Translation of "وأنا" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "وأنا" in a sentence and their turkish translations:

وأنا أظن

Bence yapmamız gereken

وأنا أتفهم.

Bunu anlıyorum.

أنت وأنا

Sizin ve benim

وأنا لم أستسلم.

Ben amansızdım.

وأنا مسرورة بالنتائج.

ve sonuçlardan memnunum.

وأنا غير صبور.

Ve ben sabırsızım.

وأنا أعلم من هم.

Kimler olduğunu biliyorum.

وأنا أخبركم بهذه الأمور،

size bu söylediklerim için

وأنا أحب هذا الدور.

Bunu seviyorum.

وأنا أقوم بتفقده بانتظام."

Hatta düzenli olarak ayarlamaları kendim yapıyorum." dedim.

وأنا أعمل كرئيس لكم.

teşekkür ederim.

فهو يمشي، وأنا أمشي.

O yürüyor, ben de yürüyorum.

وهو يأكل، وأنا آكل.

O yemek yiyor, ben de yiyorum.

وهو يقتل، وأنا أقتل."

O öldürüyor, ben de öldürüyorum.''

وأنا أدرى بهذا الشعور.

Bu hissi biliyor muyum?

وأنا ممتنة للغاية لكم.

Size çok minnettarım.

هو يكرهني وأنا أكرهه!

O benden nefret eder ve ben de ondan nefret ederim!

توم وأنا مشغولان قليلاً.

- Tom ve ben ikimiz de biraz meşgulüz.
- Hem Tom hem de ben biraz meşgulüz.

إنك محترف وأنا مبتدئ.

Sen bir profesyonelsin, ama ben bir amatörüm.

وأنا أحب قصة عارفين كثيراً،

ve Arifeen'in hikayesini çok seviyorum.

‫وأنا؟ في العديد من المرات!‬

Ben mi? Birçok kez.

‫وأنا فخور بالقرارات التي اتخذتها.‬

ve verdiğiniz kararlarla gurur duyuyorum.

ترعرعت وأنا أشاهد المصارعة الاحترافية

Babamla birlikte profesyonel güreş

‫قاسيت عامين وأنا بحالٍ مزرٍّ.‬

İki yıl boyunca çok sıkıntılar çektim.

وأنا مولع ومفتون بهذا قطعاً.

buna kesinlikle kafayı takmış ve kendimi kaptırmış durumdayım.

- لم آكل منذ الإفطار، وأنا جائع جدا.
- لم آكل مذ أفطرت، وأنا جائع جدا.

Kahvaltıdan beri bir şey yemedim ve ben çok açım.

وأنا لست حائرة حول حكمي هذا.

Nasıl olacağı konusunda şüphem yok.

وأنا أقود السيارة منذ عامين تقريباً،

Neredeyse iki yıldır araba kullanıyorum.

‫لقد خارت قواي‬ ‫وأنا أتشبث هنا.‬

Burada tutunarak güç kaybediyorum.

نشأت وأنا أستمع إلى قصص الرُعاة.

Çoban hikâyeleri dinleyerek büyüdüm.

وأنا على صواب، لأنني دائماً هكذا،

ki ben haklıyım çünkü hep haklıyımdır,

لكوني ليبرالية وأنا أنجسم مع المحافظين

insanlar beni daha çok övdükçe

وأنا طبعًا سأقوم بذلك، لكن ينتابني

Ben tabii bunu yapacağım ama

وأنا كنت أنتظر بفضول ما سيكون.

Ben de merakla bekliyorum ne olacak diye.

أنت وأنا لسنا مدعوين إلى هذا الحوار.

Partiye siz de davetli değilsiniz ben de davetli değilim.

وأنا أجني 50 مليون دولار في العام،

ben 50 milyon dolar kazanıyorsam,

وأنا لا أستمتع باللعب مع تلك القطة،

Ve ben o kediyle hiçbir zaman oynamaktan keyif almıyorum,

وأنا عندما كنت طفلا كنت ضخمة آيضاً

ve ben çocukken de iri biriydim,

وأنا ممنون للعديد ممن وافق وقال نعم.

Çoğunun evet demiş olmasına minnettarım.

كان عمره 42 عاماً وأنا 15 عاماً.

42 yaşındaydı, bense 15.

لعب دوراً فيه، وأنا لعبت دوراً آخر.

onun bir rolü vardı, benim başka bir rolüm vardı.

