Translation of "وكل" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "وكل" in a sentence and their turkish translations:

وكل الأشياء التي ترونها.

baktığınız şeylerde yani.

وكل طاقم التصوير يجدفون.

bir film ekibi bize eşlik ediyordu.

وكل هذه الاحتمالات طبيعيّة.

Tüm seçenekler normal.

وكل أنواع الخدمات المجتمعية

klinik ve hastane benzeri

وكل ذلك في لحظة مبهرة

yoğun bir anda,

كل علة وكل اخفاق مفاجئ

Her bir kusur, her bir yenilgi

وكل شيء يتحول إلى رأس

Ve her şey başa sarıyor

وكل واحد من أولئك الزعماء سيوافق

O liderlerin her biri hemfikirdir ki

‫وكل يوم، كنت أروي له القصص.‬

Her gün ona hikâyelerimi anlatıyordum.

أطعم قطتي كل صباح وكل مساء.

- Ben kedimi her sabah ve her akşam beslerim.
- Kedimi her sabah ve her gece besliyorum.

وكل هذا من أي مكان في العالم.

dünyanın herhangi bir yerinden yapabilmekteler.

‫هناك أفعى، وكل هذه الأدوية...‬ ‫تعرضت للتخريب.‬

Burada bir yılan var ve tüm ilaçlar... Mahvolmuş.

‫وكل هذا الخشب هنا،‬ ‫ميت ويشتعل جيداً.‬

Ve tüm bu odunlar... ...kuru ve böylece çıra görevi görecekler.

فكروا بمطار ما وكل الأعمال المتعلقة به.

Bir hava alanı ve onunla bağlantılı bütün işleri düşünün.

‫وكل هذا النشاط...‬ ‫لا يمر بلا ملاحظة.‬

Tüm bu faaliyet de... ...gözlerden kaçmaz.

منازل المياه تسحب السيارات وكل ما تجده

su evleri arabaları ve bulunduğu her şeyi sürükleyerek götürüyor

وكل نظام من الأنظمة الموجودة على متنها.

yerleşik sistemlerinden her birini denetleyerek günün

هيلي سميث: وكل الإناث كُنّ حول ذلك أيضاً.

HS: Tüm dişiler de onun civarındalar.

وكل هذا سيأتي إليك على أنه هراء مجنون

Ve bunların hepsi size bir deli saçması olarak gelecek

وكل بلد دعم بقوته مجموعات مختلفة بالشرق الاوسط

İki ülke de, Ortadoğu sathına yayılmış olan muhtelif gruplara olan desteğini arttırıyordu.

- إفعل ما يخبرك توم به لتفعله وكل شئ سيكون بخير.
- إفعلي ما يخبركِ توم به لتفعليه وكل شئ سيكون بخير.

Tom'un sana yapmanı söylediği şeyi yap ve her şey düzelecektir.

وكل الأطباء، كل واحد منهم، عليه أن يتعلم بجدية

Bütün doktorların, her bir hekimin reçeteli ağrı kesicilerin ve opiyatların

وكل ما نحن بحاجة إليه هو الأسئلة الموجهة إلينا.

ve sahip olmak için gereken tek şey bize sorulan sorular.

‫ربما يكون مكاناً جيداً ‬ ‫لتواجد الثعابين وكل ما تبتغيه.‬

Muhtemelen yılanlar ve diğer şeyler için iyi bir yerdir.

والفأس ، وكما تتوقع ، قُتل جميع رفاقه المختارين ، وكل حراسه الشخصيين

serildi ve tahmin edebileceğiniz gibi, tüm seçilmiş arkadaşları, tüm korumaları

الثلاثين بالمئة فقط من الاقتصاد عموما وكل هذا يدعمه احتياطات

basit bir ortak haline getiriyor, ancak bugün genel olarak ekonominin

وكل من السعودية و ايران يحاولون تصيد المجموعات الارهابية التي سيدعمونها

bölgedeki gücünü arttırmak isteyen Suud ve İranlıların iştahını da bir hayli kabartmış durumda.

وعلى الرغم من كل ذلك وكل الأدلة التي تربط بين التزوير والإرهاب،

Ama buna rağmen, terörizm ve sahteciliğin ilişkisini gösteren bu kanıtlara rağmen,

‫لفهم كل علامة صغيرة وكل سلوك بسيط،‬ ‫كل نوع وما يفعله وكيف يتفاعلون.‬

her ufak davranışı, her türün ne yaptığını ve nasıl etkileşim kurduklarını anlayabilmek için yapılması gereken çok şey var.

وكان هذا في الليل، وكل ذلك في مدة زمنية قصيرة ودون إثارة أي شكوك

...bunların hepsi çok kısa sürede en ufak şüphe yaratmadan gerçekleştirildi.