Translation of "مهمة" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "مهمة" in a sentence and their turkish translations:

الكلمات مهمة.

Kelimeler önemlidir.

بيئتنا مهمة.

Çevremiz önemli.

وهي مهمة للمشاعر

ve bu bölge duygular için önemli.

لأن مشاعرك مهمة.

çünkü önemli olan şey duyguların.

مساهماتي كانت مهمة.

katkım önemliydi.

مهمة الاستماع بتعاطف

daha iyi olma ve ülkemizi

هذه فكرة مهمة.

Gerçekten önemli bir kavram.

خصوصيتك مهمة لنا.

Gizliliğiniz bizim için önemlidir.

التفاصيل ليست مهمة.

Ayrıntılar gerekli değil.

هذه رسالة مهمة.

Bu önemli bir mektuptur.

كانت مهمة صعبة للغاية.

Çok zor bir işti.

إن طريقة تجمعنا مهمة

Nasıl toplandığımızın önemi de çok büyük

لماذا هذه المؤسسة مهمة؟

bu kurum neden önemlidir ne iş yapar

هذه هي مهمة الخفافيش

işte yarasanın görevi de bu

مهمة بمهمة ، وبيانات بعد بيانات

görevden göreve, veri setinden veri setine,

‫لدينا مهمة يجب أن ننجزها.‬

Tamamlamamız gereken bir görev var.

هذه ليست مهمة العلماء فقط،

Bu sadece bilim insanlarına özgü bir yolculuk değil,

لآخرين، فكرة التقدم غير مهمة.

Diğerleri için ilerleme fikri onları ürpertiyor.

كان أمام قطز مهمة صعبة

Qutuz'un ise karşısında zor bir görev vardı.

‫لدينا مهمة حيوية وسأحتاج لمعونتك.‬

Oldukça önemli bir görevimiz var ve yardımınız gerekiyor.

هذه مشكلة مهمة في مجتمعنا.

Toplumumuzda büyük bir sorun.

هذه مهمة كبيرة، من المفهوم،

Bu büyük bir iş

وفقا للشامانية ، الطبيعة مهمة جدا

Şamanizm'e göre doğa çok önemlidir

تبدو بالملل لأنها مهمة جدا

bakın sıkılmayın çünkü çok önemli

هذه ستكون مهمة خطيرة جداً.

Bu çok tehlikeli bir görev olacak.

أظن أن أعياد الميلاد مهمة.

Doğum günlerinin önemli olduğunu düşünüyorum.

- هذه نقطة مهمة جداً.
- هذه ملحوظة مهمة للغاية.
- هذه ملاحظة في غاية الأهمية.

Bu son derece önemli bir konu.

طيار شاب في مهمة تدريب عسكرية

askeri uçuş eğitimindeki genç bir pilot

أن تؤمن بنفسك، لإنجاز أي مهمة،

beceri ya da düşünce olarak kullanıyorum.

‫هذه مهمة صعبة،‬ ‫ولكن القرار لك.‬

Bu zor bir seçim ama karar sizin.

وقد جعلت جزءًا من مهمة حياتي

Ben de Afrika'daki cadı suçlamalarını ve zulmü sona erdirmeyi

لماذا يجب أن تكون مهمة للغاية

neden bu kadar çok önemli olsun ki

نتيجة لذلك ، الخفافيش مهمة جدًا للحياة.

sonuç olarak yarasalar yaşam için çok önemli

لأنها مهمة جدا في التاريخ التركي

çünkü Türk tarihinde çok önemli

هذه أخبار في صحف مهمة جدا

bu çok önemli gazetelerde haber oldu yahu

صورة الطلاب أثناء الاستماع مهمة جدا

öğrencilerin ders dinlerken ki görüntüsü çok önemli zaten

لأنهم أرادوا جعل مهمة الخوارزمية أسهل.

Çünkü algoritmanın işini de kolaylaştırmak istediler.

ظهرت عدة حقائق مهمة بعد التحري.

Soruşturmadan sonra birkaç önemli gerçek ortaya çıktı.

لا تقلق بشأن الأشياء الغير مهمة.

- Önemsiz şeyler için endişelenme.
- Önemsiz şeyler için endişelenmeyin.

كل كلمة في هذا القاموس مهمة.

Bu sözlükteki her kelime önemlidir.

‫الطعام هو جزء حيوي من أي مهمة.‬

Yiyecek her görevin önemli bir parçasıdır.

‫سترتي مهمة لي.‬ ‫بفضلها أحتفظ بدفء جذعي.‬

Ceketim benim için önemli. Burası bedenimi sıcak tuttuğum yer.

العائلة التي قلناها سابقًا مهمة جدًا للترك

Daha önce de söyledik aile Türk için çok önemli

في هذه الحالة، أعتقد أنه يغفل حقيقة مهمة

Bu argümana ilişkin daha dürüstçe konuşmamız gereken,

‫بما أن الترياق تحطم، ‬ ‫لدينا الآن مهمة جديدة.‬

Panzehir yok olduğuna göre, artık yeni bir görevimiz var.