هناك فيديو لي وأنا أقوم بالخدعة على اليوتيوب،

YouTube'da bunu yaptığım bir videom var

وأنا أستمع إلى المحادثة التي تدور بالقرب مني

yanımdakilerin konuşmalarını dinliyor ve

وأنا أدرك أن البعض منكم قد يكون يفكر :

Bazılarınız şöyle düşünüyor olabilir:

قضيت الليلة وأنا يجتاحني الخوف في غرفة الطوارئ،

Geceyi korkudan mahvolmuş halde acilde geçirdim,

وأنا أعلم أن هناك اُناس جيدون في العالم.

İyi insanlar var, biliyorum.

منذ ذلك الحين وأنا نباتي وناشط لحقوق الحيوان

o zamandan beri veganım

وأنا أستمع لهم جميعاً، ثم جلست على الكمبيوتر،

Ben de hep bunları dinliyorum, oturdum orada bilgisayarın başına,

أنني كنت طفلة غنية وأنا أضايق طفلة فقيرة

yoksul bir çocukla uğraşıp durmam

تلك الحدود التي قضيتُ كل حياتي وأنا أنكرها

Hayatım boyunca inkâr ettiğim

‫إنها تتسلّق الصخرة فحسب‬ ‫وتترك المياه وأنا شعرت...‬

Bir kayaya tırmanıp sudan çıktı.

وانتهى الأمر وأنا أبعد ثمانية أميال عن الحرم الجامعي

ve kendimi kampüsten 8 mil uzakta buldum,

وكنت أبكي بصوت مبحوح وأنا في ثوب المستشفى الأزرق.

kaşıntı yapan mavi bir hastane elbisesinin içine saklanıp, ağlayarak.

استيقظ كل يوم، وأنا متحمسة جداً للذهاب إلى العمل.

Her gün yataktan kalkıp heyecanla işime gidiyorum.

التي زرعت بي وأنا أكبر عن التفرقة بين الجنسين،

bilgileri zihnimden silmeye çalışıyorum.

وأنا متأكد أنها ستفرح حين تسمع الجميع يغني معًا.

ve eminim ki herkesin şarkıyı söylemesi onu çok mutlu eder.

فقد كبرت وأنا أتابع "ستار تريك" و"فوربيدن بلانيت"

''Star Trek'' ve ''Forbidden Planet''i izleyerek büyüdüm

وأنا أعتقد أن هذه الأنظمة تعيش وتعمل بيننا الآن،

Bence bu sistemler aramızda yaşıyor ve çalışıyor.

لقد أثر علي وأنا لا أعرف كيف أصف ذلك ".

Nasıl tarif edeceğimi bilmediğim bir etki yarattı. "

كان حلمي وأنا طالب بالثانوية أن أصبح موظفًا بنكيًا.

Lisede öğrenciyken hayalim bankacı olmaktı.

وأنا بدوري اتبعت نصيحته، والتحقت بدورة للقراة السريعة بفهم.

Ben de tavsiyesine uydum, anlayarak hızlı okuma kursuna katıldım.

وأنا أعرف أنني الشخص الوحيد الذي يعرف ما حدث للتو.

az önce ne olduğunu bilen tek insan olduğumu bilerek.

وأنا لم أقل أن هناك حلا واحدا يناسب كل ذلك

her-şeye-uyan-tek-bir-çözüm olduğunu söylemiyorum;

‫يجب أن أكون في غاية الحذر‬ ‫وأنا أقلب هذه الصخور.‬

Ama bu taşları çevirirken çok dikkatli olmak gerekiyor.

أحمق المليونير وأنا نزلت من القرية إلى المدينة في فيلمه

salak milyoner ve köyden indim şehire filminde

أريد أن أقول لكل الأصدقاء عديمي الخبرة، وأنا أعتقد ذلك حقاً،

Gerçekten buna inanıyorum ve bir yazarın dediği gibi,

‫وأنا أصارع لأخطو بضع خطوات‬ ‫كل مرة في هذا الوحل العميق.‬

Derin çamurda birkaç adım atmakta bile çok zorlanıyorum.

وأنا لم أشرع حتى في التطرق إلى أنصار ما بعد الإنسانية.

Hele bir de transhümanistlere başlatmayın şimdi beni.

وأنا المنتمي إلى سكان شيربا‏، آخر من بقي على قيد الحياة من البعثة‏.

Bugün tırmanış ekibinden hayatta kalan tek kişi benim.

وأنا أيضًا، أشعر مثله بالتوتر بالدرجة التي يُنسى فيه كل شيء من التوتر.

Ben de onun gibi heyecandan her şeyi unutacak seviyede heyecanlanıyorum.