Translation of "للبحث" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "للبحث" in a sentence and their turkish translations:

لم نحتاج للبحث عنه؟

Neden onları bulmamız gerekiyor?

أعط الشخص الفرصة للبحث بداخله،

kişiye iç gözlemini yapma imkanı veriyor,

للبحث عن السعادة، مثل الأطعمة الشهية،

Lezzetli şeyler yerken olduğu gibi, haz aramak

‫للبحث عن الزواحف، سواء في المباني،‬

ideal bir yer. Hem evlerde,

بنينا مراصد مراقبة صممت خصيصًا للبحث عنهم.

Özellikle böyle sistemleri aramak üzere tasarlanmış gözlemevleri kurduk.

ويستخدم أجهزة الكمبيوتر للبحث عن الأجسام المتحركة.

ve hareketli nesneleri taramak için bilgisayarları kullanıyorlar.

نكون متحفزين ومتحمسين للبحث عن المشكلة واحداث الفارق.

bir problemi çözmek ve değişim yaratmak için motive oluyoruz.

ذهبت إلى العديد من المتاجر للبحث عن الكتاب.

Kitabı bulmaya çalışmak için birçok dükkana gittim.

‫لم يعد أيًا من والديه،‬ ‫لذا خرج للبحث عنهما.‬

Anne babası dönmediğinden... ...o, onları bulmaya gidiyor.

أنا مثل علامة تبويب اختصار للبحث وأخبرك عن هذه الموضوعات

ben sadece bu konuları araştırıp size anlatan bir kısayol sekmesi gibiyim yani

منظمة التحرير الفلسطينية التي شكلت في الستينيات للبحث عن فلسطيني

Filistin Kurtuluş Örgütü 1960'larda Filistinlilerin kurulması için kurulmuştu

‫انظر، كل شيء هنا يتداعى.‬ ‫ولكنه مكان رائع للبحث عن الزواحف.‬

Bakın, buradaki her şey dağılıyor. Ama börtü böcek aramak için mükemmel bir yer.

‫ولكن قد أستغرق وقتاً طويلاً ‬ ‫للبحث في هذه البيئة الصحراوية الهائلة‬ ‫عن عقرب.‬

Ama devasa çöl arazisinde bir akrep aramak çok uzun sürebilir.

لقد أتيت إلى هنا للبحث عن بداية جديدة بين الولايات المتحدة والعالم الإسلامي استنادا إلى المصلحة المشتركة والاحترام المتبادل وهي بداية مبنية على أساس حقيقة أن أمريكا والإسلام لا تعارضان بعضها البعض ولا داعي أبدا للتنافس فيما بينهما بل ولهما قواسم ومبادئ مشتركة يلتقيان عبرها ألا وهي مبادئ العدالة والتقدم والتسامح وكرامة كل إنسان

Ben buraya dünyada Birleşik Devletler ve Müslümanlar arasında yeni bir başlangıç noktası aramak için geldim; biri karşılıklı ilgi ve karşılıklı saygıya dayalı; biri Amerika ve Müslümanın münhasır olmadığı ve rekabet içinde olması gerekmeyen gerçeğine dayalı.Bunun yerine onlar örtüşürler ve ortak prensipleri paylaşırlar - adalet ve ilerleme prensipleri tüm insanların hoşgörü ve haysiyeti.