لا توجد مهمة حتى الآن لاستكشاف سحابة أورت

Oort bulutunu keşfetmek için henüz bir görevlendirme yok şu an

لأنني أدركت أن معاني تلك الكلمات ليست مهمة،

çünkü farkettim ki kelimeler önemsizdi

ومجرد جعل الأساسيات قويمة، لم تكن مهمة سهلة أبدًا،

sadece temeli doğru atmak hiç de küçük bir görev değildi

‫منظر بديع،‬ ‫ولكن لدينا مهمة هامة علينا الاضطلاع بها.‬

Oldukça muhteşem ama burada önemli bir görevimiz var.

‫هذه المنطقة الخالية هي موقع جيد‬ ‫لأهم مهمة لدينا.‬

Bu açıklık en önemli görevimiz için oldukça iyi bir nokta.

‫انتهيت للتو من مهمة ‬ ‫العثور على حطام هذه الطائرة‬

Yakınlardaki bir hastaneye hayat kurtarıcı panzehirler

تم إحضار الأحجار الهامة من أماكن مهمة أقدم منك

kendinden daha eski olan önemli yerlerden önemli taşlar getirtildi

بالإضافة إلى ذلك ، استضافت بقايا مقدسة مهمة جدًا لبيزنطة.

bunun yanı sıra Bizans için çok önemli kutsal emanetlere de ev sahipliği yaptı

مستعدة لعبور المحيط الأطلسي في مهمة لمكافحة تغير المناخ.

iklim değişimiyle mücadele etmek, Atlantik'i geçmeye hazır.

ذهب إلى سوريا في أول مهمة له كنقيب أركان حرب

kurmay yüzbaşı olarak ilk kıta vazifesine Suriye’ye gidiyor

‫تذكر، نحن في مهمة بحث وإنقاذ.‬ ‫لذا فالوقت أمر حيوي.‬

Unutmayın, bir arama kurtarma görevindeyiz. Yani zaman çok önemli.

‫وإن أردت أن تشرع في مهمة جديدة،‬ ‫اختر "الحدث التالي".‬

Ve eğer yeni bir göreve başlamak istiyorsanız "Sonraki Bölüm"ü seçin.

أنا مرتبكة قليلاً بالأرقام ، لكن الأرقام مهمة جدًا بالنسبة لنا.

yahu rakamlarla biraz kafanızı kurcalıyorum ama rakamlar bizim için çok önemli

مهمة ومستقلة ، وكان عدد قليل من الرجال أكثر ملاءمة لها.

önemli, bağımsız bir komuta. Suchet, Napolyon'un Waterloo'daki yenilgisine

تريد تجاوز برنامج الفضاء السوفيتي ، فإنها بحاجة إلى مهمة أكثر جرأة.

Sovyet uzay programını geçmesi durumunda daha cesur bir göreve ihtiyacı

إلا أن الأمر الرئيسي هنا هو ما سبب كونها مشاعر مهمة للغاية

Bunların neden bu kadar önemli olduğu da burada saklı.

‫ولكن إن كنت مستعداً ‬ ‫لاختبار مهاراتك في مهمة جديدة،‬ ‫اختر "الحلقة التالية".‬

Ama becerilerinizi yeni bir görevde test etmeye hazırsanız "Sonraki Bölüm"ü seçin.

‫ولكن إن كنت مستعداً لاختبار مهاراتك ‬ ‫في مهمة جديدة، اختر "الحلقة التالية".‬

Ama becerilerinizi yeni bir görevde test etmeye hazırsanız "Sonraki Bölüm"ü seçin.

‫ولكن إن كنت مستعداً لاختبار مهاراتك ‬ ‫في مهمة جديدة، اختر "الحلقة التالية".‬

Ama becerilerinizi yeni bir görevde test etmeye hazırsanız "Sonraki Bölüm"ü seçin.

‫ولكن قبل أن نبدأ في مهمة البحث والإنقاذ،‬ ‫علينا أن نتخذ القرار.‬

Ama bu arama ve kurtarma çalışmasına başlamadan önce vermemiz gereken bir karar var.

لا أعلم تماماً ما حدث معكم لكن تلك كانت لحظة مهمة بالنسبة لي

Sizinki nasıldı bilemem ama o an benim için önemli bir andı.

‫إذن بيض الضفادع أم صيد الأسماك بالرمح؟‬ ‫الطعام هو جزء حيوي من أي مهمة.‬

Kurbağa yumurtası mı, zıpkınla balık avlamak mı? Yiyecek her görevin önemli bir parçasıdır.

‫إنها فقط على مسافة 6 كم إلى الغرب،‬ ‫ولكن لن تكون هذه مهمة سهلة.‬

Yalnızca altı kilometre batıda ama bu bizim için kolay olmayacak.

‫مناصر حماية البيئة في مهمة خطرة‬ ‫لتعقب صيادة البلاد المرصودة المتخفية،‬ ‫لكن هناك تكلفة لعمله.‬

Çevreci, tehlikeli bir görevde, ülkenin benekli sinsi avcılarının peşinde, ancak yaptığı işin bir bedeli var.

اختبارًا للوحدة القمرية في مدار الأرض - سيتم إرساله بدلاً من ذلك في مهمة تدور حول

bir testi olarak tasarlandı - bunun yerine Ay'ın yörüngesine gönderilecek bir göreve gönderilecekti

أكثر من 16 مهمة مأهولة في خمس سنوات فقط ، تعلم رواد الفضاء الأمريكيون كيفية تناول الطعام والنوم

Sadece beş yılda 16'dan fazla mürettebatlı görevde, Amerikalı astronotlar nasıl yemek yemeyi, uyumayı,