Examples of using "مفتوحة" in a sentence and their turkish translations:
Kapılar açık.
Kapı şimdi açıktır.
Işıkları açık bıraktın.
Arka kapı açıktı.
Pencereler açık uyuma.
O, bütün pencereleri açık tuttu.
Tom kapıyı açık bıraktı.
Bu park halka açık mıdır?
Otellerin çoğu tüm yıl boyunca açıktır.
Filler daha açık alanlara doğru ilerliyor.
Sabahın erken saatlerinde, istasyonun tuvaletleri açıldığında,
Açık bir savaşa zorlayamayacak halde olan Hannibal için Arretium'a yapılacak bir saldırı söz konusu değil.
golfçü Rick Shiels gibi kesip açıp açamayacağınızı görebilirsiniz.
Hannibal'ın açık savaş tahrikleri başarısız olmuştu ve elde edilen o kadar yağmaya karşın kesin olan...
Ama biliyorsunuz, tüm bu cümleleri toplamak ve kendimiz için saklamak hazin olacaktır. Ki Tatoeba'nın açık olmasının nedeni budur. Bizim kaynak kodumuz açıktır. Bizim bilgimiz açıktır.