Translation of "صحيح" in Turkish

0.022 sec.

Examples of using "صحيح" in a sentence and their turkish translations:

صحيح!

Doğru!

- ما قلته صحيح.
- ما تقوله صحيح.

Söylediğin doğru.

غير صحيح

doğru değildir.

هكذا، صحيح ؟

Bu şekilde olsa bile,değil mi?

هذا صحيح.

Bu doğru.

الجواب صحيح.

Cevap doğrudur.

- نعم
- صحيح

Evet.

رائع، صحيح؟

O harika, değil mi?

ومالذي نخوضه صحيح؟

bize aktarıyordu.

اخبار سارة صحيح؟

Harika haber! Değil mi?

هذا صحيح بالفعل.

Bu doğru.

بالطبع ذلك صحيح.

Elbette ilgileniyorlar.

هل هذا صحيح؟

öyle mi yani?

تحب المطر ، صحيح؟

- Yağmuru seviyorsun, değil mi?
- Yağmurdan hoşlanıyorsun, değil mi?

هذا غير صحيح.

Bu doğru değil.

نعم، ذلك صحيح.

Evet, o doğru.

إن ذلك صحيح.

- Evet.
- Bu doğru.

لست مشغولاً، صحيح؟

Meşgul değilsin, değil mi?

حسنا، هذا ليس صحيح.

Peki, öyle değil.

وفعلنا شيئا لذلك، صحيح؟

Bu konu hakkında bir şeyler yaptık, değil mi?

لنرى. نعم، هذا صحيح.

Bir bakalım. Evet, doğru.

صحيح أن الانتحار اختياري

Evet, intihar kasıtlıdır

فهذا يحدث للجميع، صحيح؟

Bu herkesin başına geliyor, değil mi?

ولكن ذلك غير صحيح.

Fakat bu doğru değil.

نعلم أنها الإناث، صحيح؟

Dişi olduğunu biliyoruz, değil mi?

هذا مخيبٌ للآمال، صحيح؟

Moral bozucu, değil mi?

ر.ه:اسمه"نايلد إت!"صحيح.

RH:"Nailed It" deniyor. Doğru.

هذا صحيح، لقد سمعتوني.

Evet, doğru duydunuz.

التي على اليسار، صحيح!

Soldaki -- evet!

تستطيع قيادة سيارة، صحيح؟

Araba sürebilirsin, değil mi?

الجو حار جداً، صحيح؟

Çok sıcak değil mi?

أفهمته أنا بشكل صحيح؟

Onu doğru anladım mı?

إن ذلك بالطبع صحيح.

O, kesinlikle doğru.

إنك لا تدخن، صحيح؟

Sigara içmiyorsun, değil mi?

ما قلته غير صحيح.

- Söylediğin doğru değil.
- Söylediği şey doğru değil.

حسنا, هذا ايضا غير صحيح.

Bu da yanlış.

هذا صحيح، الكثير من الشعر.

Doğru! Çok fazla saç.

لا يمكنهم الوقوف بشكل صحيح.

Kendilerini dik tutamıyorlar.

هذا صحيح خارج الملعب أيضًا.

Saha dışında da böyledir.

لقد حللت كل هذا، صحيح؟

Olayı çözdüm, değil mi?

أعتقد أن القرار صحيح بالفعل

karar bence zaten doğru

هل ما أقوله صحيح 100٪؟

Söylediklerim yüzde yüz doğru mudur?

ما قاله عن الإنجليزية صحيح.

Onun İngiltere hakkında söylediği doğrudur.

أنت أحد أصدقاء توم، صحيح؟

Sen Tom'un bir arkadaşısın, değil mi?

ما قاله عن إنجلترا صحيح.

Onun İngiltere hakkında söylediği doğrudur.

أعتقد أن ما تقوله صحيح.

Söylediğinin doğru olduğuna inanıyorum.

ليس لديك ذلك، أهذا صحيح؟

Sen ona sahip değilsin, değil mi?

نتكلم كثيرا هل هذا صحيح

Çok konuşuyoruz, değiI mi?

- للأسف ذلك صحيح.
- مع الأسف إن ذلك صحيح.
- يؤسفني أن أقول إنها الحقيقة.

- Bu ne yazık ki doğrudur.
- Maalesef doğru.

يتبين بإنه غير صحيح أو غيرمكتمل.

doğru olmadığı veya eksik olduğu ortaya çıkıyor.

لن تحدث ردود الفعل بشكل صحيح.

bu reaksiyonlar doğru şekilde meydana gelmeyebilir.

مجرد التفكير بهذا يجعلك مريضاً، صحيح؟

Bunu düşünmek bile sizi hasta ediyor, değil mi?

نستطيع كلنا التفكير في أمثلة، صحيح؟

Hepimizin aklına bazı örnekler geliyor değil mi?

أنت لا يمكنك تحدث الإنجليزية، صحيح؟

İngilizce bilmiyorsun, değil mi?

ليست معك حيوانات أو نباتات، صحيح؟

Hiçbir bitki ya da hayvana sahip değilsin, değil mi?

صحيح قلت هذا، لكني لم أقصده.

- Ben onu söyledim, ama onu demek istemedim.
- Onu söyledim, ama onu demek istemedim.

ستتزوج خلال ثلاثة أشهر، أهذا صحيح؟

Üç aya kadar evleniyorsun, değil mi?

حاولت أن تفعل كل شيء بشكل صحيح.

Her şeyi doğru yapmaya çalışmıştı.

أعلم بأنكم تعملون جاهدين للفهم بشكل صحيح.

