Examples of using "أعلم" in a sentence and their turkish translations:
Biliyorum.
Biliyorum.
Biliyorum
Evet, bunu biliyorum.
Allah bilir.
''Bunu önceden de biliyordum'' diye geçirmiş olabilirsiniz.
Biliyorum yaptım.
Bilmiyordum,
hani araba sürmeyi bilirsiniz
"Orayı bulacağımı biliyorum,"
Evet, biliyorum.
Hatalı olduğumu biliyorum.
Onun beni izlediğini biliyorum.
Korktuğunu biliyorum.
Kimler olduğunu biliyorum.
- "Bilmiyorum", dedi Tony.
- Tony, "bilmiyorum" dedi.
- Zengin olduğunu biliyorum.
- Ben sizin zengin olduğunuzu biliyorum.
- Onu bilmiyordum.
- Bunu bilmiyordum.
Nerede olduğumu bilmiyorum.
Ne istediğimi biliyorum.
Onun nerede yaşadığını bilmiyorum.
Ben onun meşgul olduğunu biliyorum.
- Nerede yaşadığınızı biliyorum.
- Nerede yaşadığını biliyorum.
bilmiyorum başka yol.''
Bana inanmadığını biliyorum.
Sen olduğunu biliyordum.
Nerede olduğunu biliyorum.
Kahveyi sevdiğini biliyorum.
Ben neyi sevdiğimi biliyorum.
Onun meşgul olduğunu biliyorum.
- Kahveyi sevdiğini biliyorum.
- Senin kahveden hoşlandığını biliyorum.
Biliyor musunuz bilmiyorum,
Biliyorum, şok edici, kötü bir fikir.
Her zaman ayrıcalıklı olduğumu biliyordum.
İyilerden biri olduğunuzu biliyorum.
Evet, biliyorum ama bunlar harika.
Perdenin arkasında saklandığını biliyorum.
Onun ne zaman varacağını tam olarak bilmiyorum.
Nereye bakmam gerektiğini bilmiyorum.
- Sadece Allah bilir.
- Sadece Tanrı bilir.
Onun o kadar çok içtiğini bilmiyordum.
bilmiyorum başka çıkar yol.
Onu neden yaptığımı bilmiyorum.
Seni asla unutmayacağımı biliyorum.
Bunun ciddi olduğunu biliyorum.
- Paranızın olmadığını biliyorum.
- Paranın olmadığını biliyorum.
O ikisinin arasında ne geçtiğini bilmiyorum.
Tom'un Mary'ye ne yaptığını biliyorum.
Onun nereye gittiğini bilmek istiyorum.
Bunu daha çok genetiksel anlamda biliyorum.
Ne demek istediğini biliyorum, Jamal.
Tom'un kiminle konuştuğunu biliyordum.
Ben senin başarısız olduğunun farkındayım.
Bir nörolog olarak biliyorum ve kanıtlar da gösteriyor ki,
Ben o nehirde tekrar rafting yapmak istiyorum.
Bunun biraz maliyetli olduğunu biliyorum.
Yaşam becerileri öğreteceğimi biliyordum,
O adam bendim o yüzden iyi biliyorum.
Hayatta böyle olmayan erkeklerle de karşılaşmak var,
Bu mesajın ne kadar kuvvetli olduğunu biliyordum.
ve farkında olmadığım halde en önemli ders olmuştu,
anlatabildim mi bilmiyorum
Benim hakkımda ne duyduğunu bilmiyorum.
- Bilmiyorum.
- Ben bilmiyorum.
Bunun nereden geldiğini bilmiyorum.
hangi mesleği seçmek istediğimi bilmiyordum.
Doktor olmak istediğinizi biliyorum.
Tom'un Mary'yi sevdiğini biliyorum.
Burada ne olduğunu bilmek istiyorum.
aklınızdan, ''Ya ya tabii,bunu önceden de biliyordum''
Ama aynı zamanda, çocuklara ebeveynler ve öğretmenlerle
Bundan eminim çünkü öncesinde bu hep böyle oldu.
Düzeltmek için çok fazla çabaladığınızı biliyorum.
"Bunun ne kadar berbat olduğunu anlıyorum." diyen bir tonla iletti.
İşte o zaman ''graced'' olmuş olacaksınız.
Kapitalist bir toplumda yaşadığımızı
"ama nereye evim diyebilirim bilmiyorum."
Bütün bunlar biraz beynimizi zorluyor biliyorum
Onu görebilecek insanlar olduğunu biliyorum.
Onu yapmak için zamanım olup olmayacağını bilmiyorum.
Talihsizliklerin asla tek başına gelmediklerini unutmuyorum.
Onu neden yapmak zorunda olduğumuzu bilmiyorum.
"Feminist" kelimesinin anlamını tam olarak bilmiyordum
fakat hücerlerimin hangi bileşimleri üretebileceğini ve bu reaksiyonların
Bilemiyorum, bence oldukça rahatsız edici bir durum.
İyi insanlar var, biliyorum.
Bu problemin şairlere özgü olmadığını biliyorum.
Yüzmeyi bilmeme rağmen
"nereye gideceğimi bilmiyorum"
George'un gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.
Onun trenle ya da arabayla gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.
Nereye gideceğimi, ya da ne yapacağımı bilmiyordum.
- Bilmiyorum.
- Bilmem.
Tom'un aç olup olmadığını bilmiyorum.