Translation of "الرحلة" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "الرحلة" in a sentence and their turkish translations:

بدأت الرحلة إلى القمر

Aya yolculuk başladı

اقتطع صور تلك الرحلة الرائعة.

O güzel yolculuğun resmini alın.

نشعر بأننا غارقون في الرحلة التي أمامنا،

Önümüzde yolculuktan tamamen bunalmış

‫أنت المسؤول هنا.‬ ‫أنت تشاركني هذه الرحلة.‬

Burada yetki sizde. Bu yolculukta benimlesiniz.

‫أنت المسؤول في هذه الرحلة.‬ ‫القرار لك.‬

Bu yolculuğun yetkisi sizde. Karar sizin.

الان بما اني سافرت هذه الرحلة شخصياً

Üçüncü dünya yoksulluğundan konforlu bir orta sınıfın varlığına

والأمر الغريب الذي حصل في تلك الرحلة

Bu yolculukta yaşadığım inanılmaz şey,

عندما يقولون أن الرحلة ستستغرق وقتًا طويلاً

yolculuğun çok uzun süreceğini söylediklerinde ise

سأعد فيديو عن الرحلة في الوقت المناسب

zamanda yolculuk ile ilgili bir video hazırlayacağım sizlere

أُدرك الآن، أنني في هذه الرحلة الرائعة

Aşırı derecede tutkulu olduğum çalışmamı sürdürmeme olanak sağlayan

ما هو مهم ليس الهدف, ولكن الرحلة.

Önemli olan hedef değil yolculuğun kendisidir.

وفي نهاية هذه الرحلة الموسيقى طلعت في طريقي.

Ve bu yolculuğun sonunda da müzik çıktı karşıma.

نحن جميعًا في هذه الرحلة حول الشمس معًا.

Güneş etrafındaki bu yolculukta hep birlikteyiz.

زوجتي الجميلة كانت معي خلال هذه الرحلة كلها.

Güzel karım tüm bu yolculuk boyunca benimle birlikteydi.

وفي نهاية الرحلة تبادلنا معلومات الاتصال الخاصة بنا.

Uçuş sonunda iletişim bilgilerimizi birbirimize verdik.

ولم أقصد بذلك أن أذهب في تلك الرحلة وحدي.

Bu yolculuğa tek başıma çıkmamam gerekiyor.

‫فقط الإناث هي التي تقوم‬ ‫بهذه الرحلة أحادية الاتجاه.‬

Bu tek yönlü yolculuğa sadece dişiler çıkar.

‫ليس من طريق سهل في هذه الرحلة.‬ ‫لهذا أحتاج لمساعدتكم.‬

Bu yolculukta kolay bir yol yok. Bu yüzden yardımınıza ihtiyacım var.

ولكن أهم شيء تعلمته على الإطلاق في خضم تلك الرحلة

Ama o gezide öğrendiğim en önemli şey

طريقة البدء من نقطة واحدة إلى نفس النقطة في الرحلة

gemi yolculuğunda bir noktadan başlayıp aynı noktaya gelmenin yöntemini ise

المركبة الفضائية الثانية ، وحدة الرحلة القمرية أو "lem" - ستهبط على القمر.

İkinci uzay aracı, ay gezi modülü veya 'lem' - aya inecekti.

يتحمل مدير الرحلة المسؤولية الكاملة عن المهمة ، والكلمة الأخيرة في كل

olan kapsül iletişimciden veya 'capcom'dan geçti .

‫ولكن هذه الرحلة بالنسبة لنا... انتهت.‬ ‫إن كنت معرّضا للإصابة بالحساسية المفرطة،‬

Bu durumda bu yolculuk... Sona erdi. Anaflaktik şoka girme ihtimaliniz varsa

‫كنت شريكاً رائعاً في هذه الرحلة،‬ ‫وساعدتنا قراراتك على البقاء آمنين‬ ‫ وفي العثور على الترياق.‬

Bu yolculuk boyunca harika bir ortak oldunuz ve kararlarınız güvende kalıp panzehri bulmamıza yardımcı oldu.

في هذه الحالة ، يمكننا القول أن الروح فقط هي التي تخرج إلى الرحلة الزمنية ، أي أن الجسد يبقى ويذهب الروح.

Bu durumda ise zaman yolculuğuna sadece ruh çıkar diyebiliriz yani beden kalır ve ruh gider