Translation of "المحطة" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "المحطة" in a sentence and their turkish translations:

أين المحطة؟

İstasyon nerede?

مشيت من المحطة.

İstasyondan yürüdüm.

قابلته في المحطة.

Onunla istasyonda tanıştım.

- سيقودك هذا الطريق إلى المحطة.
- يؤدي هذا الطريق إلى المحطة.

Bu yol sizi istasyonuna götürür.

المدرسة أبعد من المحطة.

Okul istasyondan daha uzaktır.

تقع المحطة غرب الفندق.

İstasyon otelin batısına doğru.

بيتي قريب من المحطة.

Evim istasyona yakın.

سأنزل في المحطة القادمة.

Bir sonraki istasyonda ineceğim.

سأنزل عند المحطة القادمة.

Bir sonraki istasyonda iniyorum.

يوجد مقهى أمام المحطة.

İstasyonun önünde bir kahve dükkanı var.

مدرستنا قريبة من المحطة.

Okulumuz istasyona yakındır.

- أيمكننك أن توصلني إلى المحطة؟
- هل لك أن تقلني إلى المحطة؟

- Beni istasyona götürür müsünüz?
- Beni istasyona götürür müsün?

- لا تبعد المحطة كثيراً عن هنا.
- المحطة ليست بعيدة عن هنا.

İstasyon buradan uzak değildir.

يمكنك سماع الإنجليزية على المحطة ١ و اليابانية على المحطة ٧.

Kanal 1'de İngilizce, ve Kanal 7'de Japonca dinleyebilirsin.

- يمكنك الذهاب إلى المحطة بالحافلة.
- بإمكانك الوصول إلى المحطة عن طريق الحافلة.

İstasyona otobüsle gidebilirsiniz.

هل يمكنك إيصالي إلى المحطة؟

Beni istasyona götürebilir misiniz?

انتظرني في المحطة من فضلك.

Lütfen beni istasyonda bekleyin.

قابلت رجلاً عجوزاً قرب المحطة.

İstasyonun yanında yaşlı bir adamla tanıştım.

قابلت سالي هاري في المحطة.

Sally istasyonda Harry ile karşılaştı.

أهذا هو الطريق إلى المحطة؟

Bu, istasyona giden yol mu?

وصلت إلى المحطة الساعة السابعة.

O, saat yedide istasyona vardı.

أيمكنك أن تأتي لأخذي من المحطة؟

Beni istasyondan alır mısın?

سأنزل من القطار عند المحطة القادمة.

Sonraki durakta trenden iniyorum.

غادرالقطار قبل أن يصلوا إلى المحطة.

Onlar İstasyona varmadan önce tren gitmişti.

قابلتها في المقهى القريب من المحطة.

- Onunla istasyonun oradaki kahvecide karşılaştım.
- Onunla istasyonun oradaki kahvecide buluştum.
- Onunla istasyonun yakınındaki bir kafede tanıştım.

اتصلت بصديقي بعد أن وصلتُ إلى المحطة.

İstasyona geldikten sonra arkadaşımı aradım.

في الصباح الباكر، عندما كانت حمامات المحطة مفتوحة

Sabahın erken saatlerinde, istasyonun tuvaletleri açıldığında,

خرجت من المحطة واتجهت إلى أقرب هاتف عمومي

İstasyondan çıktı ve yakındaki telefon kulübesine girdi.

يستغرق السير من المحطة إلى المدرسة عشرين دقيقة.

İstasyondan okula yürümek yirmi dakika sürer.

عليك أن تركب قطاراً آخر عند المحطة القادمة.

Bir sonraki durakta aktarma yapmalısınız.

هل يمكنك أن تخبرني كيف أصل إلى المحطة؟

İstasyona nasıl gideceğimi bana söyleyebilir misiniz?

هل سأصل إلى المحطة إن أخذت هذا الطريق؟

Bu yoldan gidersem, istasyona varır mıyım?

وصل توم إلى المحطة متأخرا و لذا فاته القطار.

Tom istasyona çok geç geldi bu yüzden treni kaçırdı.