Translation of "قول" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "قول" in a sentence and their turkish translations:

قول انت

Diyorsunuz ya

قول هذا سهل.

Bunu söylemek kolay.

أريد قول ذلك حقاً:

Şunu gerçekten söylemek isterim ki;

بعد قول هذا كله،

Bunlarla birlikte,

إنه أمر مفهوم قول ذلك،

Gerçi bunu demek anlaşılır bir şey

الإحترام هو الفرق بين قول:

Saygı şu cümleler arasındaki farktır:

ليس من السهل قول ذلك

denecek kadar basit bir olay değildir

لقد تعبنا من قول ذلك

artık bunları söylemekten sıkıldık ve bıktık

رئيس وزراء فرنسا لديه قول

Fransa başbakanının bir sözü var

أرغب في قول شيء أخير:

Son olarak şunu söylemek istiyorum,

بالتالي لا نستطيع قول أننا نجهله

Bu yüzden, bunu bilmediğimizi söyleyemeyiz.

"أعطني بعض اللون هنا" يمكنهم قول

"Buraya biraz renk katalım," falan diyebildiği için,

أعتقد أنه من المهم قول الحقيقة.

Gerçeği söylemenin önemli olduğunu düşünüyorum.

كيف تجرء على قول شيءٍ كهذا؟

Ne cüretle böyle bir şey söylersin!

لم يتردد في قول الحقيقة لزوجته.

O, eşine gerçeği anlatmakta tereddüt etmedi.

الان أستطيع قول هذا بقليل من القناعة

Bunu da güvenle söyleyebilirim

وتذكرت المرات التي توجب فيها قول الحقيقة.

Sonra gerçekleri konuştuğum zamanları düşünüyorum.

كيف تجرؤ على قول شيء كهذا لي؟

Böyle bir şeyi ne cüretle bana söylersin?

ولكن عندما تجرأت على قول ذلك لمدير أعمالي

Ama bunu menajerime söyleme cesareti bulduğumda --

"من الصعب قول ذلك ... لكن يبدو لي أنه سوشيت".

"Bunu söylemek zor ... ama bana öyle geliyor ki, Suchet."

كان لي قول من معلم أحببته عندما كنت في الكلية

üniversitedeyken çok sevdiğim bir hocamın bir sözü vardı

جلس سامي فحسب و استمرّ في قول "نعم" بينما كان يستمع لليلى.

Sami sadece arkasına yaslandı ve Leyla'yı dinlerken "aham" demeye devam etti.

لربما تمتعض من وجهة نظري، إلا أنّ لي الحقّ في قول ما أشاء.

Görüşlerimi beğenmeyebilirsiniz, ama düşündüklerimi söyleme hakkım var.