Translation of "الحديقة" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "الحديقة" in a sentence and their turkish translations:

بنينا الحديقة.

Parkı inşa ettik.

- الحديقة العامة مليئة بالأطفال.
- تعجّ الحديقة بالأطفال.

Park çocuklarla doludur.

ماذا عن الحديقة؟

Peki ya parklar?

أتمشى في الحديقة.

- Ben bir parkta yürüyüş yapıyorum.
- Parkta yürüyüş yapıyorum.

- عثرت على كرة في الحديقة.
- وجدت طابة في الحديقة.

O, bahçede bir top buldu.

ولكن الحديقة مازالت موجودة،

Ama park hâlâ orada

أرى قطتك في الحديقة.

- Bahçede kedini görüyorum.
- Bahçede kedinizi görüyorum.

المكتبة بالقرب من الحديقة.

Kitabevi parkın yakınında.

يجب أن أنظف الحديقة

Bahçeyi temizlemek zorundayım.

أنا ذاهب إلى الحديقة

Parka giderim.

ومن خلال الذهاب لتلك الحديقة، أصبحت تلك الحديقة بمثابة المركبة لهم.

O parka giderek parkı kendisi için bir araç haline getirdi.

- الحديقة كانت خالية من الورود.
- لم يكن هنالك ورود في الحديقة.

Bahçede hiç gül yoktu.

كم تبعد الحديقة عن منزلك؟

Senin evin parka ne kadar uzakta?

كان اللعب في الحديقة ممتعا.

Parkta oynamak eğlenceliydi.

يكنني أن آخذه إلى الحديقة.

Onu parka götürebilirim.

هل هذه الحديقة مفتوحة للعوام ؟

Bu park halka açık mıdır?

عادة ما يذهب بيل إلى الحديقة.

Bill sık sık parka gider.

أنا أتمشى مع أولادي في الحديقة.

Çocuklarımla parkta yürüyorum.

هنالك الكثير من الأطفال في الحديقة.

Parkta bir sürü çocuk var.

إن الحديقة اليابانية هذه جميلة للغاية.

Bu Japon bahçesi güzel.

"ليست الحديقة، بل البستنة هي التي تهم".

"Önemli olan bahçe değil, yapılan bahçe işleri."

لو كان الجو جيدًا، سأذهب إلى الحديقة

Hava iyi olursa, parka giderim.

هناك الكثير من الورود الحمراء في الحديقة.

Bahçede birçok kırmızı çiçek var.

جيلي هو جيل نشأ مع أفلام (الحديقة الجوراسية).

Benim neslim Jurassic Park’la büyümüş nesildir.

شعرت بالراحة وأنه شيء طبيعي كالتنزه في الحديقة،

Parkta yürüyüş yapar gibi rahat ve doğal bir histi,

وصلنا الى الحديقة بعد مشي لمدة خمس دقائق

Yürüyerek beş dakikada parka vardık.

- ما أجمل هذه الحديقة.
- يا لها من حديقة جميلة.

Ne güzel bir bahçe.

هو لديه مجموعة من اسماك كوي اليابانية في بركة الحديقة.

Onun, bahçe havuzunda bir Japon koi koleksiyonu vardı.

إذا كنت تمشي في الحديقة و سمعت صوت كلب يعوي خلفك ،

Parkta yürürken arkandan bir köpek havlıyorsa

- هناك الكثير من الحيوانات في الحديقة.
- يوجد الكثير من الحيوانات في المنتزه.

Parkta çok sayıda hayvan vardır.

كنت ذات مرة في الحديقة مع أطفالي، بدأ هاتفي في الرنين بشكل مستمر.

Çocuklarımla hayvanat bahçesindeydim ve telefonum durmadan çalmaya başladı.