Düzeltmek için çok fazla çabaladığınızı biliyorum.

ويوحي هذا أنهم يفعلون شيء صحيح حقًا.

ve bir şeyleri gerçekten doğru yaptıklarını gösteriyor.

لكن إذا قام العلماء بعملهم بشكل صحيح،

Fakat bir bilim insanı işini gerektiği gibi yapıyorsa

صحيح، هواتف نقّالة مع مراحيض للرجال المسنّين.

Tabii, yaşlılar için tuvaletli bir cep telefonu.

الآن دعنا لا نعلن عن Apple ، صحيح؟

Şimdi durduk yere Apple'ın reklamını da yapmayalım değil mi?

من الممكن أن يكون ما تقوله صحيح.

Haklı olabilirsin.

هل صحيح ان بوسطن مقصد شهير للسياح ؟

Boston'un turistler için popüler bir yer olduğu doğru mu?

هل صحيح أنك لم تكن هنا البارحة؟

Dün burada olmadığın doğru mu?

- لعل ذلك صحيح.
- ربما يكون ذلك صحيحا.

Belki de o doğrudur.

فكيف سيكون لك أن تخبرهم عن عملك، صحيح؟

işiniz hakkındakileri onlara nasıl anlatabilirsiniz değil mi?

‫ويمكنني أن أمد يدي هنا...‬ ‫لأضعها بشكل صحيح!‬

Alt kısma ulaşabilirsem... Oradan yakacağım!

هذا صحيح أنّه حتى هذه اللحظة في التاريخ،

Evet, bugüne kadar tarihte,

كان يُدعى "فاكوندو". صحيح. "شكراً لك يا (بيبي)"

Ona Facundo diyorlardı. Evet. TEŞEKKÜRLER PEPE

لأن هناك مسارات مختلفة من حاضرك إلى مستقبلك، صحيح؟

çünkü bugününden yarınına farklı rotalar var, değil mi?

إذا فكرت بها، إنها ليست غير منطقية تمامًا، صحيح؟

Bunun hakkında düşünürsen, büsbütün mantık dışı değil, doğru mu?

هذا صحيح، والأغنية القادمة التي سنعزفها لكم يا رفاق،

Bu doğru ve sizin için çalacağımız bir sonraki şarkı,

أنا متأكد أن الكثير منكم يبادلونني نفس الشعور، صحيح؟

Sanırım çoğunuz benim gibi hissediyor, değil mi?

لكنه يفتقرون إلى القدرة على طرح أسئلتهم بشكل صحيح

ama sorularını doğru düzgün sormaktan yoksundular

ر.ه: صحيح، نحن نريد من الناس أن يقولوا الحقيقة.

RH: İnsanların doğruyu söylemesini istiyoruz

في العادة، تكون الأشياء المتكلمة أناسًا وليست آلات، صحيح؟

Genelde konuşanlar insandır makineler değildir.

لأنني فيزيائية، يجب أن يكون هناك رسم بياني، صحيح؟

Fizikçi olduğuma göre bir grafik olmalı, değil mi?

ومع ذلك، فإن معظمنا يعلم أن ذلك غير صحيح.

Ancak, çoğumuz bunun doğru olmadığını biliyoruz.

ولكن الحقيقة تبقى ان لا يوجد اسقاد صحيح ووحيد

Fakat hakikaten, hiç kimsenin doğru projeksiyonu olmadığı gerçeği değişmedi.

إذا اتضح بأن الخبر غير صحيح فإننا نضعه على موقعنا.

Eğer sahte çıkarsa sitemize koyuyoruz.

لا يجعلك تشعر أن هناك شيء ما صحيح أو كذبة

bir şeyin doğru veya yalan olduğunu hissettirmiyor bile insana

- لا يمكنك السباحة، صحيح؟
- لا يمكنك أن تسبح، أليس كذلك؟

- Yüzemezsin, değil mi?
- Yüzme bilmiyorsun, değil mi?

- كان على الأرجح غير صحيح.
- كانت على الأرجح غير صحيحة.

O muhtemelen doğru değildi.

إذا أطعمت كلبك بشكل صحيح، تستطيع أن ترفع من عمره.

Eğer köpeğini uygun şekilde beslersen, onun ömrünü uzatabilirsin.

فهذه المعلومات المتناقضة يمكن لها تحويل حكم خاطئ إلى حكم صحيح.

bu çelişkili bilgi bir hatayı doğru bir yargıya dönüştürebilir.

كان من نوعية الأطفال التي يكرهها جميع من في المدرسة، صحيح؟

Okulda nefret ettiğiniz tür çocuklardandı, doğru mu?

لقد سمع عن الخنازير ، وقد فهم العبارة بشكل صحيح ، ولم يفهم

Domuzcukları duymuştu, cümleyi doğru anlamıştı, sadece ne anlama geldiğini

و لكن ارتداء أقنعة الوجه بشكل صحيح يمكنه لعب دور أيضاً:

Fakat yüz maskelerinin doğru takılması da bunda bir rol oynayabilir.

- هذان منزلان معاً، صحيح؟ - منزل مزدوج، نعم. منزل مزدوج، بأرضيّة واحدة والجزء العلوي.

-Bunlar yan yana iki ev mi? -Evet, iki tane. İki katlılar. Üst kat prefabrike.

القوات فعالة ، يجب أن يتم دفع رواتبهم وملابسهم وإطعامهم بشكل صحيح - وهو أمر

etkili olabilmeleri için, onlara düzgün bir şekilde ödeme yapılmalı, giydirilmeli ve beslenmelidir - Fransız Cumhuriyeti'nin