika'da bir dayanak noktası olduğunu kanıtlamak

تزوّجت رجلاً اختاره أهلها لها،

Ailesinin seçtiği bir adamla evlendi

على السعادة التي نطمح لها.

ulaşmamız o kadar zor olur.

لأنه فتح قلبه لها وحدثها

Nedeni, adamın ona içini açıp

لما لها هذه القوة المستمرة؟

Neden bu kadar kalıcı bir etken?

فقد أكد ذلك الأمر لها.

bu delirdiğimi hemen hemen doğruladı.

‫تلك أفضل فرصة لها للصيد.‬

Av indirmek için en iyi şansı.

‫والفرص التي لا مثيل لها.‬

...bize gösteriyorlar.

حتى يتسنى لها تناول أدويتها.

böylece ilaçlarını alabilecekti.

وهي لها علاقة بالأمواج والجزيئات.

dalga ve parçacıklarla ilgili.

بعض الأنواع لها أجنحة كبيرة

bazı türlerin kanatları da büyüktür

كررت لها الكلمة عدة مرات.

- Kelimeyi onun için defalarca tekrar ettim.
- Kelimeyi onun için birkaç kez tekrar ettim.

يا لها من فتاة جميلة!

Ne kadar tatlı bir kız çocuğu!

يا لها من مفاجأةٍ سارةٍ!

Ne harika bir sürpriz!

يا لها من زهرة مسكينة.

Ne zavallı bir çiçek!

كتبتُ لها رسالةً كل يوم.

Her gün ona bir mektup yazdım.

يا لها من فكرة حلوة!

Ne güzel bir fikir.

كل قطة لها شخصيتها المستقلة.

Her kedinin kendi kişiliği var.

لها القليل من الأصدقاء المقربين.

Çok az sayıda samimi arkadaşı var.

يا لها من مدينة جميلة!

Ne güzel bir şehir!

يا لها من أزهار جميلة!

Ne güzel çiçekler!

يا لها من مفاجأة جميلة.

Ne güzel bir sürpriz!

أدين لها بمئة ألف ين.

Ona 100.000 yen borçluyum.

قل لها ألّا تقرب الكلب.

Ona köpeğe yaklaşmamasını söyle.

- اذهب إلى الكنيسة مع والديك وادعُ لها.
- اذهب إلى الكنيسة مع والديك وصلّ لها.

Ailenle birlikte kiliseye git ve onun için dua et.

ولما لها دور إلى هذا الحد؟

Bu duygular neden çok önemli?

وعوضاً عن عدم تمني الأفضل لها،

işlerin iyi gitmemesini dilemekten öte

ما يمكن للدراسة أن تقدم لها،

Bir eğitimci onun için ne yapabilirdi ki

وكيف تطبخ لها أمها أكلها المفضل.

annesinin en sevdiği yemeği yaptığını anlatır.

ستتحدث لي، لأني أقدم لها وقتي.

Benimle konuşuyor çünkü ben ona vakit ayırıyorum.

لم تكن الحياة التي خططت لها.

Planladığım hayat tam olarak bu değildi.

الوحدة والعزلة لها تأثيرات صحية عميقة

Yalnızlık ve tecritin içe işleyen sağlık etkileri var.

ان كامل عائلتي لها أسماء متقلبة

tüm ailem palindromik isimlere sahip.

يظهر بحثي أن لها تأثيرا كبيرا.

Araştırmam bunun önemli bir etkisi olduğunu gösteriyor.

والتي لا علاقة لها أبداً بالعلم،

bilimle hiçbir alakası olmayan

لذلك أود مشاركتكم أسباب بنائنا لها،

Sizlerle onu neden yaptığımızı ve sizin için ne anlama geldiğini

وخيالك الممتلئ بمغامرات لا نهاية لها؟

onunla sonsuz maceralara çıkma hayallerinizi hatırlar mısınız?

‫واضعة حدودًا لها بترك رائحتها النفاذة.‬

Ağır kokularını etrafa sürerek sınır belirliyorlar.

في الواقع ، لا علاقة لها بالإسلام

aslında İslamiyetle uzaktan yakından alakası yoktur

ونحن نصبح حاملين لها بالتواجد حولها.

ve sadece etrafında olarak bile onun taşıyıcısı hâline geliriz.

ليس فقط لجميع النساء ، ولكن لها

bütün kadınlara değil sadece ona cevabını veriyor

ليس لها مالك محدد ، لديهم مساهمين.

Belli bir sahibi yok.Hissedarları var.

اتهمتني بأني لم أكتب لها أبكر.

O beni kısa sürede ona yazmamakla suçladı.

لم يسبق لها أن زارت هوكايدو.

O, asla Hokkaido'da bulunmadı.

ترك أبوها البيت لها في وصيته.

Babası vasiyetinde evi ona bıraktı.

هذه الجملة ليس لها أي معنى.

- Bu cümle mantıksız.
- Bu cümlenin bir anlamı yok.

كانت ليلى تعتبر سليمة صديقة لها.

Leyla, Salime'yi bir arkadaş olarak kabul etti.

والسماح لها بالدخول إلى حياتنا أم لا.

kafadan (hemen) karşılaşmıyoruz.

وتحتاج الى السماح لها بالخروج من عقلك.

onların gitmesine izin verin.

يقول: عندما تكون الأمور كما خُطِط لها،

Diyor ki,işler tam da güzel giderken,

لكن القصة لوحدها لا معنى لها ومضللة

Ama tek bir hikâye, büyük ölçekli bir veri tarafından desteklenmiyorsa

وبالطبع لها دور حاسم في التئام الجروح.

ve yara iyileşmesi için kesinlikle çok önemliydi.

ثلاث ملايين منها لم يكن مخططًا لها؟

3 milyonunun planlanmadığını söylesem?

بعد كل شيء، إنها ليست مناسبة لها،

müşterilerim talep etse dahi

‫من المستحيل توقع ماذا يخبئ لها المستقبل.‬

geleceklerinde ne yattığını tahmin etmek imkânsızlaşıyor.

‫حان الوقت لها لتتعلم السباحة وصيد السمك.‬

Yüzmeyi ve balık yakalamayı öğrenme vakitleri geldi.

‫إنه آخر فعل لها في حيواتها القصيرة.‬

Kısa ömürlerinin son eylemi bu.

‫لكن الحياة عديمة الحدود‬ ‫لها بعض المشاكل.‬

Fakat sınırsız bir hayat yaşamanın bedeli de var.

في الواقع ، الخفافيش لها أهمية كبيرة للبشرية.

aslında yarasalar muazzam derecede önem taşıyor insanlık için

تبدأ درس واحد. كل مكالمة لها رقم

başlatıyorsunuz bir tane ders. Her görüşmenin de bir numarası var

إذا أرادت المرأة يحق لها عدم اصطحابهم

Eğer ki kadın isterse bunları almama hakkına sahip

لأن المرأة لديها ثقة لا نهاية لها

Çünkü kadınlara sonsuz bir güveni vardır

- يا لها من صدمة.
- كانت صدمة قوية.

Öylesine bir şoktu.

إنها كلمة أود أن أجد لها بديلًا.

Bu yerine koymak için bulmak istediğim bir kelime.